Son zamanlarda 'kriter' kelimesini daha sık kullanır olduk. Sebebi de izdivaç programları... Her ne kadar katılımcıların dilinde zaman zaman 'krater' ya da 'kraker' gibi şekillere bürünüyor olsa da, o programlardaki anlamı 'Evlenilecek kişide aranılan özellikler' demek... İzlediğim kadarıyla en önemli 'kriter'; para pul, mal mülk ve de olmazsa olmaz SGK şemsiyesi...
Bu durumun 'dehşet verici' bir örneği geçen hafta Show TV'de Seda Sayan ile Uğur Arslan'ın sunduğu Evleneceksen Gel programında yaşandı. Sokaklarda mendil satarak annesine bakan Ahmet, Melek'le evlenmek istiyor, ancak 'Kayınpeder Erol engeline' takılıyordu. Erol Bey, "Sen fakirsin Ahmet, kızıma nasıl bakacaksın?" diyerek damat adayını aşağılarken, "Ahmet'le yoluna devam edersen seni evlatlıktan reddederim" diyerek kızı Melek'e de rest çekiyordu. Ancak programa telefonla bağlanan hayırsever izleyici Yusuf Bey'in evlenemeyen genç çifte İstanbul Çeliktepe'de daire hediye edeceğini açıklaması üzerine 10 dakika önce kızı Melek'i evlatlıktan reddedeceğini söyleyen baba Erol, bir anda yelkenleri suya indirdi ve evliliğe izin verdi.
Evet, bir babanın kızını koruması, esirgemesi, onun ileride üzülmesini engellemek adına kaygı taşıması son derece doğal. Ama 'bir ev karşılığı bir kız' gibi algılanabilecek bu keskin U dönüşü de akla mantığa sığmıyor.
İşte 'kriter'in, vicdanlarda 'krater'e dönüştüğü an...