Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

"Kılcal damar" stratejisi

Türkiye, en iyi öğrenme tekniğinin "deneme yanılma yolu" olduğu bir ülke. Niyet ne kadar samimi olursa olsun, duvara toslamadan işin doğrusunu bulmak güçtür bu ülkede. Tabii bir de önyargılar vardır. Bu yüzden bizim memlekette yapısal dönüşümlerin ön hazırlığı bir parça eksik kalır. İcraat yapan "gizli ajanda" iddiası ile muhalefet cephesi ise "kategorik karşı duruşla" mahkum edilir. Bu çekişme ortamında değişimin ruhu kaybolur. Uzlaşma kültürü ile ortak ürün çıkarabilme kabiliyeti bir türlü gelişmez.

***

Yeni anayasanın altyapısının kurulduğu bugünlerde, dünden alınan derslerle artık "katılımcı yöntemler" kullanılıyor. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, anayasa mimarisinde vitrinde olsa da itici gücün AK Parti olacağı görülüyor. 2007 seçiminin ardından, anayasa çalışması başlatan AK Parti, önce çerçeve siparişi vermiş, sonra hocalarla zirve gerçekleştirip kendi metnini oluşturmuştu. O metnin olgunlaşması aşamasında sivil toplum kuruluşlarının katkısı ve siyasi partilerin desteği aranmıştı. AK Parti, istemediği biçimde "Anayasa dayatması" yapmakla suçlanmış ve frene basmıştı. Kısmi anayasa değişikliği ancak 3 yıl sonra referandumla hayata geçmişti. Bu noktada Türkiye'nin darbe geçmişi ile yüzleşmesi için kaçınılmaz olan yargı reformu ihtiyacı etkisini göstermişti. 2011 yılında ise durum farklı.
***

AK Parti anayasa hazırlama komisyonu bu kez, ülkenin en uç köşesindeki, uç fikirlere dahi ulaşma çabasında. Bir anlamda, "kılcal damarlara" kadar inme arayışında. Şimdiye kadar anayasa ile ilgili önerisi olan kurum ve kuruluşların notları biraraya getirilir, muhatapları ile konuşulurdu. Ham metin önce parti teşkilatının sonra halkın görüşüne sunulurdu. Oysa bu kez yeni anayasa daha halka sunulmadan, halkın onayını alacak şekilde tasarlanıyor. Plan işlerse akademik ve siyasi çalışmalar sürerken, sahadaki tüm görüşler parti genel merkezinde toplanacak. İl, ilçe, belde teşkilatları gerek kendi fikirlerini gerekse bulundukları yöredeki sivil toplumun beklentilerini Ankara'ya iletecek. Bu; on binlerce zihni katkı demek. Ama aynı zamanda anayasaya "ön destek" alınması anlamına da geliyor. Beyin fırtınasına dileyen vatandaşın elektronik posta ile kısa mesajla katkı sağlayacağı da hesap edildiğinde, gerçekten büyük resim çizilmiş olacak.
***

Anayasa pozisyonu açısından bakıldığında, "pazarlık" amaçlayan partilere de tanık olabiliriz. Örneğin CHP, yargı ile ilgili maddelere vereceği desteği "özel yetkili mahkemelerin" kaldırılması şartına bağlama eğiliminde. MHP ise (yemin etmesi halinde) BDP ile aynı noktada farklı tezleri savunmaya meyilli. Bir taraf vatandaşlık tanımından "Türk" vurgusunun çıkarılmasına direnirken diğer taraf "etnik" atıf yapılmamasında ısrarlı. Örnekleri çoğaltmak mümkün. AK Parti, BDP'yi (muhtemelen yeni ismiyle sahneye çıkacak partiyi) muhatap almaya istekli değil. CHP ve MHP ise hassas maddeler için teyakkuz durumunda. İşte bu yüzden Meclis Başkanı Cemil Çiçek hem tüm taraflarla konuşabilen hem de güven telkin eden özelliği ile rol oynayabilir. Lakin tanıdığımız Çiçek, her kesimi dinlemekle birlikte, genel havayı ve TBMM'deki çoğunluk iradesini gözeterek mesafe alacaktır.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA