Gençlerbirliği Teknik Direktörü
Mesut Bakkal'a niçin
"Bravo" diyorum?
Sadece
Kasımpaşa karşısında takımı
5-
2 galip geldiği için değil!… Futbol anlayışını isimler üzerinden yürütmeyip, sisteme dayalı düşündüğü için kutluyorum hocayı.
Defansın göbeğindeki önemli iki isim
Ahmet Çalık ve
Sedat Bayrak'ın olmamasına rağmen bu sorunu rahatça çözmesi çok önemli bir durumdur.
Maçların sadece
"Kilit isimlerle" değil, sistemle kazanılabileceğini göstermesi dikkate alınması gereken etkin bir tarzdır.
Ülkemizde maalesef, liglerde yer alan takımlarımızın büyük bir çoğunluğunda yapı bazı isimler üzerine inşa edilmektedir.
Bu isimlerin sakatlık, ceza ya da başka bir nedenle oynamaması durumunda bu ekipler
"Ciddi yaralar" alabilmektedir.
2- 3 ismin olmaması, takımlarda adeta
"Deprem" etkisi yaratabilmekte, oyunlarında ciddi sorunlar oluşmasına sebebiyet vermektedir.
Bu meselenin çözümü ise
"İsimlere bağımlı olmak" yerine,
"Sisteme dayalı olmakta" yatmaktadır.
Bu yöntemi kendisine ilke edindiği için
Mesut Hoca'ya "Bravo" dedim. Bu tabi ki, işin bir yanı… Bir başka önemli unsur, daha önce de yazdığım gibi
Gençlerbirliği ekibinin fiziksel yapısı… Ben bu takıma,
"Ayağı yere sağlam basanlar" diyorum.
Taş gibiler! Çok dayanıklılar! Son
20 dakikada dilleri sarkmıyor!
Nefes alamayacak hale gelmiyorlar! 1.dakikada nasıl mücadele ediyorlarsa, son dakikalarda da aynı direnci gösterebiliyorlar.
İşte bu sebepledir ki,
"Gençlerbirliği her takımı yenebilir" dedim.
Bu sözümün de hep arkasında duracağım.
Çünkü gerçekler ortada! Şu an şampiyonluk kovalayan lider
Galatasaray ile onu takip eden
Fenerbahçe ve
Beşiktaş'ın halleri ortada… Bu üç ekibin de,
"Maçların son 15 dakikalarını çıkarmakta" ne denli zorlandıklarını görüyoruz… Zaten biraz
Bursaspor, biraz
Trabzonspor, biraz da
Başakşehir'in oyunları ve sahadaki mücadeleleri
Süper Lig'de Ankara'nın tek temsilcisi olan
Gençlerbirliği'ne benziyor! Ötekileri saymaya gerek bile duymuyorum…