Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ATİLLA DORSAY

İzmir'de harika iki gün

İzmir. Sevgili kentim benim... Onu nasıl özlediğimi, neredeyse beş yıl sonra ayak basınca anladım. Ve bu kayıp yıllara yandım. Bu gidişim bir davet sayesinde mümkün oldu. Balçova'daki Ekonomi Üniversitesi, beni konuk olarak çağırdı. Sırma öğretmenle uzun telefon konuşmalarından sonra, uçağa atlayıp gittim. Karşımda sanat bölümleri olmasa da sanata ve kültüre düşkün, hatta aç bir öğrenci kitlesi ve son derece bilgili öğretmenler buldum. Gençlere hayat donanımı olarak iki yabancı dil öğreten okulda Fransızca eğitimi yüklenenlerden biri olan Sırma öğretmen, 50. yılını kutlayan Fransız Yeni-Dalga akımı üzerine bir çalışma başlatmış. Bir salonda akımın başlıca yönetmenleri üzerine resimli panolar hazırlanmış. Öğrenciler bana 'sunumlar' yaptılar. Koca bir amfide, Yeni-Dalga'yı özetledim. Sonra soru-cevap faslı başladı. Sorular çok iyiydi, ben de heyecanlandım, kürsüden inip öğrencilerin arasına karıştım. Yüzyüze konuşup tartıştık: Türk sinemasından sosyalizme, her şeyi... Sanki bir Amerikan filmindeki gibi... Ve ben yıllardır öğretmen olmanın, bir fakültede birikimimi gençlerle paylaşmanın nasıl özlediğim bir etkinlik olduğunu hissettim. Bu olayı hazırlayan Sırma ve Hanzade öğretmenlere, yabancı diller koordinatörü Başak Çiftçioğlu'na ve de dokuz yılını dolduran bu güzel kurumun tüm öğretmen ve öğretmenlerine teşekkür ediyorum. Ya gerisi? İşte o görkemli İzmir... Bir ikinci gün içinde, yıldırım hızıyla Karşıyaka ziyareti, kenti fuarından Konak meydanına, anılarla dolu Swiss (eski Büyük Efes) otelinden Basmane'ye çabucak keşif. Ve de kordonda körfeze karşı, Deniz Restoran'da yenen nefis bir yemek... Daha ne istenir? Ama söz, bu kez çabucak döneceğim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA