İlhan
Cavcav sadece
Ankara'nın değil,
Türkiye'nin futboldaki en önemli isimlerinden biridir… Futbolu en iyi bilenlerdendir!
Futbolcudan anlar, kaliteyi fark eder, istikbal vaat eden genç sporcuları keşfetme yeteneği yüksektir.
Yılların verdiği tecrübe ile elbette önemli görüşlere de sahiptir.
Türk futbolunun geleceği konusunda doğal olarak görüşlerini açıklaması da son derece normaldir...
Zaten
İlhan Bey son zamanlarda bunu sıkça yapmaya başladı.
Kendine has konuşma tarzıyla eleştiriler yapıyor… Hedefinde futbolun içindeki hemen herkes var.
Federasyon Başkanı Yıldırım Demirören'den futbolumuzun genel direktörü
Fatih Terim'e, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'dan futbol menajerlerine,
Ankara'daki spor yazarlarına değin bir dolu insan
Cavcav'ın eleştirilerinden nasibini alıyor.
İtiraf etmeliyim ki, eleştirilerinin büyük bölümünde haklılık payı yüksek!
Cavcav eleştirirken,
"Federasyonu Demirören mi, Fatih Terim mi yönetiyor?.." diye sorabiliyor?
Çift başlılıktan yakınıyor; keyfiliğe parmak basıyor… Menajerlik sistemini eleştiriyor;
"Futbol piyasasını yükseltiyorlar.
Kulüpleri çoğu kez zarara sokabiliyorlar" diyor.
Aziz Yıldırım'ın çoğu uygulamalarını yanlış bulduğunu açıkça seslendiriyor.
Yabancı futbolcu transferinde, kulüplerden alınan
"Kelle parasına" karşı çıkıyor… Kulüpler Yasası'nın çıkarılmamasını eleştirirken milletvekillerine,
"Bu kanunun çıkarılması lazım. Ama üç büyükleri düşünerek değil, ülke futbolunu düşünerek hareket etmelisiniz; tarafsız olmalısınız" diye feveran edebiliyor.
Siyasilerden,
"19 Mayıs Stadı neredeyse çürümek üzere. Her yere yeni stat yapıyorsunuz.
Ankara'ya neden yeni stat yapmıyorsunuz?" diye hesap soruyor.
Sizce de haklı değil mi? Unutmayınız, futbolumuzun içinde bu soruları sormak isteyen, ama soramayan binlerce cesaretsiz insan var.
Cavcav, onların hislerine de tercüman oluyor bir anlamda.
İlhan Bey "Duayen bir futbol adamı olarak" elbette bunları yapabilir… Bu onun hakkıdır… Ancak, ilk görevi değildir…
İlhan Cavcav'ın birincil görevi, yıllardır başkanlığını yaptığı
Gençlerbirliği'ni çeşitli bahanelere sığınmadan
"Şampiyonluğa" oynatmaktır.
Bunu başaracak
"Güçlü kadroyu" kurmaktır.
Bunun zamanı çoktan geldi