Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Kriz yavru-layan vatan

Türkiye'nin, dış politik kaderini endekslediği bir ülkeden bu kadar bihaber olması tuhaf değil mi? Peki ya "Yavru Vatan" hamasetine sığdırılan Kuzey Kıbrıs gerçeğinin, belirli çevreler dışında bilinmemesine ne demeli? KKTC'de, 28 Ocak'ta düzenlenen ancak bir hafta sonra keşfedilen "sinsi miting" gözleri yeniden Ada'ya çevirdi. Özellikle Başbakan Tayyip Erdoğan'ın sert çıkışı, Türkiye'de ve Kıbrıs'ta sarsıcı sonuçlar doğurdu. Peki, KKTC'de bugüne nasıl gelindi? Türkiye'de infiale yol açan eylem ve söylemler ne zaman olgunlaştı?

***
Kıbrıs dinamiklerini analiz etmek için 1974 Barış Harekâtı'na kadar gitmeye gerek yok. 1970 model Türkiye'nin hastalıklı idari ve ekonomik yapısının Ada'ya bulaştırıldığını anlatmak bile yersiz. Ama son 4 yılı iyi okumak önemli. Zira yılların ihmaliyle halının altına süpürülen problemler artık dayanılamaz hale geldi. Kronolojik olarak bazı olaylara ve gerisindeki hesaplara bakarsak görünen manzara şöyle:

2007'de, Türkiye'nin uyarılarına rağmen Kıbrıs'ta çok yüksek maaş artışları verildi.
Ancak bütçenin bu yükü taşıma kapasitesi yoktu. Üstelik o yıl, KKTC ekonomisini ayakta tutan emlak balonu da patladı.
Ekonomi iki yıl üst üste küçüldü.

2008'de erken seçim kararı alındı.
Yeni Hükümet'ten beklenen, ekonomik tedbirler alması idi. Ama bizzat KKTC Başbakanı, sendika temsilcileri ile görüşerek, "Tedbir düşünmüyorum. Türkiye'den para bulacağım" diyebildi. Ve bu gizli pazarlık daha sonra deşifre edildi.

KKTC, Ankara'nın finansal desteği ile idare edip 2010'daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar gelebildi. Derviş Eroğlu, KKTC Devlet Başkanı oldu, lakin Başbakanlık için planladığı ismi göreve getiremedi.
Sürpriz Başbakan İrsen Küçük, geç ve güç de olsa bazı tedbirleri hayata geçirdi.
2010-2012 dönemi için "Kamunun Etkinliğini Artırma Özel Sektörü Güçlendirme Planı"nı açıklayan Küçük Hükümeti'ni, dünden kalan "13. maaş problemi" bekliyordu. Kıbrıs'ta 13, hatta 14 maaş alan kamu görevlisi ve emeklileri bulunduğu için 140 milyon lira kaynak gerekiyordu.
2011 Bütçesi'ne mahsuben istenen bu tutar için Ankara, "Bütçenizi denkleştirecek adımlar atarsanız olur" yanıtını verdi. Zorunlu ek önlemler devreye girince, siyasi fatura anavatana kesildi.

KKTC ile ilişkileri koordine eden Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ve Lefkoşe Büyükelçiliği Ekonomi Müşaviri Halil İbrahim Akça hedef tahtasına oturtuldu. "Miting yaparsak hem hükümeti sarsar hem de Türkiye'nin dikkatini çekeriz" taktiği hayata geçirildi. "Tedbirleri Ankara dayatıyor. Arkasında bu iki isim duruyor" iddiası Kıbrıs'ta sonuna kadar kullanıldı. Hatta, "Adalı Türkler olarak hayatımız iyi idi. Türkiyeli Türkler geldi, nüfus arttı. Onlar için bize ekstra ödeme yapılmalı" formülü de işlendi. Böylece "Kıbrıslı Türkler, Türkiyeli Türkler" şeklinde, Rum kesiminin manipüle ettiği ayrımcılık politikasına KKTC'de de taraftarlar yaratıldı.
***
Başbakan Erdoğan'ın KKTC'yi sarsan sözleri üzerine uzun yılların ardından Kıbrıs'ta ilk kez özeleştiri süreci de başladı. Ülkedeki çarpık idari yapıdan görevde bulunanlar kadar köşesine çekilmiş isimler de aynı anda sorumlu olduğu için bir tür "örtbas stratejisi" de izlendi. Daha da vahimi Serdar Denktaş gibi tanınmış bir simanın, hükümete girememesinin sorumluluğunu Ankara'ya yıkması oldu. Türkiye karşıtı muhaliflere cephane taşındı.
Yarın Kıbrıs'ta ne olacağına gelince...
40 bin kamu çalışanı ve emeklisinin milli gelirden aldığı payın, 120 bin özel sektör çalışanı ve emeklisinin payına eşit olduğu artık biliniyor. İmtiyazlı kamu azınlığına karşı rekabetçi özel sektör ekonomik programa sahip çıkıyor. Türkiye'ye laf eden 12-13 bin Kıbrıslı'nın 13. maaştan fedakârlık yapması, 3 kamu bankası, elektrik kurumu ve petrol dağıtım şirketine neşter vurulması kaçınılmaz. KKTC'nin ayakları üstünde durması Türkiye'nin değil, Türkiye'yi bahane edip tezgâhını sürdürmeye çalışanların tasfiye edilmesinden geçiyor!



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA