Türkiye'nin en iyi haber sitesi
METİN SEVER

'Yetenek Sizsiniz Türkiye' ve muhafazakârlığın modern yüzü

KİMİ insan vardır. Poker suratlıdır. Mübareğin yüzünde yaprak kımıldamaz. Bir laf eder. Ciddi mi, şaka mı anlayana kadar göbeğiniz çatlar. (Neden başka yerin değil de, göbeğin çatladığı konusunda hiçbir fikrim yok!) Ne diyeceğinizi bilemediğinizden yumruk yemiş boksör gibi sallanır durursunuz. Bakmayın sevimli göründüğüne, Acun Ilıcalı da böyle bir arkadaşımız. Yetenek Sizsiniz Türkiye diye bir program yaptı. "Baba"nın ne dediğini kimse anlamadı. Yurdum insanına "yeteneksizsiniz, sizden bir halt olmaz" mı dedi, yoksa onore mi etti? Bilmiyorum. Cinas sanatı filan derken, parayı götürdü. Bize de muhabbeti kaldı: 1- İlk aklıma gelen finalde kaybeden görme engelli Bilal. Kusura kalmasın, bana Aziz Nesin'in Kimine Talih, Kimine Kör Salih hikâyesini hatırlattı. Nesin'in bu hikâyedeki kahramanı işsizdir. Bir gün karısının gazabından kurtulabilmek için iş bulduğunu ve ayda 300 lira alacağını söyler. Fakat söylediği yalandır. Karısını, bir süre için annesine gönderir. Para bulmak zorunda olduğundan hırsızlık yapmaya karar verir. Hırsızlık yaptığı ev değerli eşyalarla doludur. Bulduğu 300 lirayı alır ve evine gelir. Fakat kendi evinde hırsızlar vardır. Çalınacak bir şeyi olmadığından hırsızlar, üstünü ararlar ve 300 lirayı alırlar. Bir süre sonra iki polis hırsızları tutuklar ve ona getirir. Paralar sahtedir. Adamlar birlikte karakola götürülür. Bilal ile hikâye kahramanı arasında bence üç benzerlik var: a- Kahramanımız da, Bilal de 'yırtmayı' hedefliyor. Kahramanımız işe girdiğine; Bilal de ciddi bir yeteneği olmamasına rağmen halkın duygularına gaz vererek birinci geleceğine inanıyor. b- Kahramanın çaldığı 300 lira da; Bilal'in uzun süre sağladığı halk desteği de sahte. c- Sahte paranın çıktığı değerli eşyalarla dolu ev ile programın kendisi de benziyor. İkisi de gösterişli ama taklit. 'Vitrin hayatlar.' d- Kahramanımız cezaevine girdi. Bilal hayal kırıklığı ve kızgınlığıyla kaldı. Kıssadan hisse: Hayatını 'yırtma kültürü' üstüne kuranlar, 'yırtamayınca', 'yırtılıyor'.

YALANCI VİCDANIN SONU
2- Geriye kalan ikinci nokta halkın içinde bulunduğu halet-i ruhiye. İlk beşe bir görme engelli ile heyecanlandığında kekeleyen bir çocuğun kalması ilginçti. Türk halkının duyarlılığı ve vicdanı devredeydi. Ancak bu yalancı bir vicdandı. Yalancıydı çünkü:
a- Halk, Bilal'e değil, Bilal'de gördüğü kendi imgesine, mazlumluğuna, mağdurluğuna oy veriyordu.
b- Hem mağdurun inandırıcılığı yoktu, hem de ona duyulan ilgi inandırıcı değildi. İki taraf da uzun süre ortak bir yalana inandı. Sonunda karşı karşıya gelen iki yalan imge kırıldı.
c- Halk, artık acıların çocuklarını sevdiği, acıların adamlarını sırtında taşıdığı dönemi geride bıraktı. Kendi imgesinden, eski fotoğrafından hoşlanmıyor.
d- Rahmetli Ünsal Oskay'ın bir sözü vardır. "Toplumun namuslu olduğuna kendini inandırabilmesi için hırsızlara ihtiyaç vardır," der. Bilal'e uzun süre oy verenlerin de vicdanlı olduklarını düşünebilmeleri için Bilal'e ihtiyaçları vardı. Bu sayede biraz rehabilite oldular. Kıssadan hisse: Yalancı vicdan da yalancı meme gibidir. Bir süre sonra tutanı da yalayanı da yorar!

YÜZLEŞMEYE NEDEN OLDU
3- Program yerel olanı, lokal olanı ekrana taşıdı. Bu açıdan önemli bir yüzleşmeydi. Bize Anadolu insanın yetenek algısını gösterdi. Yetenek algısı naif, çocukça ama dans ve jonglör gösterileri dikkate alındığında büyük oranda 'modern.'
4- Muhafazakâr ailelerin çocukları Batılı dans gösterileriyle öne çıktı. Kazanan çocuklara bakıldığında da bunu söylemek mümkün. Program bize Türkiye'nin muhafazakâr kültürünün 'modern' yüzünü gösterdi.
5- Almanya'daki Türklerle aramızdaki mesafenin açıldığı görüldü. Almanya'dan katılanların çoğu düzgün Türkçe konuşamıyordu. Ancak gösterileri buradaki rakiplerine göre daha yaratıcıydı. Bireysel avangard motifler kullandılar. Tiyatro ile tekno dansı birleştirdiler.
6- Görme engelli Bilal'le, muhafazakâr aileden gelen dansçı çocuklar arasındaki mücadeleyi kimin kazanacağı Türkiye'nin yönü konusunda önemli bir ipucu olacaktı. Kazanan muhafazakâr kültürün, 'modernliğe' prim veren yüzü oldu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA