atv ekranlarında önümüzdeki aylarda başlayacak olan Rengarenk adlı dizide izleyiciyle buluşacak. Ekrana anne rolüyle gelmeye hazırlanan İnci Türkay ile Anneler Günü için bir araya geldik. 11 yaşındaki oğlu Ali de bize eşlik etti. Oğlu ile çok iyi bir iletişimi var Türkay'ın. Bir yandan disiplinli ve kontrolcü diğer yandan da özgür bir anne... Arkadaş gibi olmuşlar. İnci Türkay, oğlundan bahsederken gözlerinin içi gülüyor. Hatta oğlu "Cesur, fedakar annem" diye konuşurken gözleri doluyor. Oğlu tam anlamıyla hayatı olmuş. Hem sıcak, hem de çok sevgi dolu bir iletişimleri var. Türkay ve Ali ile, anne-oğul ilişkilerini ve Anneler Günü'ne dair planlarını konuştuk...
- Ali'nin doğduğu güne dönecek olursanız o günü nasıl anlatırsınız?
- Çok özel, çok mucizevi bir gün. Tarifi çok zor. O gün çok muhteşem bir mucizeye kavuştum. Her anne "O anın tarifinin mümkün olmadığını" söyler. Benim için de aynı şey geçerli. Rahat bir hamilelik geçirmiştim. Doğurana kadar çalıştım. Setten "Süt iznim bitince görüşürüz" diye ayrıldım. Çok az kilo aldım, çok mutluydum. Çok pozitiftim. Ne kadar ılımlı bakarsanız süreç o kadar rahat geçiyor. Allah'ın bana verdiklerini aratmamasını istiyorum. Hep böyle dilerim. Hep pozitif düşünmeye çalışıyorum.
- Ali'yi ilk kucağınıza aldığınızda ne hissetmiştiniz?
- Çok acayip hissettim. Çok ağladım. Tuhaf bir his. Çok etkilendim. Uzun süre onun benim içimden çıktığına inanamadım.
- Oğlunuz sizi nasıl değiştirdi?
- Anne olmak beni çok güçlü ve yılmayan bir insan yaptı. Fedakarlık ve sabır annelikte çok önemli. Ali'ye hep "Annen var, her şeyi halleder. Elinden geleni yap yapamadığın noktada anne her şeyi çözer"derim. Ali'nin bana çok ihtiyacı var. Onun önünde güçlü olmalıyım. Bana çok güvenir. "Annem nasıl olsa bunu halleder" der. Bu da kendisini çok yıpratmamasını sağlıyor. Boşanmış bir ailenin çocuğu olduğu için tavizim olmaz. Disiplinliyim ve çalışkanım. Kontrolcü bir anneyim. Bu huyumu sevmiyorum. Çok kıskancım. Başkasıyla fazla vakit geçirdiğinde hemen özlüyorum. Aynı zamanda oğlumun yokluk nedir bilmesi gerekiyor. Çaba Derneği'nin kermesinde de birlikte çalıştık. Farkındalığı olan bir çocuk olarak büyümesi benim için çok önemli.
ÇOCUĞUM SETE BÜYÜDÜ
- Ali ile bir gününüz nasıl geçiyor?
- Sabah 06.30 kalkıyorum. Her sabah
başka bir kahvaltı. Evde çalışan bir yardımcımız
yok. Ali ile birlikte yaşıyoruz.
Kahvaltı sonrasında okula gidiyor. 16.30'da
okuldan geliyor, sonrasında tenis antrenmanları
var. Eve döndükten sonra akşam
yemeğimizi yiyoruz, ödevlerini yapıyoruz
ve yatıyoruz.
Tatil günümüzde ise mutlaka bir planımız
vardır. Erken kalkıyorum. Çok
iyi bir kahvaltı yaparız. Köpeğimizle
oynarız. Sergi veya çocuklar
için aktivite varsa mutlaka gideriz.
Arkadaşlarını davet ederiz, misafiri
çok severiz. Birlikte mutfağa gireriz.
Birlikte salata, kek, yemekler
yaparız. Asla herkesin yemeği bitmeden
masadan kalkmaz. Yatağını,
oyuncaklarını toplar. Ali ile alışverişe
çıkarız, pazara gideriz. Çocuklar
evde cam fanus içinde dadılarla
oturmamalı. O zaman dünya çocuğu olamıyorlar.
Biz birlikte güleriz, ağlarız, barışırız,
kavga ederiz. Birbirimizi çok severiz.
Yaşanılan şiddet, taciz bütün olayların sevgisizlikten
kaynaklandığını düşünüyorum.
Anneler çocuklarını çok sevsin. Yalandan
değil gerçekten yürekten sevsinler.
- Arkadaş gibisiniz...
- Ali ile tavla da oynarız. Tek bir çikolata
kaldıysa paylaşırız. Günlerimiz
çok neşeli geçiyor. Tartıştığımızda beş
dakikadan fazla küs kalamayız. Dayanamıyoruz
birbirimize.
- Oğlunuzda set tozu yutma durumu var mı?
- Sepet gibi setlerde yanımda taşıdım.
Ayrılamazdım. Kontrol delisiyim. Tiyatroda
kuliste yanımdaydı. Oyunların provalarında
da yanımdaydı. Onun konforunu
birinci planda tutuyorum. Üç sinema filmi
çektim. Üçünde de bir karede var. Sahne
tozu yutma durumu var tabii ki. Müthiş
yeteneği var. Bir şeyi bir kere söylediğinde
yapabiliyor. Kulağı çok iyi. Bunlar içten
geliyor. Hem genlerden gelme durumu var,
hem de setlerde büyüdüğü için her şeyi öğrendi
ama bir eve bir oyuncu yeter. İçinde
bulunduğumuz şartlarda gerçek oyuncuların
değerinin anlaşılmadığını düşünüyorum.
Ama çok isterse bütün zorluklarını
anlatır yine de ona destek olurum.
- Ali'ye kardeş yapmak ister miydiniz?
- Çok isterdim. Bir çocukla kalmam
felaket bir durum. Bence beş çocuğum olmalıydı.
Artık tren kaçtı. Ama Ali bunun
eksikliğini hissetmiyor. Çok arkadaşı var,
yeğenlerimiz var. Bütün enerjimi çocuğuma
veriyorum. Çok büyük bir sevgi.
- Çocuğunuz dünyaya gelmeden önce ve sonraki hayatınızı nasıl tanımlarsınız?
- Ali'den önce bencil, ben merkezli bir
hayat. Ali'den sonra onun için yaşamaya
başladım.
- Oğlunuz ile sevgiliniz Atilla Saral'ın iletişimi nasıl?
- Çok iyi anlaşıyorlar. Atilla hiçbir
zaman baba figürü değil. Çok iyi arkadaş
oldular. Çok ortak yanları var. Atilla Kaz
Dağları'nda yaşıyor. Görüştükleri zaman
çok eğleniyorlar. Herkesi kıskandıracak
kadar güzel bir iletişimleri var.
- Sizi yakın bir dönemde ekranda görecek miyiz?
- atv'de yayınlanacak olan Rengarenk
adlı bir dizide rol alacağım. Bugüne kadar
oynamadığım bir rolü canlandıracağım.
Anne ama başka türlü bir anne olacağım.
Çok teklif geliyordu ama bu rol beni çok
cezbetti. Kendi içinde komedisi, neşesi,
trajedisi var. Çok keyifli bir iş olacak. Yaz
aylarında ekranda olacağız.
ANNEMLE ARKADAŞ GİBİYİZ
- Anneler Günü için bir sürprizin var mı?
- Annem hep 'Senin beni sevmen bana
yetiyor' diyor. Annem para verip bir hediye
almamı istemiyor. Bende düşünüp güzel bir
hediye hazırlıyorum.
- Annenle nasıl vakit geçiriyorsunuz?
- Annem benim çok iyi arkadaşım. Çok
güzel oyunlar oynuyoruz. Hep birlikte vakit
geçiriyoruz. Çok eğleniyorum onunla. Çok
iyi anlaşıyoruz. Birlikte aktiviteler yapıyoruz.
Ders çalışıyoruz, seyahate çıkıyoruz, kitap
okuyoruz, oyun oynuyoruz.
- Anneni nasıl tanımlarsın?
- Fedakar, yürekli, cesur, sevgi dolu,
güzel, sabırlı annem.
- Anneler Günü için ne söylemek istersin?
- Başta annem olmak üzere bütün annelerin
Anneler Günü'nü kutluyorum. Benim
için Anneler Günü çok önemli. Annem beni
büyüttü. Çok fedakarlık yaptı benim için.
Onu çok seviyorum.