DÜRÜMLÜ KATLİAMININ HESABI SORULSUN!
Dürümlü'de yaşananlar öyle tarihin sarı sayfalarında unutulacak türden bir facia değil. PKK 15 ton bombayı patlattığında sadece dört vatandaşımızın naaşına ulaşılmıştı; 14 vatandaştan ise hiçbir iz yoktu. Öyle ki, önce PKK tarafından kaçırıldıkları zannedildi. Gerçek, birkaç gün sonra toplanan küçücük beden parçalarının DNA eşleştirmesiyle ortaya çıkacaktı. Kaybolduğu düşünülen 12 vatandaşımızın bedenleri PKK tarafından patlatılan 15 ton bomba yüzünden un ufak olmuştu.
PKK bu 15 tonluk bombayla kim bilir kaç ayrı yerde, kaç cana kıyacaktı? Belki onlarca, belki yüzlerce masumu öldürecekti.
Seyithan Yakar, Orhan Yakar, Gerçek Yaman, Rıza Yaman, Sait Yaman, Temur Yakar, Mehmet Yaman, Tahir Yaman, Uğur Yaman, Salih Yaman, Davut Yaman, Emrullah Yeşil, Ramazan Yakar, Ahmet Yaman, Mustafa Yakar…
35 metre çapında, beş metre derinliğinde bir kratere gömülen kahraman vatandaşlarımız onlar… PKK bu insanlara "hain" derken, HDP de olayın vahametini savuşturmak için "kimden gelirse gelsin" şeklinde kınamaya çalıştı. Faili kaybediverdiler. Peki, 6-7 Ekim'den beri verdiğimiz bunca can kaybını gerektirecek ne yaşandı Türkiye'de?
PKK, FETÖ ve onların peşine takılan CHP ve HDP'nin kara propagandasını bir kenara koyarsanız, koca bir hiç!
Ülkede ihalesini aldıkları darbeyi yapabilmek adına gerçekleri ters yüz ederek olağanüstülükler yarattılar.
Suriye'nin kuzeyinde bir devlet sözü aldılar. Bunun için Çözüm Süreci'nin zehirlenmesi, dindar Kürtlerin devşirilmesi, ülke içinde darbeyi mümkün kılacak bir iç savaşın başlatılması gerekiyordu. Belki sebebi bu bile değildi; PKK'nın pankürdist bir amacı bile olmadığını, sadece istendiği zaman şiddet üreten bir inorganik yapı olduğunu söyleyebilirim.
Markar Esayan/Akşam