Uluslararası Para Fonu-Dünya Bankası İlkbahar Dönemi Toplantıları'na katılan Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, ayağının tozuyla 2005 sonrasında ekonominin geleceğini SABAH'a değerlendirdi. Babacan, kurlardaki dalgalanmadan IMF ile ilişkilere, sosyal güvenlik sistemi açıklarından 8.5 milyar dolarlık ABD kredisine kadar geniş bir yelpazede sorularımızı yanıtladı. Detaylı analizlerle iç ve dış piyasaların fotoğrafını çeken Babacan'ın ulaştığı sonuçlar şöyle:
* ABD Faiz Artırırsa Ne Olur?
Öyle bir hava yaratılıyor ki, ABD Merkez Bankası faizleri yükseltirse sadece biz etkileneceğiz gibi. Oysa, 30 yıllık tahvillerin faizine bakıldığında ABD de Meksika da Rusya da Türkiye de bundan etkilenmiş durumda. En yüksek faiz artışı ise Brezilya'da. Amerikan Merkez Bankası Başkanı Alan Grenspan, benim de bulunduğum bir toplantıda, açık açık, "Artık düşük faiz politikasını bırakıyoruz" dedi. ABD'de şirketlerin kârlarında rekor artışlar var. Hatta, maliyet düştüğü halde, fiyatlara yeterince yansımıyor. Bu, güçlü talepten kaynaklanıyor. Grenspan, "Ne zaman ne yapacağımıza piyasaya bakarak karar vereceğiz" diye konuştu. Ancak, bu açıklamadan sadece Türkiye etkilenmedi, dünya etkilendi. Önemli olan ekonominin iç dinamiklerinin sağlam ve tutarlı olması.
* Kur Neden Yükseliyor?
Bu, tamamen piyasa oyuncularının aldığı bir karar. Dalgalı kur rejiminde, bu tür iniş çıkışlar olabilir. Dikkat edilmesi geren nokta kur riskidir. Piyasa bu açıdan çok bilinçli.
AB'DEN TARİH ALACAĞIZ
* Kur Neden Şimdi Artıyor?
Çok sayıda piyasa aktörünün hangi gerekçelerle karar aldığını tahmin etmek zor.
* Risk Algılaması mı Var?
Devamlı sermaye girişi olacak diye bir şey yok. Türkiye'de sermaye hareketlerinde serbesti var.
* Ek Tedbir Gündeme Gelir mi?
Gerek biz gerekse IMF bugünkü gelişmelerin programı olumsuz etkileyeceğini sanmıyoruz. Türkiye'de ekonomik istikrar konusundaki çabayı ve siyasi iradeyi herkes görüyor. AB ile müzakerelere başlamak için siyasi kriterleri yerine getirmeye çalışıyoruz. Tarih almamız bana göre kuvvetli olasılık.
