Diyarbakır'da Sevgililer Günü'nde karısını bıçaklayarak öldüren İbrahim Yılmaz'a ağırlaştırılmış ömür boyu hapis veren mahkeme, sanığa 'saygın tutum' ve 'haksız tahrik' indirimi yaparak cezayı 20 yıla indirdi... Oysa üç çocuk annesi eşi Meyrem Yılmaz, eşini aldattığı iftirasıyla bir hiç uğruna sokak ortasında bıçaklanarak öldürülmüştü.
Her hafta iyi hal indirimiyle ilgili haberler okuyoruz.
Toplumda ve sosyal medyada bu iyi hal indirimlerine büyük tepki var.

ABD'YE BAK MALI!
Daha önce de yazdım; aslında Türkiye'deki mahkemelerde 'iyi hal'den indirim almak bir geleneğe dönüşmüş.
Adam üç-dört kişiyi bıçaklayıp öldürüyor, yine iyi halden indirim alıyor. Belki bizdeki bazı suçlara, Avrupa'ya göre çok ağır cezalar verildiği için iyi halden indirim yapıp ceza hafifletilmeye çalışılıyor. Tabii kadınları bir hiç uğuruna hunharca öldürenler, iyi halden indirim alınca kanımıza dokunuyor.
Mahkemede iki dakika efendi durmak, zaten göstermelik bir hareket; bunun için yüksek indirim verilmesi kulağa da mantıklı gelmiyor.
Halbuki Amerika'daki gibi yüksek hapis cezaları almış mahkumlar, cezaevinde belli bir süre yattıktan sonra psikiyatrlar tarafından belli aralıklarla gözlem altına alınsa, eğer suçlu cezaevindeki olumlu davranışlarda bulunduysa ve pişman olduğunu, çektiği cezayla artık iyi bir insan olduğunu psikiyatrlara kanıtlasa ve tüm bu süreçten sonra iyi hal indirimi verilse daha iyi olmaz mı? Bu yöntem, bizdeki gibi mahkemede kravat takana 'iyi hal' indirimi verilmesinden daha mantıklı ve vicdani değil mi?