Deniz Seki'nin müziğini çok severim. Hele o ilk iki albümü var yaaa... Hâlâ ve hâlâ, özellikle evde ben, keyfim ve kahyası üçümüz başbaşayken, hiç bıkmadan tekrar tekrar dinlerim. Bu yüzden de bugüne kadar yaşadığı talihsizliklere, "Ah yazık kadına yahu!"larla yaklaştım. Üzerine gidenlere içimden, "Sanki sizin bahçeniz çok mu temiz?" dedim. Çünkü bu hayatta herkesin arada saçmala hakkı vardır kardeşim! Deniz de o haklarını tepe tepe kullandı işte n'apalım? Ama bu son şov beni bile irrite ettiyse, Deniz'e her fırsatta saldırmak isteyenler ne yapsın? Sen kalk, "Benim bugün ibadet edesim geldi!" diye basına Eyüp Sultan duyurusu yap! Neymiş, artık karar almışmış, attığı her adımı basına bildirecekmiş, çünkü gizlisi saklısı kalmasın istiyormuş. Bir kere ne münasebet, ne demek "Artık benim gizlim saklım yok!" demek... Tabii ki olacak. Ve bu gizlerden en dokunulmazı da, insanın ibadet zamanları olmalı... En kutsalı... En yalnız yaşanılması gerekeni... Yani bu kez biraz ayıp oldu diyorum. Yeni ekip işin suyunu çıkarmadan ipleri ele almak lazım sanki... Ne dersin sevgili Seki?