Siyaset ve medyadaki kutuplaşma çok açık biçimde gerçeğin üstünü örtüyor. Bunu en yoğun biçimde Ergenekon sürecinde yaşadık. Aynı şey, İrtica ile Mücadele ve Kafes Eylem Planları için de geçerliydi.
Şimdi buna bir de Balyoz Darbe Planı eklendi. İddianamelerde yer alan bilgilere, yeraltından fışkıran silahlara, çuval dolusu belgelere rağmen başta bazı siyasi partiler ve medyanın bir kesimi, aylardır tüm olup bitenlere bir "iktidar oyunu" olarak baktı. Ve öyle algılanması için de ellerinden geleni yaptı.
Bu konuda en yoğun çaba harcayan ise CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'dı. "Ergenekon avukatlığı" nı üstlendiği gibi sonradan çıkan "darbe planları"na da farklı gerekçelerle hep karşı çıktı.
Benzer bir yaklaşımı yargısal süreci beklemeden Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ da yaptı. En son geçen yıla damgasını vuran "ıslak imza"ya "kağıt parçası" dedi.
Bu iki yaklaşım ve medyanın rolü öyle bir noktaya vardı ki, toplumun bir kesiminde değişmez bir ön yargı yarattı. Bunu da en çarpıcı biçimde önceki gün konuştuğum "solcu" bir arkadaşım özetledi:
"Darbe planlarının hiçbirine inanmıyorum."
Bu algıyı yaratanların suç işleyip işlemedikleri ayrı bir konu ama toplumda bir gerilime yol açtıkları çok açık. Şimdi geriye dönüp şu "Islak imza" meselesine yakından bakalım…
Önce Polis Kriminal Laboratuarı "doğruladı" şüpheyle bakıldı. Ardından orijinal ıslak imza ortaya çıktı ve Adli Tıp Kurumu onayladı. Ama yine de "inanmamak" için gerekçe bulundu.
Şimdi bu konuda Yargı'dan önce önemli bir adım atıldı. Sabah gazetesi son bir hafta içinde iki önemli habere yer verdi. Bir kez daha hatırlatmakta yarar var. İlk haber Balyoz Darbe Planıyla ilgiliydi. Sabah Muhabiri Veli Sarıboğa'nın özel haberinde şöyle deniyordu: "Balyoz Eylem Planını inceleyen Birinci Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığı bilirkişi raporunda, 'Belgeler orijinal ve darbe planıdır' tespiti yapıldı."
İkinci haber ise "Islak imzaya asker onayı…" manşetiyle çıktı.
Sabah Ankara Büro'dan Mutlu Çölgeçen'in haberine göre Jandarma Kriminal Dairesi, İrticayla Mücadele Eylem Planı'nı inceleyip raporunu verdi; "Belge orijinal ve ıslak imza Albay Dursun Çiçek'e ait…"
Bir süre önce CHP Genel Başkanı Deniz Baykal şöyle diyordu: "Kafes Eylem Planı inandırıcı değil. Türkiye iddianamelerin peşinde koşa koşa yorgun düştü. Peki, bu ıslak belge ne oldu?"
Nihayet, Birinci Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığı ve Jandarma Kriminal Dairesi bile "belgeler orijinal" dedi.
Bakalım, şimdi siz ne diyeceksiniz?
