MİT'in, Taraf yazarlarını, Ekim 2008 ile Aralık 2009 arasında kod adı vererek dinlediği ortaya çıktı. O tarihte, Taraf gazetesi, peş peşe çok önemli belgeler yayınladı: 20 Haziran 2008: Genelkurmay'ın Türkiye'yi biçimlendirme planı (Yargıçlar ordu çizgisine çekilecek, gazeteciler kullanılacak, TSK muhalifleri yıpratılacak, kanaat önderleri yönlendirilecek, DTP'nin terörist olarak görüldüğü vurgulanacak, Kürt bölgesi silâhla rahatsız edilecek.) 7 Temmuz 2008: Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'un hazırladığı Eldiven isimli darbe planı. 4 Şubat 2009: Kara propaganda sitelerini sıralayan İnternet Andıcı. 12 Haziran 2009: İrtica ile Mücadele Eylem Planı.
Söz konusu dinlemelerin, Taraf'ın bu yayınlarıyla ilgili olduğunu tahmin ediyorum. Yoksa MİT'in savunmasında belirttiği gibi, yabancılarla görüşen Ahmet Altan, Mehmet Altan, Yasemin Çongar, Amberin Zaman, Mehmet Baransu ya da Markar Esayan'ın casus olabilecekleri şüphesi üzerine dinlendikleri iddiası mantığa pek uygun düşmüyor. O tarihte, hatırlatayım, Hakan Fidan henüz MİT'in başında değil. 28 Şubat sürecinde bu teşkilâtın, askerin yedeğinde faaliyet gösterdiği de biliniyor. Dolayısıyla, gazetecilerin dinlenmesini aynı çerçevede değerlendirmeliyiz.
Keşke Başbakan soruşturma izni verse ve gerçek ortaya çıksa. Zira bu dinlemeler hukuka aykırıdır. MİT yönetmeliği ya da Başbakanlık genelgesi, kod adıyla dinleme imkânı verse bile, hâkimler, Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca işlem yapmalı, dinlenenlerin gerçek kimliğini ve dinlenme sebebini öğrenmeliydi. Zira özel hayatın gizliliğine atfedilen önem açısından, telefon dinlemelerinde hâkim kararı aranıyor. Eğer hâkim, kod ismine bakarak dinleme kararı verirse, yasaların bireye tanıdığı teminat da ortadan kalkmış olur. Bu durumda, hâkimden izin almaya lüzum yok ki! İstihbarat otursun istediğini dinlesin... Hâkimin devreye girmesi, denetim mekanizmasının çalışması için gerekli.
Kod ismi üzerinden dinleme kararı veren hâkimin, eski HSYK'nın atadığı hâkim olduğunu da unutmayalım. Bunu şunun için yazıyorum: Kimileri, MİT ile koordinasyon içinde çalıştığı ileri sürülen mahkemenin, AK Parti hükümetinin yargıyla işbirliğini ortaya koyduğunu ileri sürmekte. Oysa benim kanaatime göre -Taraf'ın yayınları da hatırlandığında-, dinleme, iktidarın bilgisi dışında gerçekleşmiştir; MİT'in 28 Şubat'taki genel tavrının ve askere yakın duruşunun bir yansımasıdır.
