Geçmişte zirveyi kovalayan takımlarda yabancı teknik adamları sorumlu görürdük. Bu kez yarıştaki beş takımın dördünde Türk teknik adamlar görevde. Yabancı ve yerli hocalara tanınan toleransın farklı oluşu geçmişteki tabloyu oluşturmuştu. Değişimi, bu işe büyük emek veren, yerleşmiş ön yargıların karşısında hedeflerini ve vizyonlarını ortaya koyup bu işi daha ileriye götüren Türk teknik adamlar gerçekleştirdi.
Bülent Uygun, Sivasspor'daki performansıyla takdir ediliyor. Kulüp yönetimindeki süreklilik, profesyonel yapılanma, kısa ve uzun süreli hedefler koyup bunları uygulama, bu arada takımı sürekli yarışın içinde tutabilme, en önemlisi tüm bunları kısıtlı imkanlarla başarma alkışlanıyor. Sivas potansiyelindeki bir takımı üst üste iki yıl yarışın içinde tutmak çok önemli.

SABIRLI OLUNMALI
Trabzonspor'un performansı Ersun Yanal ile sürekli artıyor. Şampiyonluk hedefini yakalayabilecek, bu heyecanı camiaya yaşatan önemli bir takım ortaya çıkaran Yanal'ın hem kendisi hem de takımı önemli gelişme içerisinde. Daha dengeli oynayan ama kazanma isteğini de sürekli ortaya koyan, rakiplerini sürekli baskı altına alan bir takımı Trabzon gibi büyük beklenti içinde olan bir futbol şehrinde yapabilmek çok kolay değil. Bir yılda alınan mesafe, gidilen yolun doğru olduğunu gösteriyor. Bu takıma ve teknik ekibine biraz daha sabır göstermek, arkalarında durarak destek olmak kısa sürede başarılar getirecektir.
Galatasaray yola kendi yetiştirdiği Bülent Korkmaz ile devam ediyor. Büyük camiaların başına kim, ne zaman gelirse gelsin işi zordur. Şampiyonluk dışındaki her sonuç teknik adama mal edilir. Bu camialarda şans bulmak çok önemli bir fırsattır. Bunun erkeni, geçi olmaz. Buradaki kıstas bu görevin gerektirdiği birikime sahip olmaktır . Başlangıç itibarıyla Bülent Hoca sınıfı geçmiştir. Kendi felsefesini ve düşüncelerini uygulaması bir süreç işi. Görev süresi içinde bunları etap etap uygulamaya başlayacaktır. Burada da camianın ve yönetimin teknik adama göstereceği destek ve sabır önemli. Bülent Hoca'nın Skibbe'nin yaptıklarının çok daha fazlasını ortaya koyacağına inanıyorum.

ALIŞMAK ZAMAN ALIR
Fenerbahçe, sezona Avrupa Şampiyonu unvanına sahip Luis Aragones ile başladı. İspanyol hocanın, geçen sezon Şampiyonlar Ligi'nde oynanan çeyrek finalin ötesi hedefiyle örtüştüğü düşünülüyordu. Ama her ülkenin kendi futbol ve sosyal şartları var. Her ülkenin oyuncularının düşünce ve yaşam şekilleri var. Futbolun dili bir diye düşünülse de, bu lehçe farklılıklarını yakalayamayan teknik adamlar sorunlar yaşar. Onlar futbolun bu gerçeklerini kabullenene kadar yaşanan mali ve sportif kayıplar kulüpler ve camialar açısından ağır olur. Yine de Aragones, bu yaşında hala başarının peşinde koşarak, futbolda hiçbir dönemin başarı yakalamak açısından teknik adamlar için geç olmayacağını gösterdi.

DENİZLİ DOĞRU SEÇİM
Beşiktaş, sezon içinde yeni bir yola girdi. Mustafa Denizli ile çalışma kararı doğruydu. Tüm futbol camiasını tanıyan, kredisi olan, camiaya ve yönetime zaman kazandıracak, önünü açabilecek tek isimdi. Sürekli travma yaşayan takımı ve oyuncuları tekrar şampiyonluk hedefinde tutabilecek, birikim ve deneyime sahipti. Mustafa Hoca, her değişimde olabileceği gibi sıkıntılı süreçler yaşasa da, Beşiktaş'ı şampiyonluğun en önemli adaylarından biri haline getirdi. Bunu yaparken takımın yönetimindeki tek sesliliği gerçekleştirmesi önemli. Sorumluluğu aldı; kimsenin müdahil olmasına izin vermedi. Takımla ilgili açıklamalar yalnızca kendisi yaparak, Beşiktaş'ın en büyük problemi kendi kendine kriz yaratma sıkıntısının önüne geçti.
Şampiyonluğu bir Türk teknik adamın yönettiği takımın kazanması bugünkü şartlar içerisinde daha yakın. Bu sonuç yabancı teknik adamların başında olduğu camiaları üzse de Türk futbolu adına bizleri sevindirecektir.