2011'e farklı girmek isteyen tam 17 bin kişi, geçtiğimiz hafta eskici Hakan Vardar'ın kapısını çaldı. Beyoğlu Suriye Pasajı'nın altındaki devasa eskiciye girdiğimde, çalışanlar yorgun ama mutluydu. Az kalmış parçalar arasında pembe bir elbise gözüme çarptı. 60'lardan, Audrey Hepburn stili, pembe, uçuşan bir elbise. Fiyatına inanamadım! İnanılmazları gerçekleştirmeyi seven biri, Hakan Vardar. Kokoşlardan varoşlara her kadın, onun dükkânından bir şeyler almayı seviyor. Yaşlılar gençlerle onun mekânında bir araya geliyor, geçmişin güzelliklerini konuşuyor. Gelinlik derdiyle uğraşmak istemeyenler soluğu onda alıyor. Eskiden kurtulmak isteyenlerle, eskiye kavuşmak isteyenleri buluşturan adamın şu sözünü sevdim: "Para biriktirmeyi değil, insan biriktirmeyi seçtim." Rengarenk kıyafetlerle gerçekleştirdiğimiz movie röpü sabah.com.tr'de izleyebilirsiniz.
- Kıyafetlerinize bayılıyorum. Nereden aklınıza geldi eskici olmak?
- Bit pazarlarında cüzi rakamlara değişik kıyafetler alıyordum. Bunları okulda arkadaşlarıma satmaya başladım. Ciddi paralar kazanacağımı hissedince, annemin evini satıp bütün paramızı eskiye yatırdım. Bana 'deli' dediler.
- Risk alıp bütün paranızı eskiye mi yatırdınız gerçekten?
- Evet. Sabah erkenden bit pazarına gidip kıyafetler topluyordum. İlk zamanlar çok keyifli değildi. Hatta 'Bunu giyen ölmüş mü?' diyen bir mantık vardı. İnsanlar iğreniyordu. Ellerini bile sürmüyorlardı. Ama geçmiş dönemdeki insanların birbirlerine olan ilgisi, saygısı, elbiselerin güzelliği, kumaşının kalitesi, işlemeleri, insanların dikkatini çekmeye başladı. Belli bir zaman sonra da talep çok arttı. İnsanlar geçmişi özlüyor. Çünkü günümüzde her şey standart. Çok büyük para verip kıyafet alıyorsunuz, sonra o kıyafeti başkasının üzerinde görüyorsunuz. Çok küçük bir paraya aldığınız kıyafetin değil burada, dünyada ikinci bir örneğini bulamazsınız. Tamamen özel. Eski giysilerde kanserojen maddeler, sentetik boyalar yok. Tamamen merserize iplik, el işi göz nuru, yani tatlı bir olay. Bir de dizi sektörü, nostaljik kıyafetlere ilgiyi artırdı
. Bütün dönem dizilerinin kıyafetlerini biz veriyoruz.
Öyle Bir Geçer Zaman ki, Hanımın Çiftliği, Ezel, Karadağlar, Bitmeyen Şarkı dizileriyle çalışıyoruz.
DÜNYADA İKİNCİ BÜYÜK
- Kıyafetleri satıyor musunuz, kiralıyor musunuz?
- Dizilere kiralıyoruz. Bunlar çok özel, bulunmayan parçalar. Dizi boyunca onlarda kalıyor. Sezonu kapattıktan sonra bize geri veriyorlar.
- Nedir bütçesi?
- Mesela
Issız Adam'ın kostümlerini 3.000 liraya yapmıştık.
- Garip bir müşteri profiliniz var. Bir evsiz barksız da size gelebiliyor, ünlü bir aktris de...
- En çok da bunu seviyorum
. Deniz Çakır, Derin Mermerci'den tutun üniversite öğrencisine, alım gücü çok düşük olanlara kadar farklı insanlar bizde buluşuyor
. 7-8 sene uğraştım, Suriye Pasajı'nın altını bu hale getirebilmek için. Dünyanın en büyük ikinci el mağazasıyız. 760 metrekareye yayıldık. Tuncel Kurtiz ile birlikte çalışıyordum. Bana güç veren, yardım eden Tuncel amca oldu. Hayalim 81 ilde eski elbise dükkânları açıp, insanları zevkle giydirmek. Bende bir mont 30, vizon kürk 150 lira. Burada üniversite öğrencisi 5 liraya ceket alabiliyor. Yılbaşı gecesi için 17 bin parçayı kiraya verdik. Mesela
Çocuklar Duymasın için 80'ler kıyafetleri yaptık geçen günlerde.