Abdurrahman Akyüz, Erbakan'ın iktidara gelmesinin ardından bazı askerlerin huzursuz olduğuna işaret ederek, Refah Partisinin oy oranının günden güne artması dolayısıyla bazı güçlerin telaşa düşüp önlerini kestiğini, bu durumun Türkiye'nin aleyhine olduğunu vurguladı.
Başbakanlıkta o dönem askerlerin de katıldığı bir resepsiyon düzenlendiğini bildiren Akyüz, "Başbakanlık konutuna gittiğimizde bütün içkileri ortadan kaldırttık. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya özellikle taciz etmek için dışarıdan içki getirdi. Bu tacizlere devam ettiler." ifadelerini kullandı.
Akyüz, Erbakan'ın koruma ekibinin İstanbul'daki ilk Milli Güvenlik Kurulu ile Gölcük ve Merzifon'da yapılan toplantılara alınmadığına işaret ederek, şöyle konuştu:
"Gölcük'te bir geminin denize indirilmesi programı vardı. Programlara alınmıyoruz diye resmi müşavir yaptılar, ismimizi de kafileye yazdılar. Bu sefer almak zorunda kaldılar. Gölcük'te yine bir olay yaptılar. Gölcük'te Erbakan Hocama birtakım kötülükler yapmayı planladılar. Bundan 3-4 yıl önce o zaman görev yapan bir muvazzaf, şimdi emekli olan albay bize anlattı.
'Biz oradaydık, Erbakan'a fiili saldırıda bulanacaktık' dedi. Biz yanındaydık diye yapamadılar. Taciz edecekler, küçük düşürmeye çalışacaklardı. Belki yumruk, tokat atacaklardı ama biz hiç yanından ayrılmadık. Allah'ın izniyle böyle bir şey olmadı."
"ERBAKAN'I HAPSE ATACAKLARDI"
Necmettin Erbakan'la o dönem Cengiz Topel Havaalanı'na özel uçakla indiklerini ancak kendilerini almaya gelen araçların içeri alınmadığını aktaran Akyüz, "Çevik Bir burada yaşanan tartışmadan dolayı 28 Şubat sürecinde bizi arattı. Bir ay evimizden, her şeyden uzak bir yerde gezdik, tozduk, saklandık. Sonra bir avukat bulduk. Avukat vasıtasıyla gittik ifade verdik, suçsuz olduğumuz anlaşıldı. Böylece serbest kaldık." diye konuştu.
Akyüz, Erbakan'ın hükümetten uzaklaştırılmasının ardından hakkında bazı davalar açıldığını hatırlatarak, şunları anlattı:
"O süreçte Erbakan Hocamın Altınoluk'taki evini askerler bir sabah saat 05.00'te bastılar. Haberimiz oldu, daha erken çıktık. İstanbul'a geçtik orada kaldığımız otelin etrafını çevirdiler. Hocamı alıp hapse atacaklardı, çok şükür olmadı. Erbakan Hocamı taciz etmek için sahte dava açtılar. Onları da atlattık. 28 Şubat, Erbakan Hocamı tamamen pasifize etmek üzere kurulmuş bir tezgahtı. Hatta Recep Tayyip Erdoğan'ı ve AK Parti'yi de engellemek istiyorlardı."
