Amaç, Deniz Kuvvetleri'ni tasfiye imiş! Sanırsınız ki, Barbaros Hayrettin Paşaların dönemindeyiz ve her gün donanmamız, büyük devletlere karşı zafer kazanıyor. "Darbe tertiplerine karıştık" demiyorlar da, "Amerika ve ılımlı İslâm bir arada Denizci subayları tasfiye ediyor" masalını anlatıyorlar. Dava dosyalarının her aşamasında Denizcilerin bu işlere karıştığına dair bilgiler var. Balyoz'daki Suga planı, İstek Vakfı'nın arazisinden çıkan mühimmat dolayısıyla açılan Poyrazköy davası, amirallere suikast, azınlıkları hedef alan Kafes, Koç Müzesi'ndeki denizaltıda bulunan TNT kalıbı, gizli belge toplayıp, şahsi ikballerini sağlamayı amaçlayan kişilerin faaliyetlerini kapsayan "casusluk" davaları.
"Deniz Kuvvetleri darbe yapabilir mi?" diye soruyorlar. Tek başına yapamaz. Ama pekâlâ ortamın hazırlanmasına katkı sağlayabilir. 28 Şubat'ta Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya'nın başı çektiğini göz ardı etmeyelim. 28 Şubat'ın ilk tohumları, Gölcük'teki Harp Oyunu'na katılanlar sayesinde ekilmedi mi?