Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Bakan, üstatlar Yüksek Mahkeme...

Geçen hafta benim için iki önemli buluşmaya sahne oldu. Hem Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'le aynı televizyon programına katıldım hem de bir milli gün resepsiyonunda Anayasa Mahkemesi'nin değerli üyeleriyle konuşma fırsatı buldum.
Bakan Şimşek ile sohbet, ister istemez vergi denetim birimlerinin birleştirilmesi kararının yansımalarına ve harcama denetimindeki kadrolarda yaratılan mağduriyete odaklandı.
Hemen belirteyim ben Maliye Bakanı Şimşek'i samimi buluyorum. Onun, Uluslararası Yatırım Bankası'nda çalışmış bir iktisatçı olarak gerekli gördüğü reformlar ile AK Parti dinamiklerinin zorladığı yapısal değişimin bir noktada buluştuğunu düşünüyorum. Zaten reform işi zordur. Bir yandan mevcut katılıkları aşacak ve geleceğe yürüyeceksiniz, diğer yandan kurumsal deneyimi, birikimi, geleneği bütünüyle dışlamayacaksınız. Hepsinden öte, adil olacaksınız. Hukuk yazarken, haksızlık yapmayacaksınız.

***

Önce, ilk konuyu yani vergi denetimi meselesini biraz açalım. Maliye Bakanı, 'hesap uzmanları, maliye müfettişleri, gelirler kontrolörleri ve vergi denetmelerinden' oluşan dörtlü yapının 'vergi müfettişi' sıfatıyla tek çatı altında toplanmasından memnun ve bundan sonra geri adım atılmayacağı kanaatinde. Özellikle, yeni açılan eğitim merkezine ve yeni alınacak gençlere çok güveniyor. Dünle hesaplaşma içinde olmadığını anlatıyor. Tabii bu, onun görüşleri. Ancak, denetim birimleri arasında organik bütünlüğün henüz sağlanamadığı, rapor kalitesinin zayıfladığı, denetim performansının önceki yıllara kıyasla geride kaldığı hâlâ söyleniyor. Yaşadıklarımız, 'geçiş döneminin sancıları mı?', 'değişime direnç mi?' yoksa 'dönüşümü planlama ve uygulama hataları mı?' bunu, zaman gösterecek. Ancak görünen husus, vergi denetimi gibi hayati bir fonksiyonun daha fazla kafa karışıklığı ve çekişme kaldırmayacağı gerçeği...
***

Gelelim ikinci hususa... Milli emlak ve muhasebe denetmenlerinin itirazlarına. Bakan Şimşek, bürokrat arkadaşları dinlediğini ve makul taleplerin karşılandığını belirtiyor. Her işte 'uzmanlığın' esas olduğunu, bu gruptaki denetmenlere 'uzman' unvanı verilmesinin gelişmeyi gösterdiğini savunuyor. Oysa durum tam olarak Bakan'a aktarıldığı gibi değil. Zira uzmandan uzmana fark var. Üstelik bir bürokrat yeri gelince uzman yeri gelince denetmen olarak çalıştırılmamalı. Teknik çalışma yapan, amirin emrindeki bürokrata, o amiri de denetleyebilecek yedek bir görev tanımlanması tuhaf.
Eleştirilecek başka yönler de var. Ama bundan sonra söz, Anayasa Mahkemesi'nde... Zira kanun hükmünde kararnamelerle gerçekleştirilmeye çalışılan değişimin hukuki aksaklıkları Yüksek Mahkeme'nin de radarına girmiş durumda. Mahkeme, muhtemelen üstatların ricası nedeni ile Maliye'yi ilgilendiren KHK'ları görüşmeyi en sona bırakmış gibi. Lakin ne kadar ötelenirse ötelensin KHK'lardaki bazı hükümlerin iptal edileceği, yeni düzenleme yapması için idareye en az 6 ay süre verileceği anlaşılıyor.
Netice olarak...
İdare, kendi çalışanı ile ebediyen kavgalı olamaz. Hukuk herkese lazım. Yargı kararı ne yönde çıkarsa çıksın siyasetçisi de bürokratı da saygı duymalı ve gereğini yapmalı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA