Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİHA OKUR

Saf ve bakir Anadolu çocuğu

Salı akşamı Maçka'daki Milli Reasürans'tayım. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı bir dönem Aksigorta Yönetim Kurulu Başkanlığı yapan Güngör Uras'ın misafiri o akşam...
Türk medyasının usta kalemlerinden Haşim Akman tarafından yapılmış söyleşiden oluşan, "Saf ve Bakir Anadolu Çocuğu Güngör Uras" kitabı tanıtılıyor. Türkiye İş Bankası Yayınları'ndan çıkan 672 sayfalık kitap sanki ders kitabı.
Ekonomik ve gastronomik tarihimizi anlatıyor. Uras, gençliğini DPT'de, ömrünün büyük bölümünü de iş âleminin zirvelerinde geçirmiş. Her yerde kendisini saf ve bakir Anadolu çocuğu diye takdim ediyor. Köklerine ve geleneğine saygılı modern seyyah o...

***

Akman'ın ifadesiyle, Tahran'dan Washington'a, Londra'dan Mekke'ye, adımını attığı her toprak parçasından, siyasetten, iktisada, yemekten müziğe anlatacak bir şeyler çıkartıp okurlarıyla paylaşmaya can atan bir yazı makinesi. Dört isimle yazı yazıyor: Güngör Uras, Ali Rıza Kardüz, Tevfik Güngör ve Ayşe Hanım Teyze. Ekonomiyi iyi biliyor, sade ve basit bir dille anlatıyor.
Uras'ı, 1983'te Dünya gazetesinde tanıdım.
O yıllarda bir tek emtia borsası vardı. Menkul kıymetler, vadeli işlemler ve para piyasası ne gezer. Fiyat ve mal hareketini izliyorum, bir Perşembe Pazarı'na bakıyorum, bir de Sultanahmet'e. Rahmetli patronum Nezih Demirkent, "mal ve fiyat hareketleriyle ilgili bir bülten çıksın" demiş. Uras hazırlayacak. Genç, cevval ve gözükarayım ya, beni Uras'ın yanına verdiler.
Bülten çıkmadı ama ustayı tanıdık. Yazdıklarından çok şey öğrendik.
***

Saf ve bakir Anadolu çocuğunun hikâyesi okunmaz mı? Türkiye'nin sanayi, medya, KİT tarihi anlatılıyor.
Uras'ın kitabı her kesime yol gösteriyor. Kitapta, özellikle tasarruf fakiri Türkiye'ye verilen mesaja dikkat çekmek istedim. Uras anlatıyor: "...
'Tasarruf açığımız' var. Döviz açığımız var. Bu nedenle sıcağı ya da soğuğu ile yabancı sermayeye muhtacız, 'seçici' olamıyoruz. Sıcak para olarak giren ve risk taşıyan yabancı sermayeden korkudan, 'gerçek anlamda ülkeye yarar getirecek' yabancı sermayeyi küçümsüyoruz. Yabancı şirketler, Türkiye'deki sorunlarını çözmek için büyük Türk gruplarıyla ortak oluyor, onların patronluğuna iş takipçiliği yaptırıyorlar. Sorunlarını çözünce de ortaklıktan ayrılıyorlar."
Sizce iş ahlakı mı bu?..

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA