Diyeceklerdir ki, "Bak, çalışma koşullarını protesto etmek, emeğinin hakkını aramak için diziyi bırakan Meryem Uzerli'nin yüzünden Muhteşem Yüzyıl bir hafta erken bitiyor. Tüm ekip, bir bölüm az para alacak. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?"
Medyada, rol arkadaşlarının da bu yüzden Meryem'e cephe aldıkları haberleri var.
Bunun gerçek olduğuna inanmıyorum. Daha doğrusu inanmak istemiyorum. Eğer Meryem gerçekten ciddi bir fiziksel ve psikolojik hastalığın pençesindeyse; buna herkesin saygı göstermesi gerekir. Allah korusun, yarın kime ne olacağı belli değil.
"Geçmiş olsun, Allah tez zamanda şifasını versin" demenin kimseye zararı olmaz. Yok eğer Meryem gerçekten de çalışma koşullarını protesto etmek için böyle bir karar almışsa; oyuncu arkadaşlarının buna 'şimdi' destek vermeleri gerekir.
Zira bugün uzun dizi sürelerine, insanlık dışı çalışma koşullarına karşı çıkmak için Taksim'de döviz açmakla yetinen 'tatlı su eylemcilerinden' fazlasına ihtiyaç var. Bugün 'bir bölümlük' ücretlerinin peşine düşenler, yarın daha fazlasını kaybedeceklerinin hesabını iyi yapmalılar. Diyeceğim o ki; ya şimdi konuşun, ya da sonsuza dek susun...
