Mustafa V. Koç'un sevenleri, Türk Eğitim Vakfı'na (TEV) 49 yıllık tarihinin bağış rekorunu kırdırdı. TEV'e Koç adına yapılan 3 bin 500 çelenklik bağış, bugüne kadar yapılan en yüksek bağışı 8'e katladı. Vakfa yapılan bağışlar Mustafa V. Koç Burs Fonu'nda toplanacak. Fonun; Koç'un büyük önem verdiği Meslek Lisesi Memleket Lisesi projesine ithafen meslek liselilere kullandırılacağı belirtiliyor. Vatan'dan Necla Dalan'ın haberine göre vefatıyla tüm Türkiye'yi üzüntüye boğan Mustafa V. Koç'un sevenleri, dedesi Vehbi Koç'un kurucusu olduğu Türk eğitim Vakfı'na (TEV) tarihinin bağış rekorunu kırdırdı. Koç Ailesi'nin çelenk yerine hayır kurumlarına bağış yapması isteğine saygı gösteren Koç'un sevenleri, TEV'e 3 bin 500'ün üzerinde çelenk bağışı yaptı. Koç için yapılan bağışlar, bugüne kadar yapılan en yüksek bağışı 8'e katladı. Vakfa yapılan bağışlar Mustafa V. Koç Burs Fonu'nda toplanacak ve eğitim için kullanılacak. Ailenin kararı doğrultusunda fonda toplanan kaynağın Mustafa V. Koç'un mimarlarından olduğu ve büyük önem verdiği Meslek Lisesi Memleket Lisesi projesine ithafen meslek lisesi öğrencilerine verileceği belirtiliyor. Yani Mustafa V. Koç, vefatından sonra da liseli gençlerin geleceğini inşa etmekte önemli bir rol oynamaya devam edecek. Amerikan yönetimi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i ilk kez doğrudan ''yolsuzluğa bulaşmakla'' suçladı. ABD Hazine Bakanlığı'nın Terörizm ve Finansal İstihbarattan Sorumlu Müsteşar Vekili Adam Szubin, Putin'i doğrudan hedef alarak, Kremlin'deki yolsuzluk zincirinin içinde Rus liderin de yer aldığını açıkladı. Dün akşam BBC'de yayınlanan Panorama programında konuşan Szubin, Putin'i kastederek, ''Onun kendi dostlarını, yakın müttefiklerini nasıl zengin yaptığını ve dost görmediği ve devlet varlıklarına sahip olmayan kişileri nasıl marjinalleştirdiğini gördük. Rusya'nın enerji zenginlikleri veya diğer devlet sözleşmeleri olsun, bunu ona hizmet edenlere veriyor ve hizmet etmeyenleri uzak tutuyor. Benim için bu bir yolsuzluk'' dedi. Amerikan yönetimi 2014 yılında Putin'in yakın çevresindeki birçok ismi yolsuzlukla suçlayarak ambargo kararı almış ve Putin'in enerji sektöründe gizli yatırımları olduğunu ileri sürmüştü. Ancak Washinton, Putin'i doğrudan yolsuzlukla suçlamaktan kaçınmıştı. Szubin, Putin'in zenginliğinin 40 milyar doları bulduğu yolundaki 2007 tarihli gizli bir CIA raporunu soran BBC muhabirinin sorusunu yanıtsız bırakırken, Rus liderin epeyce yüklü bir gizli serveti olduğunu ise doğrulayarak şöyle dedi: ''Yıllık 110 bin dolar gibi bir maaşı olduğu sanılıyor. Bu onun servetini açıklamıyor. Uzun zamandır gerçek servetini ustalıkla gizlemeyi başarıyor'' Kremlin ise Washington'dan gelen açıklamaya anında karşılık verdi. Konuyla ilgili açıklama yapan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ''Tüm bu suçlamalara yanıt vermemiz gerekmez, çünkü hepsi tamamen uydurma'' dedi. Sağlıkta sahteciliği önlemek isteyen Bulgar hükümeti, parmak izi okuma cihazı üreten Türk firmasıyla görüşünce Bulgar radikaller ayaklandı. Bulgaristan'da adeta dibe vuran sağlık sektörünü ayağa kaldırmak için düşünülen yeni bir uygulama, ülkede Türk düşmanlığını yine hortlattı. Bulgaristan'da yapılan bir araştırmada, sağlık sistemi için ayrılan bütçenin 75 milyon leva'lık kısmının (yaklaşık 38 milyon euro) sahte hastalar tarafından hastanelerden hortumlandığı ortaya çıktı. Buna karşı düşünülen önlemler arasında parmak izi ile tedavi yönteminin en uygulanabilir ve ucuz yöntem olduğu belirlendi. 1 Nisan'da yürürlüğe girecek uygulama için AB fonlarından 6 milyon euro fon bulundu ve ihale açıldı. Ancak hükümetin parmak izi için açtığı ihalede Ankaramerkezli bir Türk firması ile görüştüğü iddiaları, Türk karşıtlığı ile prim yapmaya çalışan siyasetçilerin ekmeğine yağ sürdü. DUYUM ALMIŞ! Bulgaristan'daki koalisyon hükümetine dışarıdan destek veren milliyetçi Vatansever Cephe Lideri Valeri Simeonov, ihalenin Türk firmasına verilmesi halinde hükümeti devirmek için gensoru önergesi vereceklerini ilan etti. Radyo Focus'a konuşan Simeonov, ''Edindiğim duyumlara göre, bir Türk firması parmak izi cihazlarını üretip ülkemize gönderecek. Böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil. Parmak izlerimizin Türk firması tarafından okunmasına izin vermeyeceğiz. Bizim parmak izlerimizin Türklerin eline geçmesine izin vermeyeceğiz'' ifadelerini kullandı. Araç sahipleri dikkat! 1 Şubat akşamına kadar MTV'de ilk taksitin ödenmesi gerekiyor. Bankalar 6 aya varan taksit imkanı sunarken, bazı önemli avantajlar da bulunuyor. Bu ay araç sahipleri için vergi ayı. Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV), her yıl Ocak ve Temmuz aylarında olmak üzere 2 eşit taksitte ödeniyor. Bu yılki verginin ilk taksitinin 1 Şubat günü mesai bitimine kadar yatırılması gerekiyor. MTV tutarlarında, bu yıl, yeniden değerleme oranı olan yüzde 5.58 oranında artış oldu. Bankalar, araç sahiplerine MTV'de vade farksız 6 aya varan taksit imkanı sunuyor. Araç sahipleri için farklı avantajlar da bulunuyor. Öyle ki; aracın MTV tutarı, kasko sigortası değerlerinin yüzde 5'ini aşması halinde, aynı yaş grubunda bulunan taşıtlara ait vergi tutarları, bir alt kademedeki taşıtlara isabet eden vergi tutarı olarak uygulanıyor. Genellikle motor hacmi yüksek fiyatı düşük olan araçlar düzenleme ile daha az vergi ödüyor. PARANIZI GERİ İSTEYİN Bu hesabı yapıp başvuru yapmanız gerekiyor. Aksi halde bu durum otomatik olarak dikkate alınmıyor. Ayrıca araç sahipleri, son 5 yıla ait MTV ödemelerini kontrol ederek, fazla paraların iadesini talep edebiliyor. Cumuhrbaşaknı Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Denetleme Kurulu'na FETÖ' ile mücadele talimatı verdiğini açıkladı. 'PARALEL YAPI'YLA MÜCADELE Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı durumun Türkiye'nin başka meselesi olan Paralel Devlet Yapılanması ile mücadele için de geçerli olduğuna vurgu yaparak, şunları ifade etti: 'Paralel ihanet çetesinin içeride ve dışarıda ülkemize verdiği zararı, şu anda bize en büyük husumeti besleyen ülkeler dahi başaramamıştır, bundan emin olunuz. Devlet geleneğimize de açık bir tehdit oluşturan bu yapı mensuplarını, kamunun tüm kademelerinden süratle temizlemek mecburiyetindeyiz. Bu yapı, Milli Güvenlik Kurulumuz tarafından devletimiz ve milletimiz aleyhine çalışan bir terör örgütü olarak tescil edilmiştir. Paralel yapıyla mücadele çalışmaları, gerek Milli Güvenlik Kurulumuz gerekse Devlet Denetleme Kurulumuz aracılığıyla yakından takip edilmektedir. Şu anda bana bağlı olarak çalışan Devlet Denetleme Kurulunun en öncelikli görevi budur. 'Her kurumumuzu denetleyeceksin, her kurumda bu tür kim varsa tespit edip hemen yargıda bunlar için süreci başlatacaksınız' diye talimatımı verdim. Altını çizerek söylüyorum, bu konu tamamen bir devlet meselesi, devletin güvenliği meseledir. Bu konuda herhangi bir ihmali, herhangi bir yanlışı olan kim olursa olsun mutlaka hak ettiği cezayı görecektir. 'Kaymakamlardan, Paralel Devlet Yapılanmasıyla ilgili çalışmalarını, daha dikkatli ve kararlı bir şekilde yürütmelerini isteyen Erdoğan, 'Paralel Yapıyla mücadelede desteğim daima yanınızdadır. İstediğiniz anda özel kalemimi telefonla arayarak bu bilgileri verebilirsiniz. Çünkü bizzat kendim bu işi takip ediyorum ve Devlet Denetleme Kurulunun da birinci derecede görevi budur. Bu mücadelede herhangi bir engelle karşılaşan, sıkıntı sorun yaşayan doğrudan bu bilgiye bana aktarmalıdır' diye konuştu. Bir yandan bölgedeki ve yurt içindeki sorunlarla mücadele edilirken diğer yandan da yeni Türkiye'nin inşası çalışmalarının adım adım yürütüldüğüne dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'İstikrar ve güven ortamının yeniden tesisiyle birlikte, ekonomide ve demokraside kısa bir süre de olsa, kesintiye uğrayan reformları devam ettirme kararındayız. Yeni anayasa bu reformlarımızın en önemli unsurlarından biridir. Başkanlık sistemi tartışmaları da bu çerçevede sürmektedir. Üstlendiğiniz görevler sebebiyle Türkiye'nin imkanlarını ve eksiklerini en iyi sizler biliyorsunuz. Birikimlerinizi hem yeni anayasa hem de başkanlık sistemi tartışmalarına katkı sağlayacak şekilde bakanlığımız aracılığıyla bir arada getirmenizin faydalı olduğunu düşünüyorum' değerlendirmesini yaptı. Erdoğan, konuşmasının sonunda, planlanan müzik dinletisinin şehitler nedeniyle uygun olmayacağının düşünüldüğünü ve iptal edildiğini kaydetti. Meclis Savunma Komisyonu Başkanı Faruk Özlü, daha önce füze savunma sistemini yapamayacaklarını söyleyen yerli firmaların, geçen zamanda elde ettikleri tecrübelerle '2006'da yapamazdık ama bugün bu sistemleri yapabiliriz' dediklerini söyledi. Yurtiçi firmalar 'yaparız' dedi Çin firmasının teklifi fiyat açısından diğerlerine göre aşağı yukarı 1 milyar doların üzerinde daha avantajlıydı. Yerli katkısı bakımından da diğerlerine karşı üstünlüğü vardı. Savunma Sanayii İcra Komitesi Başkanı olarak Başbakanımız, teknoloji transferi konusunda ihaleyi kazanan firmanın daha açık davranması talimatını verdiler. Bu görüşmeler yaklaşık 2 yıl sürdü. İptal sebebi teknoloji transferi konusunda Çinli firmanın beklentilerimizi karşılamaması olmuştur. Fakat bu arada bir başka gelişme daha oldu. Yurtiçi firmalarımız da, alçak ve orta irtifa hava savunma sistemi projeleri ile diğer projelerden kazanmış oldukları bilgi birikimi ve teknolojiler ile '2006'da yapamazdık ama bugün bu sistemleri yapabiliriz' teklifinde bulundular. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hacettepe Üniversitesi rektörlüğüne atadığı Prof. Dr. Haluk Özen, Teknokent'in paralel çeteden arındırılması için görevden alma işlemlerini başlattı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından Hacettepe Üniversitesi rektörlüğüne atanan Prof. Haluk Özen'in Yükseköğretim Kurulu'na (YÖK) verdiği vaatler arasında paralel yapıyla mücadele ilk sırada geliyor. Prof. Özen'in ilk icraat olarak Teknokent yönetimindeki paralel yapı unsurlarını temizlemek için kolları sıvamak oldu. Kamuoyunda Gülen'in doktoru olarak bilinen ve hakkında tutuklama kararı olan Tuncay Delibaşı'nın yönetim kurulu başkanı olduğu dönemde paralelin inlerinden biri haline gelen Teknokent'te bazı yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları için işlemler başlatıldı. Prof Dr. Özen, adaylık sürecinde YÖK'e verdiği 'Rektör Adayı Bilgi Formu'nda Teknokent'in amacı dışına çıkarıldığından söz ederek paralel çetelerle mücadele edeceğine işaret etmiş. Rektör adayı bilgi formları YÖK'ün 'Şeffaf Rektörlük' çalışması kapsamında, internet sitesinde kamuoyuna ilk kez açıklandı. Prof. Özen adaylık bilgi formunda Hacettepe'nin nasıl bilimsellikten uzaklaştırıldığını ve bu yapılanmayla nasıl mücadele edeceğini anlatıyor. Prof. Özen Teknokent'in amacı dışında kullanılmasını önleyeceği ve Ar-Ge çalışmalarını geliştireceğini belirtiyor. Prof. Özen, üniversitenin son 4 yılda ulusal ve uluslararası bilimsel baraj sıralamalarında geri gittiğine vurgu yaparak, 'Üniversite hayatına iç çekişmeler, kişisel hesaplaşmalar ve motivasyon kırıcı soruşturmalar girmiştir. Kurul ve uygulamalar kişiden kişiye değişmiş, liyakatsız atamalar ciddi oranda artmıştır. Akademik kurullar işlevsiz hale getirilmiş, plansız ve programsız yapılaşma nedeniyle kampüslerde ulaşım, barınma ve beslenme sorunları başlamıştır. Üniversite sanayi işbirliğinin en temel aracı olan Teknokent, amaç dışına çıkarılmış ve yasal olarak sorgulanır hale gelmiştir. Teknokent'i gerçek amacına uygun Ar-Ge çalışmaları için kullanılacaktır' diyor. ABD'YE KAÇTI Teknokent'in başındayken 26 milyon TL'lik vurgun yapan Delibaşı ABD'ye firar etti. Eski Başbakan Yardımcısı, Anavatan Partisi döneminin önemli siyasetçilerinden olan ve geçen 31 Aralık'ta yaşamını yitiren Ekrem Pakdemirli'nin kızı 54 yaşındaki Ayşe Pakdemirli Anlatıcı, Torbalı Karakuyu arasındaki çiftliğinin yakınlarında ölü bulundu, eşi aranıyor. Torbalı- Karakuyu arasındaki Beşikçioğlu mevkiinden dün akşam saatlerinde geçen avcılar, bir kadının cesedini görüp, Jandarmaya haber verdi. Bir kolu vahşi hayvanlar tarafından ısırılarak parçalandığı sanılan ve parmağında tek taş yüzük bulunan kadının ailesinin kimliğinin belirlenmesi için çalışma başlatıldı. Ölenin, geçen 31 Aralık'ta yaşamını yitiren ve 2 Ocak 2016 tarihinde İzmir'de toprağa verilen Eski Başbakan Yardımcısı, Anavatan Partisi döneminin önemli siyasetçilerinden ve eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın yakın arkadaşlarından Ekrem Pakdemirli'nin kızı Ayşe Pakdemirli Anlatıcı olduğu ortaya çıktı. Ayşe Pakdemirli Anlatıcı'nın geçen hafta kaybolduğu ve ailesinin 20 Ocak'ta kayıp başvurusunda bulunduğu belirtildi. Cesedin olduğu yere yaklaşık 750 metre uzaklıkta, derede Anlatıcı ailesine ait 35 VA 323 plakalı otomobilin bulunmasıyla soruşturma genişletildi. Ayşe Pakdemirli Anlatıcı'nın eşinin de kayıp olduğu öğrenildi. İzmir'den Torbalı'ya gelen jandarma ekipleri özel eğitimli köpeklerle bölgede arama çalışması yapmaya başladı. Yaklaşık bir hafta önce öldüğü sanılan Ayşe Pakdemirli Anlatıcı'nın cesedinin, derede sürüklenmiş olabileceği ihtimali üzerinde de durulduğu, soruşturmanın çok yönlü sürdürüldüğü belirtildi. Ceset otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu morguna getirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan dövizli askerliği bin euro'ya indiren yasayı onayladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dövizli askerliği bin euro'ya indiren yasayı onayladı. Yasaya göre; yurt dışında oturma veya çalışma izniyle en az 3 yıl süreyle bulunan Türk vatandaşları, 6 bin euro yerine bin euro ödeyerek askerlik yapmış sayılacak. Bu kişiler, 38 yaşını tamamladıkları yılın sonuna kadar durumlarını gösteren belgelerle birlikte konsolosluk aracılığıyla askerlik şubelerine başvuracak ve bin euro'yu defaten ödeyecek. Söz konusu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce dövizli askerlik hizmetinden yararlanmak üzere başvuranlar da bin euro ödeyecek. Fazladan yapılan ödemeler iade edilmeyecek. Siyasi Partiler Kanunu'nda yapılan değişikliğin iptalini isteyen Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi, istediği sonucu alamadı. Anayasa Mahkemesi, aldıkları düşük oy oranlarına rağmen devlet yardımından faydalanmak isteyen Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi'nin başvurusunu reddetti. Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Büyük Birlik Partisi (BBP) ve Saadet Partisi, 12 Haziran 2011'de yapılan milletvekili genel seçiminde sırasıyla yüzde 0,75 ve yüzde 1,26 oranında oy aldı. DEVLET YARDIMI ALAMADILAR Her iki parti de 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nda öngörülen yüzde 7'den fazla oy alamadıkları için siyasi partilere yapılan devlet yardımından faydalandırılmadı. Siyasi Partiler Kanunu'nda 2014 yılında yapılan değişiklikle siyasi partilerin hazine yardımından faydalanmaları için almaları gereken oy oranı yüzde 3'e indirildi. DÜZENLEMENİN İPTALİNİ İSTEDİLER BBP ve Saadet Partisi, söz konusu düzenlemenin seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkına aykırı olduğu, bu nedenle iptal edilmesi gerektiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu. Başvuruda, Anayasa'nın 68. maddesinde siyasi partilere yeterli düzeyde ve hakça mali yardım yapılacağı hususunun düzenlendiği belirtilerek, bu partilerin 7 Haziran 2015'te, önceki seçimde aldıkları oranda oy almaları durumunda hazine yardımından yararlanamayacakları, bunun da hak ihlali doğuracağı ifade edildi. HAK İHLALİ DOĞURMUYOR Başvuruyu kabul edilebilir bulan Yüksek Mahkeme, söz konusu düzenlemenin hak ihlali doğurmadığına hükmetti. Kararda, siyasi partilere devlet yardımının, siyasi çoğulculuğu güçlendirmeye ve demokratik kuruluşlardan beklenen görevlerin yerine getirilmesini sağlamaya yönelik olduğu belirtildi. Devlet yardımı için asgari bir sınırın belirlenmesi gerektiği ifade edilen kararda, şöyle denildi: 'Asgari bir sınırın olmadığı bir sistem, ters etki yaparak yardımdan yararlanma beklentisinde olan siyasi parti sayılarında bir artışa neden olabilir. Zira alınan her oy, devlet yardımı temelinde bir gelir kapısı olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla siyasi partilerin devlet yardımından yararlanabilmeleri için 2820 sayılı Kanun'un ek 1. maddesi ile bir sınır belirlenmesi, seçilme hakkının etkinliğini ortadan kaldıran bir düzenleme olarak değerlendirilemez.' Bu kapsamda Avrupa ülkelerinde standart bir devlet yardımı uygulamasından bahsedilemeyeceği aktarılan kararda, bu konuda ölçülü bir sınırın belirlenmesinin seçilme hakkının etkinliğinin sağlanması için gerekli olduğu kaydedildi. SİYASİ PARTİLERİN GELİR KAYNAĞI Kararda ayrıca, siyasi partilerin tek gelir kaynağının, doğrudan yapılan devlet yardımı olmadığı, yasaya göre 'parti mal varlığından elde edilecek gelirler' dışındaki kaynaklardan sağlanan gelirlerin hiçbir surette vergi, resim ve harca tabi olmayacağı vurgulandı. Başbakan Ahmet Davutoğlu, vizesiz Avrupa için tarih verdi. VATANDAŞLARA VİZE MÜJDESİ Önümüze çıkaracakları engeller hızımızı artırır, önümüzü kesemez. Birçok ülkeden liderlerle temaslarımız oldu Davos'ta. Ardından Almanya'da Merkel ile bir araya geldik. Dost Alman halkına taziyelerimi ilettim. Türkiye ile Almanya hükümetleri arasında ilk defa gerçekleşen toplantının tarihi bir adım olduğunu düşünüyorum. En geç bu sene ekim ayında vatandaşlarımızın Avrupa'ya vizesi seyahatini sağlayacağız. Sayın Merkel ile uluslararası ve bölgesel konuları ele aldık, ve pek çok konuda mutabık kaldık. Azeri gazını Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıyacak TANAP projesinin Eskişehir-İpsala arası boru hattı ihalesini Punj Lloyd-Limak İş Ortaklığı kazandı Azerbaycan'daki Şah Deniz-2 Sahası'ndan çıkarılacak doğalgazı Türkiye'ye ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıyacak olan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP) kapsamında TANAP Doğalgaz İletim AŞ.'nin açtığı 48 inç Kara Kesimi Lot-4 Boru Hattı İnşaat İhalesi'ni Punj Lloyd-Limak İş Ortaklığı kazandı. İHALEYE 11 FİRMA KATILMIŞTI Türkiye üzerinden geçecek yaklaşık bin 850 kilometrelik boru hattı Eskişehir'den başlayacak. Hat sırasıyla Bilecik, Kütahya, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Tekirdağ ve Edirne illerinden geçerek Türkiye - Yunanistan sınırında Edirne'nin İpsala İlçesi'nde son bulacak. Boru hattının 48 inç çapındaki 459 kilometrelik kısmının inşaatı için 11 firma ön yeterlilik alıp 8 Haziran 2015 tarihinde ihaleye davet edilmişti. İhale sürecinin sonucunda Punj Lloyd- Limak İş Ortaklığı ile sözleşme imzalandı. TANAP, Türkiye'deki en büyük çap ve uzunluğa sahip doğalgaz boru hattı projesi olacak. İLK GAZ TRANSFERİ 2018'DE GERÇEKLEŞECEK TANAP Projesi kapsamında ilk gaz akışı 2018'de gerçekleşecek. Başlangıç için yıllık 16 milyar metreküp olacak taşıma kapasitesinin, kademeli olarak önce 24 milyar metreküpe, ardından 31 milyar metreküpe çıkarılması hedefleniyor. Europol, yayımladığı yeni raporunda DAEŞ'in Avrupa genelinde geniş çaplı saldırı hazırlığında olduğunu açıkladı. Raporda örgütün Fransa'ya yeniden saldırma ihtimalinin çok yüksek olduğu vurgulandı Avrupa Polis Ofisi (Europol) Başkanı Rob Wainwright, terör örgütü DAEŞ'in Avrupa çapında planladığı olası eylemlerine dair dün hazırladıkları raporu açıkladı. DAEŞ'in geçen yıl Paris'te 13 Kasım'da düzenlediği katliamın ardından yeni savaş stratejileri geliştirdiğini vurgulayan Wainwright, Paris saldırılarının örgütün bundan sonra küresel alanda daha geniş çaplı saldırılar düzenleyeceğinin göstergesi olduğu uyarısında bulundu. DAEŞ'in olası saldırılarına karşı Avrupa devletlerinin daha yoğun bir risk altında olduğunu belirten Wainwright, örgütün özellikle Fransa'ya yeniden saldırması ihtimalinin çok yüksek olduğunu ifade etti. Wainwright, DAEŞ'in 2008'de Hindistan'ın Mumbai kentinde 10 ayrı noktada gerçekleşen saldırılara benzer eylemlere hazırlandığını ve örgütün ilk etapta 'yumuşak hedefleri' vuracağını söyledi. Emeklilik için 2016'yı bekleyen memurlar kazançlı çıktı. Tazminat oranlarının artırılması ve bu ay yapılan çifte zam ile memurların emekli maaşı 200-250 lira, ikramiyesi 6 bin-8 bin lira civarında arttı Memurlar dikkat! Emeklilik tazminat oranlarının artırılması ve bu ay yapılan çifte zam, emeklilik için 2016'yı bekleyenleri kazançlı çıkardı. Hem emekli maaşları hem de emeklilik ikramiyeleri arttı.Şimdi emekli olan memur, daha fazla emekli maaşı ve ikramiyesi alacak. Toplu sözleşme görüşmelerinde varılan mutabakat doğrultusunda emeklilik tazminat yansıtma oranları 15 puan artırılmıştı. 1 Ocak itibariyle toplu sözleşme hükümleri yürürlüğe girdi. 15 Ocak itibariyle de yüzde 6 zam ve 0.90 enflasyon farkı maaşlara yansıdı. Bu gelişmeler, memurların emekli oldukları zaman aldıkları ikramiyeyi ve emekli maaşlarını yükseltti. MEMUR-SEN HESAPLADI Memur-Sen Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul, toplu sözleşmeden önce emekli olanlar ve Ocak-Temmuz 2016 arasında emekli olacak öğretmen, memur, mühendis ve şube müdürlerini karşılaştırdıklarını belirterek, 'Bu unvanların emekli maaşlarında 200 ile 250 lira, emekli ikramiyesinde ise 6 bin ile 8 bin lira arasında bir fark çıktı. Yani 2016'da emekli olacak kamu görevlileri daha kazançlı olacak' dedi. İşte Tonbul tarafından hazırlanan o karşılaştırmalar: KİM NE KAZANDI? * MEMUR: 25 yıllık 1/4'ü 2200 ek göstergeli memur, toplu sözleşmeden önce emekli olsa, bin 717 lira emekli maaşı ve 55 bin lira emekli ikramiyesi alacaktı. Ocak-Temmuz 2016'da emekli olursa, bin 934 lira emekli maaşı ve 62 bin lira emekli ikramiyesi alacak. Yani emekli olan memur, emekli maaşında 217, ikramiyede7 bin lira fazla almış olacak. * MÜHENDİS: 25 yıl çalışan 1/4'ü 3600 ek göstergeli mühendis, toplu sözleşmeden önce emekli olsa 2 bin 250 lira maaş ve 69 bin lira ikramiye alacaktı. Ocak-Temmuz 2016'da emekli olursa, 2 bin 507 lira maaş ve 77 bin lira ikramiye alacak. Yani mühendis, emekli maaşında 257, ikramiyede 8 bin lira fazla almış olacak. * ÖĞRETMEN: 3000 ek göstergeli 1/4'ü 25 yıllık öğretmen, toplu sözleşme öncesi emekli olsa, bin 769 lira maaş, 56 bin lira ikramiye alacaktı. Ocak-Temmuz 2016'da emekli olursa, bin 990 lira maaş,63 bin lira ikramiye alacak. Maaş 220, ikramiye 7 bin lira artmış olacak. * ŞUBE MÜDÜRÜ: 2200 ek göstergeli 1/4'ü 25 yıllık şube müdürü, toplu sözleşmeden önce emekli olsa, bin 717 lira maaş, 55 bin liraikramiye alacaktı. Ocak-Temmuz'da emekli olursa; bin 934 liramaaş ve 62 bin lira ikramiye alacak. Emekli maaşında 217,ikramiyede 7 bin lira fazla almış olacak. 12 Şubat'taki zirvede UEFA'ya sunulacak projeler üzerinde çalışan Galatasaray yönetimi, Mecidiyeköy'de yapımı süren oteli satmayı planlıyor. Avrupa'dan 2 yıl men isteyen UEFA ile 12 Şubat'ta masaya oturacak olan Galatasaray'da kurtuluş formülü bulundu... Kritik zirveye kadar ekonomik tabloyu düzeltecek projeler üzerinde kafa yoran Başkan Dursun Özbek ve yöneticiler gözünü Mecidiyeköy'de yapımı süren Galatasaray Oteli'ne çevirmiş durumda. Alınan bilgilere göre Başkan Özbek, otele iyi bir alıcı bularak kulübü büyük oranda rahatlatmayı düşünüyor. Bu proje, ilk yönetim kurulu toplantısında masaya yatırılacak. BORÇLARIN 3'TE 1'İ GİDECEK! Eğer yönetim kurulundan da onay çıkarsa otelin satışı için hemen kollar sıvanacak. Fakat inşaatı süren otelin bitimi yaz aylarının ortasını bulacağından UEFA'ya satış için garanti verilecek. Yapılan araştırmalara göre Galatasaray Oteli bittiğinde piyasa değeri tam 150 milyon doları bulacak. Böylece Sarı-Kırmızılı kulüp borçlarının 3'te 1'inden tek bir hamle ile kurtulmuş olacak. Başkan Dursun Özbek, 11 Temmuz 2015'te yapılan genel kurulda, gayrimenkullerin yapılandırılması ve satılması konusunda tam yetki almıştı. UEFA'nın bu projeye nasıl bir reaksiyon göstereceği de merak konusu. Şu anda yapımı süren Galatasaray Oteli'nin kaba inşaatı tamamlandı. Otelin haziran-temmuz ayı gibi hizmete açılması planlanıyor. Otel, eskiden GSStore çadırının olduğu 17 bin metrekarelik alana yapılıyor. Galatasaray yönetimi, otelin inşaatı için 20 milyon dolar kredi kullandı. Otelin hizmete açıldığında yılda 1.2 milyon dolar gelir getirmesi planlanıyor. CHP'li milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet'in kardeşinin, eniştesi Murat Hürriyet'i 'Babanıza niye bakmıyor, hiç ilgilenmiyorsunuz' dediği için bıçakladığı ortaya çıktı Kocaeli'nde kayınpederini ziyaret için gittiği hastanede kayınbiraderi tarafından bıçaklanan CHP Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet'in eşi Murat Hürriyet'in durumu ciddiyetini koruyor. Uyuşturucu bağımlısı olan gencin, 'Babanıza niye bakmıyorsunuz' dediği için eniştesini bıçakladığı ortaya çıktı. Olay önceki gece Yahya Kaptan Mahallesi'ndeki özel hastanede meydana geldi. CHP Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet'in babası Şaban Kaplan yaklaşık bir aydır hastanede tedavi görüyordu. Genç kadın, önceki gece eşi Murat Hürriyet (37) ile birlikte babasını ziyarete gitti. Ziyaret sırasında milletvekilinin kardeşi Emrah Kaplan ile Murat Hürriyet arasında tartışma çıktı. İddiaya göre Murat Hürriyet, kayınbiraderi Emrah Kaplan'a, 'Babanıza niye bakmıyorsunuz, ilgilenmiyorsunuz' dedi. Bunun üzerine ikili arasında tartışma başladı. Uyuşturucu bağımlısı olan ve psikolojik sorunları olduğu öne sürülen Emrah Kaplan, meyve bıçağı ile eniştesini bıçakladı. Enişte Hürriyet ağır yaralanırken kayınbirader Emrah Kaplan polis tarafından gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen zanlı Kaplan adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. BOYNUNDAN VE KARNINDAN BIÇAKLADI Boynundan ve karnından bıçaklanan Murat Hürriyet hemen aynı hastanede ameliyata alındı. Bir otomotiv firmasında çalışan Murat Hürriyet'in sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi. Abla Fatma Kaplan Hürriyet'in ise mahkemenin verdiği serbest bırakma kararına itiraz edeceği öğrenildi. 'Silahlar sussun' diyerek kurnaz cümlelerin arkasına sığınıyorlar. Teröristin olduğu yerde milletvekilinin, belediye başkanının işi ne? Teröristlerin manevra kabiliyetini artırıyorlar. Bunlar arka çıkmasa, oradaki teröristler terk edecek SABAH gazetesi Ankara Bürosu'nun konuğu olan İçişleri Bakanı Efkan Ala, terörle mücadele operasyonlarının seyri, terör örgütü PKK'nın iç dinamikleri, HDP'lilerin tutumuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Ala'nın sözlerinden satırbaşları şöyle: ZAMAN KAYBETTİRİYOR: Demokratikleşme hamleleri arttıkça teröre olan toplumsal destek azaldı. Ortadan kaldıran da güvenlik güçlerinin mücadesidir. Terörle Türkiye'ye maliyet ödettiriliyor ve zaman kaybettiriliyor. HALKA ZARAR GELMESİN: Sokağa çıkma yasaklarının, operasyonların uzaması neden? Sivil vatandaşlarımıza zarar gelmesin. Biz bu operasyonları vatandaşlarımızı teröristlerden kurtarmak için yapıyoruz. HDP ARKA ÇIKIYOR: Herkesin şu soruyu kendisine sorması lazım. Teröristin olduğu yerde milletvekilinin, belediye başkanının işi ne? Niye 'Derhal bırakın bu silahları, teslim olun, insanlara zulmetmeyin, terör eylemlerine son verin' demiyorlar. Ortaya koydukları tavırla teröristlerin manevra kabiliyetini artırıyorlar. Bir de yetmezmiş gibi Cizre'ye yürüme çağrıları yapıyorlar. Oraları yürünmez hale siz getirdiniz, ne diye yürüyüş yapıyorsunuz? Bunlar arka çıkmasa, oradaki teröristler terk edecek. DEMOKRASİ BUNLARA YETMİYOR: 'Silahın sustuğu süreç' diye bir şey olmaz. Kimin silahı susacak? Terörist silahını bırakacak. Terörist silahını susturduğu zaman, onlara dur diyen mi var? Demokrasi halka yetiyor fakat teröristlere yetmiyor. Onlar, 'Biz zorla yöneteceğiz' diyor. Senin de desteklediğin HDP sandıktan çıktı ve şehir yönetiminin bir parçası oldu. Belediye başkanı HDP'li, milletvekili HDP'li. O da yetmiyor... Burası sözün bittiği ve demokrasiyi çukurlara gömdükleri noktadır. HDP'NİN SORUMLULUĞU: Sorunların çözülmesine katkıda bulunması gerekenler sandıktan çıkmış olanlardır. HDP'ye büyük sorumluluk düşüyor. Terörün karşısında cesaretle durmalılar. Onlara cesaret vermemeliler. Millet de onlardan demokrasinin geliştirilmesini istiyor, silahsız çözüm istiyor. KURNAZLIĞI BIRAKIN: 'Silahlar sussun' diyerek kurnaz cümlelerin arkasına sığınıyorlar. Bu cümle ile teröristin silahı ile meşru devlet güçlerinin silahı eşitlendiği an sen aslında 'Çatışma devam etsin, insanlar ölsün' diyorsun. Ailelerinden oy alıyorsun ama çocukları terörist olarak ölsün istiyorsun. Hiçbir devletin sokağında gayri meşru güçler Kalaşnikofla, silahla, bombayla dolaşamaz. Terörist silahı bırakacak. Bu ülkenin kırsalında, kentinde terörist barınmayacak. DEVLET ÇÖZECEK: Silahlar bırakılıp, üzerine de beton döküldükten sonra, silahlarını bırakanlar için çözümü bu devlet üretecek. 'Silahı bıraktın, üzerine beton döktün ama ne halin varsa gör' demeyeceğiz. Kim çatışma istemiyorsa bu yol haritası eşliğinde elinden geleni Türkiye'nin lehine kullanmalı. Şehitlerimiz geliyor, Allah'tan rahmet diliyorum. Peki oradaki insanlar çocuklarının terörist olmasını ister mi? Aileler çocuklarının gazeteci, milletvekili, doktor olmasını istiyor. Türkiye problemleri demokrasi içinde çözebileceği standartlara kavuştu. ÜÇ BAKANLIK İŞ BAŞINDA İçişleri Bakanı Ala, terörle mücadele operasyonlarıyla ilgili olarak ise şunları söyledi: 'Cizre'de yüzde 90'ın üzerinde, Sur'da ise yüzde 80'in üzerinde çalışmalar tamamlandı. Silopi'nin ise tamamı temizlendi. Bu üç ilçede 803 terörist etkisiz hale getirildi. Gözaltı ve yaralılar buna dahil. Teröristlerin tekrar buralarda toplanmasını önleyecek bir Master Plan'ı uygulayacağız. Bütün bakanlıklara görev verildi. Aile Bakanlığı bölgeyi terk eden ailelerle birebir ilgilenecek. Çevre Bakanlığı kentsel dönüşüm çalışmaları yapacak. Suriçi tarihi dokusuna uygun dizayn edilecek. Biz de aynı durum yaşanmasın diye üst düzey güvenlik tedbirlerini alıyoruz.' 'TÜRKİYE DEĞİŞTİ AMA PKK AYNI' 'Karşımızda Saddam dönemindeki, Esad dönemindeki PKK terör örgütü var. Kuruldukları dönemdeki anlayışlarında hiçbir değişiklik olmadı. Ama Türkiye çok değişti. 1980'lerin ve 1990'ların Türkiye'si değil. Demokratikleşen ve bunu kendine ilke edinen bir Türkiye var. PKK'lı teröristler Suriye'den öğrendiklerini yaparak çukur kazıyor, barikatlar, bomba düzenekleri kuruyor. Irak'ta sıkıntı olunca Kandil'e yerleştiler. Suriye'de sıkıntı oldu, Suriye'nin kuzeyine yerleştiler. Bunlar Irak'a yerleştiklerinde nasıl kırsalda eylemler yaptılarsa şimdi de Suriye'nin kuzeyinde lojistik destek sağlayarak çukur kazıyorlar. Orada başarılı olabildiler mi ki, burada başarılı olacaklar? Suriye'de kimin kime ne sattığı, ne aldığı belli değil. Oralardan getirilen mühimmatlar Diyarbakır'ın Sur ilçesinde minibüste, Silopi'de rögarda, Dargeçit'te belediyenin traktöründe, tabutların içinde, cenaze aracında yakalandı. Ambulansla teröristleri kaçıranlar yakalandı. Bu mühimmatları kırsalda, şehirlerin girişinde ve şehir merkezlerinde yakaladık. Hepsi şehir merkezlerinde yakalanıyor algısı yanlış.' Başbakan Ahmet Davutoğlu: Suriye krizinin çözümünde, biz Suriyeli Kürtleri masada istiyoruz. Terör örgütü olan PYD'nin masaya oturmasına ise karşıyız Başbakan Ahmet Davutoğlu, 'CNN International' kanalında gazeteci Christiane Amanpour'un sorularını yanıtladı. Suriye krizinin çözümünde masaya kimlerin oturacağının sorulması üzerine Davutoğlu, 'Biz Suriyeli Kürtleri masada istiyoruz. Kürtler olmadan masa tamamlanamaz. Biz terör örgütü olan PYD'nin masaya oturmasına karşıyız. PYD, sadece Türkiye'nin değil Avrupa Birliği ve ABD'nin de terör örgütü kabul ettiği PKK'nın uzantısı' dedi. 'RUSYA İŞGAL EDİYOR' Amanpour'un, ABD'nin PYD ile birlikte hareket ettiği yönündeki yorumu üzerine de Davutoğlu, 'Onları meşru ortak olarak görenler, bölgenin gerçekliğinde yaşamıyorlar. Hiç kimse bizi, bu insanların barış istediğine ikna edemez' diye konuştu. Rusya'nın Suriye'ye düzenlediği operasyonlarla ilgili ise Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: 'Rusya, Suriye'ye dışarıdan müdahale edilmesine karşıydı. Fakat şimdi kendisi çok olumsuz şekilde müdahale ediyor. Aslında Suriye'yi işgal ediyor. Rusya, düzenlediği tüm operasyonların yüzde 90'ında sivilleri ve İdlib, Azez, Halep, Lazkiye'deki ılımlı muhalifleri hedef aldı. Okulları, hastaneleri vurdu.' Başbakan Davutoğlu dün ayrıca AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Federica Mogherini başkanlığındaki AB heyetini kabul etti. Kılıçdaroğlu'nun, hendek kazan teröristlere 'barikat kuran arkadaşlar' dedikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ağır hakaretlere başlaması, 'CHP marjinalleşiyor' iddialarını doğrular nitelikte. Katıldığı her seçimi kaybetmesine rağmen CHP'de 4. kez genel başkan seçilen Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ederken PKK'lı teröristlerden 'barikatları kuran arkadaşlar' diye söz etmesi, yeni CHP'nin siyasi çizgisinin değişmediğini gösteriyor. CHP, Türkiye'nin aynı zamanda siyaset üstü konumunda olan dış politikası, terör örgütü PKK ve FETÖ ile mücadele gibi konularda karşı cephede yer alan söylemleriyle dikkat çekiyor. Türkiye'nin milli politikalarına karşı sert bir muhalefet sergileyen CHP'nin; PKK, paralel yapı, halkına ağır katliamlar yaşatan Esad ile ilgili olumsuz hiçbir tavır sergilememesi eleştiriliyor. MARJİNALLEŞİYOR CHP kurultayında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sarfettiği 'diktatör bozuntusu' hakareti tepki çeken Kılıçdaroğlu, aynı tavrı PKK terör örgütü için göstermiyor. PKK'lı hendekçilere 'Arkadaşlar' diyen ve akademisyenlerin partisini hızla marjinalleştirerek mezhepçi bir görüntü almasına yol açtığı tespiti yaptığı Kılıçdaoğlu, özellikle HDP çizgisine kaymakla da eleştiriliyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Cenevre'de gerçekleşecek olan Suriye barış görüşmelerine ilişkin olarak, 'Suriye'de barış görüşmelerine YPG katılmadan anlaşmaya varılması imkânsız' açıklaması yaptı. Türkiye ise YPG'nin müzakerelerde Esad heyetinde olmasından yana Mevlüt Çavuşoğlu: YPG müzakerelerde Esad heyetinde olsun Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara'da düzenlenen 'Türkiye-AB Bakanlar Düzeyinde Siyasi Diyalog Toplantısı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Riyad'da muhalefetin, müzakere heyetini belirlediğini söyleyen Çavuşoğlu, 'Bu süreçte bazı ülkelerin muhalefeti sulandırmaya yönelik çabaları var. Özellikle YPG gibi terör örgütlerinin de muhalefetin içinde yer almasını istemek süreci akamete uğratmaktır. Muhalefet, YPG ve rejim yanlısı sözde muhalefetin aralarında olmasını istemiyor. Rejimin kuklası olan isimler çok istiyorlarsa rejim tarafından heyete katılabilir' dedi. Öte yandan sabah saatlerinde basın toplantısı yapan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise PYD'nin masada olmadığı bir toplantıdan sonuç alamayız açıklamasında bulundu. LAVROV: YPG KATILMAZSA TOPLANTIDAN SONUÇ ALAMAYIZ Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, 2015'e dair dış politika değerlendirmesi yapacağı yıllık basın toplantısında, 'Suriye'de süren savaşın sona ermesi için Cenevre'de yapılacak toplantıya PYD'nin katılmaması, bu toplantıdan beklenen sonuçların alınmayacağı anlamına gelir. Zira Kürtler Suriye halkının önemli bir bölümünü oluşturuyor. Cenevre'deki toplantının Kürtler olmadan gerçekleşmesi büyük bir hata olur, ancak buna rağmen toplantıya Kürtlerin davet edilmesi konusunda ısrarcı olmayacağız.' diye konuştu.