Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Süt tozu krizi

Hong-Kong her ne kadar Çin'e bağlı olsa da, sistemi farklı, yönetimi ayrı, parası başka... Hatta iki ülke arasında, daha doğrusu ana kara ile Hong-Kong arasında İngiliz kolonyalizmi döneminde çizilmiş sınırlar bile var.
Ve de o sınırlarda gümrük görevlileri gelip-geçeni didik didik arıyor. Başta uyuşturucu olmak üzere her türlü kaçakçılıkla mücadele için.
Hong-Kong gümrük görevlilerinin Çin'e geçenlerin valizlerinde el koydukları kaçakçılık mallarına bir ürün daha eklendi: Süttozu! Bir yolcunun en fazla 1.8 kilo süttozu götürmeye hakkı var. Fazlasına derhal el konuyor.
Son bir ayda 2.100 kilo süttozuna el konuldu. Daha ilginci 500'ü aşkın kişi süt tozu kaçakçılığı suçlamasıyla tutuklandı.

***
İngiltere geçen ay İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana görülmemiş bir karar aldı: Bir tüketicinin 2 kilodan fazla süttozu satın almasını yasakladı. Karar başta Tesco, Sainsbury's, Asda olmak üzere tüm market zincirlerine tebliğ edildi.

***
Fransa'ya şu sıralar Çinli turist akını var. Hepsi de dönüşlerinde valizlerini sadece bir ürünle dolduruyorlar: Süttozu paketleri!
Ve başta Danone olmak üzere tüm süt üreticileri talebe yetişebilmek için kapasite artırımına gidiyorlar.

***
Çin'de süttozu talebi neden patladı?
Cevap: 2008'de 6 bebeğin ölümüne, 300 bin çocuğun da kronik hastalığa yakalanmasına yol açan "Melamin'li süt" skandalı yüzünden.
O rezaletten sonra Çinli aileler çocuklarına yerli süttozundan yapılmış mama yedirmiyorlar.
Çin dediğin, 1.3 milyar insan! Bereket, tek çocuk politikası uygulanıyor. Yoksa...

***
Eh, buna bir de büyük üreticiler arasında yer alan Avustralya ve Yeni Zelanda'da kurak bir yıl, diğer büyük üreticilerden Latin Amerika ülkelerinde ise aşırı yağışlar yüzünden süt üretiminin epey düşmesini ekleyin...
Sonuç: Çin'de bir kilo ithal süttozunun fiyatı 60 doları geçti.

***
Dünya süt üretimi normale dönerse, kriz biter mi?
Hayır. Çünkü Çin'de doğa öylesine kirlendi ki, aklınıza gelebilecek tüm besin maddeleri zehir içeriyor.
Ayrıca, temiz sayılabilecek ürünler de satıcılar ve dağıtıcıların karıştırdıkları hileli ürünler nedeniyle sağlık için çok ciddi tehlike oluşturuyor.
İşte bu nedenlerden ötürü, Çinliler pirinçten süte kadar tüm besin maddelerinde yerli üründen uzak duruyorlar.

***
Hayır, dünyada besin maddelerinin aritmetik, insanların ise geometrik arttıklarını savunan Malthus'un teorisinden söz etmeyeceğim. Her ne kadar yarım yüzyılda dünya nüfusu üçe katlanmış olsa da...
Hayır, satranç tahtasının her hanesine bir öncekinin karesi kadar buğday konulmasına dayalı matematik problemini de hatırlatmayacağım. Her ne kadar ilk hanede 1 adet olan buğday tanesi 64'üncü hanede 570 milyar tona, yani dünyanın neredeyse 900 yıllık üretimine eşit bir büyüklüğe ulaşsa da.
Hayır, Çinliler pirinç yerine buğday, yani ekmek yemeye alışırlarsa, dünyanın tüm ekili alanlarının bile onları doyurmaya yetmeyeceği gerçeğini de bir yana bırakacağım.
Ama bir hayat-memat sorununun altını çizeceğim: İnsanoğlu doğayı, yaşamının biricik kaynağını kendi elleriyle yok ediyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA