Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Yavaş akar buraların zamanı

Doğdu büyüyeli tüm hayatını, kışın İzmir, yazın Çeşme- Alaçatı'da geçiren ve buralardan benim kadar az söz eden köşe yazarı yoktur. Bunun sebebini iyi kötü tahmin edebiliyorum. "Aaa, zeytinyağına bak, ne kadar da yeşil, anam anam, denizin kumunun rengine gel, resmen beyazzz yahu, Allah Allaaah insanlar sokaklarda özgürce öpüşüyor, içki içiyor, kimse de dönüp höst ulen demiyor, oralarda cibez, istifno, arapsaçı gibi ot isimleri var, inanmazsınız nasıl da lezzetliler!" gibi cümleler kurmuyorum, çünkü ben zaten doğduğumdan beri bu coğrafyada, bu insanlarla ve bu lezzetlerle yaşıyorum. Bana dünyanın her yerinde insanlar böyle yaşıyor, istifnoya yumurta kırıp yiyor gibi geliyor. Ama diyelim ki bu hafta sonu İzmir'e kar yağacağını öğrendiğimden beri gözüm gökyüzünde takılı kaldı.. Özellikle gece camı açıp açıp yukarı bakıyorum. Birkaç küçük kar tanesini gördüğüm anda sokağa fırlayacağımı biliyorum. Bütün komşular gibi... Eşek kadar insanlar, bir avuç kardan, kardan adam yapmaya çalışacağız vs... Ahir ömrümde birkaç kez kar görmüşlüğüm var mesela. Bunların, gazetede köşe yazmaya başladığım zamana denk gelenlerinde, ki sayıları ikiyi geçmez, oturup uzuuun uzuuun kar yağışı üzerine edebiyat parçalamıştım. Nasıl da temizliği, saflığı, masumiyeti çağrıştırıyordu. Sanki tüm İzmir bir gelin gibi süslenmişti. Bir de böyle üstüne basınca gırç gırç ediyordu, ki bu da insanın kulağına pek bir senfonik geliyordu, gibi... Yani insan gözünün önündeki görmez, ilk kez gördüğünü aklından çıkaramaz gibi bir durum söz konusu. Bu yüzden bazen buralarda olan biteni size aktarma konusunu ıskalıyorum. Bakın mesela ne zamandır beklediğim ve sonunda gerçekleşen bir haber vardı. Size bunu duyurmak şimdi aklıma geliyor: Hani tüm memleketin adını Kavak Yelleri dizisi sayesinde duyduğu, ekranda gördüğü güzelliğe vurulduğu bir yer vardır.. Adı da Seferihisar'dır. İşte bu Seferihisar'ın bugünlerde isminin önüne bir tamlama geldi: Cittaslow... Yani "yavaş şehir". Her türlü yavaşlık ve tembelliğe övgüler düzmekten bıkmayan bir kadın olarak bayıldım ben bu Cittaslow işine.. 1999'da İtalya'da Yavaş Yemek (Slow Food) hareketinden ortaya çıkan bir kentler/kasabalar ağı bu. Dünyada 100'e yakın şehir şu anda "yavaş şehir" ünvanına sahip. Türkiye'de ise Seferihisar bu ünvanı alabilen ilk kasaba. Bu ağa üye şehirler, standartlığa, insana ve çevreye duyarsızlığa bir alternatif oluyor. Bir kere insanlar "acep nedir bu yavaş şehir olayı?" deyip merakla bu şehirlere akın ediyor. Çok yakında siz de merak edeceksiniz. Ve özellikle yaz aylarında rotayı İzmir'e çevirmek için bir bahaneniz daha olacak. Fakat şimdiden uyaralım Alaçatı'nın, Bodrum'un insanı boğan kalabalığını ve yoran eğlencesini bulacağınızı sanmayın. Kaotik yaşamlarımızda huzurlu bir mola yeri gibi düşünün. Zamanın yavaş aktığı, sükunetin sadeliğin yüceltildiği bir yer Seferihisar. Bu cümlenin anlamını bilenleri bekleriz efendim... Keyifle, sakince!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA