Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

12 Eylül darbecileri yargılanabilir mi?

Ergenekon dava süreciyle birlikte "darbelere" ilişkin kafa karıştırıcı bir tartışma gündemden hiç inmedi.
Önce Ergenekon Terör Örgütü iddiasıyla açılan dava, ardından 2009'a damgasını vuran İrticayla mücadele, Kafes Eylem Planı ve Balyoz darbe planları küçümsendi…
Bu küçümseme her defasında "anlamlı" bir karşı soruyla tamamlandı:
"Sıkıysa 12 Eylül darbesiyle hesaplaşın"
Bu yaklaşımın en bilinen savunucusu ise CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'dı.
Ama sadece o değil, her darbede en çok darbe yiyen ve son darbe planlarına da karşı çıkan solcular da, 12 Eylül'ün sillesini yemiş milliyetçiler de aynı şeyi yaptı.
Oysa Türkiye, sıcağı sıcağına "Darbe Planı" yapan, bunun için kaos yaratmak isteyen birilerini suçüstü yakalamış ve iz üstündeydi.
İlk kez Ordu içinde ve dışında "darbeler olmasın" diyen bir irade vardı.
İlk kez 27 Nisan e-muhtırasına karşı çıkan, darbe planlarının ortaya çıkması için çaba harcayan bir siyasi irade vardı.
Ve en önemlisi yargı içinde darbecileri soruşturan savcılar ve yargıçlar vardı. Ayrıca ortada somut belgeler ve bilgiler vardı, silahlar yakalanmıştı ama yine de siyasiler ve medyanın bir kesimi sürekli aynı şeyi söylüyordu:
"Sıkıysa 12 Eylül darbesiyle hesaplaşın"
İlginçtir aynı çevrelerin büyük çoğunluğu, "Gelin 12 Eylül Anayasası'nı değiştirelim" deyince de karşı çıkıyorlardı.
Garip ama gerçek… Hem 12 Eylül darbecileriyle hesaplaşalım deniyor, hem de Anayasasına sahip çıkılıyordu.
Bu işte bir gariplik olduğu çok açıktı ancak bu ısrarda bir cinlik de vardı. O cinliğin ne olduğunu sanıyorum en iyi hafta içinde Vatan gazetesinde yayımlanan bir röportaj anlatıyordu. "

Statüko devam etmeli"

Eski Yargıtay Başkanı Prof. Sami Selçuk, Mine Şenocaklı'ya verdiği söyleşide şöyle diyordu:
"Olanaksız. O yol kapandı. Ortada halkoyuyla kabul edilmiş bir Anayasa var. Bu Anayasanın geçici 15. Maddesi kaldırılsa bile 12 Eylül yargılanamaz."
Şaşırtıcı değil mi?
İlk kez böyle hukuki bir yorumla karşılaşıyorum.
Peki, bunun nedeni ne olabilir?
Deneyimli hukukçunun verdiği cevaba, sanıyorum siz de şaşıracaksınız:
"15. Madde'yi kaldırsanız da 12 Eylül'ü yargılayamazsınız. 15. Madde'yi dikkatle okursanız, af sözcüğünün kullanılmadığı bir af yasasıdır. Hatta af yasasından da daha ileri gitmiştir. Niye? Çünkü af yasası sadece ceza hukukuyla sınırlı çıkar. Bu yasa ise idari ve özel hukukla ilgili olan bütün sorumlulukları ortadan kaldırmıştır. Bir devlet düşünün, önce affedecek, aradan 30 yıl geçtikten sonra, 'Yanılmışım, aftan vazgeçtim' diyecek. Bu gayri ciddiliktir... Devlet bir af çıkarttı, sizi affetti diyelim. Aradan 1 yıl geçtikten sonra, 'Ben pişman oldum, gel bakalım geri' diyemez. Böyle bir şey olur mu? Devlet, devlet olmaktan çıkar o zaman. O devlete güvenebilir misiniz?"
Prof. Selçuk
, yeni bir Anayasa hazırlansa bile 12 Eylül'ü yargılamanın mümkün olmayacağını söylüyor. Ama aynı şeyi 28 Şubat postmodern darbesi için söylemiyor.
Kısaca bu ayrıntıya bakarsanız 12 Eylül yargılanamaz, kendilerini güvenceye aldıkları çok açık. Ergenekon savunucularına kulak verirseniz de, ne darbe günlüklerinin hesabı sorulmalı, ne de Türkiye'yi kan gölüne çevirmek için darbe planlayanlar yargılanmalı.
Bu durumda 12 Eylül Anayasası'nın hedefiyle, Ergenekonseverlerin hedefi aynı; Statüko devam etmeli… Onca feryat figan bunun için.
Bu gerçeği hukukçu siyasetçilerin bilmiyor olması mümkün mü?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA