Filmleri ille de 'yüksek sanat' eseri oldukları için sevmediğimiz aşikar. Bilakis, sinemanın bizi davet ettiği 'ucuz zevk' dünyasından, son derece memnunuz. Güzel kadınları ve yakışıklı adamları seyretmek, akıldışılığın rahatlatıcı eğlencesi, çocukça komiklikler, abartarak göz boyamanın kolaycılığı ve fütursuzca hedefe yönelik bu cins basit atakların tamamı, sinemayı cazip kılmada önemli rol sahibi. 2006 yapımı 'full aksiyon' Crank / Tetikçi, bu rolleri güzelce üstlenmişti. Mark Neveldine ve Brian Taylor'ın filmi, 1960'lardan beri beyhude biçimde şikayet edilen 'sinemadaki reklam estetiği etkisi'ni ustaca yansıtmakla birlikte, 'laçka' bir aksiyon filmini izlenir kılacak iki önemli özelliğe daha sahipti: Oyunculuk becerisine ya da beceriksizliğine aldırmayacağınız kadar çekici, 'kaldırımlar kurdu' pozisyonuna inanacağınız kadar umursamaz görünüşlü bir yıldız (2000'lerin Bruce Willis'i Jason Statham) ve mantık ihlallerini can sıkıcı değil de eğlenceli kılacak denli 'kendini ciddiye almaz' bir hikaye. Statham'ın canlandırdığı kiralık katil Chev, aksiyon sinemasının bir numaralı hedefinin altını çizercesine, hayatta kalmak için her an adrenalin düzeyini yüksek tutmak zorundaydı; aksi halde düşmanlarının damarlarına zerk ettiği 'Pekin zehiri' onu öldürecekti. Chev, kalp ritmini hızlı tutmak adına kokain kullanmaktan kız arkadaşıyla sokak ortasında seks yapmaya kadar, film boyunca önüne gelen her yöntemi uyguladı. Tüm bu biteviye karmaşadan çıkan sonuç ise, aksiyon filmlerinde eğlenceli olan ne varsa ortaya dökmekle birlikte, türün pompaladığı testosteron manyaklığıyla inceden dalgasını da geçiyordu.
PORNOGRAFİK YAŞAM KAVGASI
Aynı kadronun elinden çıkma Tetikçi 2: Yüksek Gerilim / Crank: High Voltage, ilk filmdeki mizah biçimini yanlış algılamış olabileceğimizi, veya senarist / yönetmenlerin bu tavrının devam filminde değiştiğini gösteriyor. İngiliz kökenli kahramanımız, Amerikalı sevgilisi (tam bir Amerikan güzeli olan Amy Smart) ve Amerikan halk müziği sanatçısı Dwight Yoakam'ın canlandırdığı kankası, kişilikten tamamen yoksun bir manyaklık içindeki (çoğunluğu Uzakdoğulu) yabancılar arasında, ezip geçen ve de 'pornografik' bir yaşam kavgası vermekteler. Aksiyon sinemasında sıkça rastlanan kadın, gay ve yabancı düşmanlığı, Tetikçi 2'de hiciv sınırlarından hızla uzaklaşıyor; daha açık olmak gerekirse, parti düzenliyor. İlk film erkekliğe dair yaptığı vurgularla türün özelliklerinin altını çiziyorsa, ikinci film işin eğlencesini azaltacak biçimde (yani habire gözümüze sokmak suretiyle), aynı özellikleri tamamen açık ediyor. Üstelik bundan 'B tipi' bir eğlence çıkaramayacak kadar da 'şık' teknik özelliklere sahip. Sigortaları attırmadan voltajı yüksek tutmak, herhalde yine Quentin Tarantino'ya düşecek. Tarantino'nun II. Dünya Savaşı aksiyon-komedisi İsimsiz Kahramanlar / Inglorious Basterds, dünya prömiyerini önümüzdeki çarşamba günü Cannes Film Festivali'nde yapacak (Türkiye vizyon tarihi 21 Ağustos). 'Ucuzluk'un içindeki sahici dramayı ortaya çıkarmak, hatta sinema usulü istismarcılığın nasıl bir seyir zevkine denk düştüğünü anlatmak, 90'ların başından bu yana, Mr. T'nin işi. Sinemadaki aksiyon ve sadizm aleminin pornografik fotoğrafını Tetikçi 2'de gördük; yorum sahibi bir 'resim' için 'Basterd'ları bekleyeceğiz.
