Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Akıllıya her gün bayram

Trafik yılgınlığımdan, en çok görüşmek istediğim insanlarla bile yüz yüze konuşmak kısmet olmuyor. Temaslar hep elektronik.
Birinin mesajı: "Her günün bayram olsun." İyi dilek mi, beddua mı?
Niyet birincisi ama, duran yaşantı, uzayan kuyruklar, kana bulanan yollar gibi eksiler de var. Artıların başında ise bayramların dargınları barıştırma özelliği geliyor.
Kavgacılığıyla ünlü bir dostum her yıl o gelenekten yararlanmaya kalkar. Dün yine aradı, birileriyle arasını bulmamı istedi. Dayanamayıp sordum.
"Bana bak, boyuna barışmakla uğraşacağına, insanlarla bozuşmaktan vazgeçsen olmaz mı?" "Küstüm sana" dedi.

***

Bir başka dostum, Bilgi Üniversitesi rektörü Prof. Halil Güven, tam tersine küsmemekle ünlüdür. En çıldırtıcı engelleri, en kırıcı haksızlıkları nasıl gülümseyerek aşıp hedeflere ulaşmış olduğunun tanığıyım.
Şimdi kurumunda başlattığı Barış İnisiyatifine ve kurulacak Barış Kürsüsüne katkı istedi.
Çekişmelerin anlamsız bölümlerini bilimsel yoldan frenlemeyi umuyor. Ben de bu hoş donkişotluk uğruna trafiği aştım. Silahtarağa yerleşkesinde buluşup girişim planladık.
Bilgi Üniversitesi eğitim kurumlarının en iyi yayıncılık yapanı. O başarının mimarı Fahri Aral zor taşınacak ağırlıkta, uzunluğu adından belli bir kitap armağan etti: "Tehcir ve Taktil - İttihad ve Terakki'nin Yargılanması 1919-1922 - Divan-ı Harb-i Örfî Zabıtları". O yargılamanın Sıkıyönetim Mahkemesi zabıtları yani.
Besmele çekip koca cilde daldım. Kulaçlamam sürüyor.
İlk tepkim geçmişimizdeki derin çekişmelerin kasveti karşısında dehşete kapılmamaya azmetmek oldu.
Ama toplumumuzun kimi kesimlerinin dokusu bölünüp çatışmaya ne kadar yakın!
***

Bir de denge uzmanı diyebileceğim dostum var. Böyle şeyleri konuşuruz ara sıra. Hep uzlaşmanın, empatinin, kamplaşmayı önlemenin gereğinden söz eder. Her zaman umutlu ve iyimserdir. Dün o da aradı. İlk kez canı sıkkındı.
Dindar olmadığı halde, o kesimle de yakınlaşsın diye oğlunu camiye götürmüş. Ama vaiz pek ipe sapa gelmeyen şeyler söylemiş.
"Oğlanın üstündeki etki umduğumun tersi oldu" dedi. "Zaten kompleksli. Niçin başka memleketlerin çok gerisinde kaldığımızı sorup duruyor."
Kiliselerde değil, ekranlarda milyonlarca insanlara en saçma laflarla seslenip üstelik onlardan inanılmaz paralar toplayan Hıristiyan vaizleri geldi aklıma. Ve İstanbul Emniyet Müdürü iken kadrosundaki kimi görevlilerin hizmet kalitesini eleştiren bir yazıma rahmetli Necdet Uğur'un verdiği cevabı hatırladım:
"Sen bana fabrikasyon hatasının hesabını soruyorsun."
***

Kalitede ayrım çizgileri şu kavimle bu kavim, şu dinle bu din, şu kesimle bu kesim arasında değil. Kusursuzluk potansiyeli taşıyan ve taşımayan insanlar her yerde var.
Bugün ülkemizde önemli olan, geçmişteki karanlıkların günümüze uzanmasına izin vermemek, doğal sınıfsal çıkar karşıtlıkları dışındaki çatlakları gidermek, önyargıların yol açtığı bozuşmalardan vazgeçebilmek.
Bunu başarırsak anlamsız dövüşler yararlı yarışlara dönüşür.
Artıları ağır basan bayram olur her günümüz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA