Emir Kusturica olayı ile hedefteki adam haline gelen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın ile karşılıklı uzun uzun konuşma imkanı bulduk. Hem festivalde yaşananları hem de Antalya ile ilgili projelerini anlattı. Öncelikle söylemek gerekirse, Emir Kusturica'yı davet etmek Başkan'ın kişisel bir tercihi değilmiş. Bunu Festival Komitesi kararlaştırmış. Halbuki Başkan'ın aklında çok daha çarpıcı konuklar varmış. Kim mi? Yıllardır Türkiye'nin imajını zedeleyen, bir uyuşturucu kaçakçısının Türkiye'deki cezaevinde yaşadığı iddia edilen işkenceleri anlatan Geceyarısı Ekspresi filminin yönetmeni Oliver Stone ve olayın kahramanı Billy Hayes... Amaç, planlı bir karalama kampanyasının ürünü olan Geceyarısı Ekspresi için pişmanlıklarını açıklayan ikiliyi Türkiye'ye getirip günümüzün cezaevi şartlarını onlara göstermek ve bir cezaevinde uluslararası basın toplantısı yaptırarak gerçekleri anlattırmakmış. "Ama..." dedi Başkan Akaydın, "İyi ki onları getirmemişim. Baksanıza Kusturica'nın başına gelenlere? Kim bilir onlara ne yaparlardı?.." Yani asıl büyük tehlike kapıdan dönmüş. Başkan'ın verilmiş sadakası varmış!.. Belediye Başkanı Akaydın'a fonksiyonel olmayan Cam Piramit'in durumunu sordum: "Haklısınız" dedi, "Aslında ben yıkılıp, yerine yeni bir kültür merkezi inşa edilmesinden yanayım. Ama bunun için 50-60 milyon dolarlık bir kaynağa ihtiyaç var. Aslında Antalya'nın yeni bir opera ve bale binasına, Lütfi Kırdar büyüklüğünde bir kongre merkezine de ihtiyacı var. Yapacağız inşallah. Geçenlerde sevgili Zülfü Livaneli'ye söz verdim. Yeni kültür merkezimizin ismini Nazım Hikmet koyacağız..." Akaydın'ın başka projeleri de var. Örneğin, yılardır Antalya'ya sembol oluşturacak bir yapı yok. Turistlerin önünde fotoğraf çektirecekleri ve ülkelerine döndüklerinde yakınlarına gösterip, "Bak ben Antalya'daydım" diyecekleri bir yapı... Başkan bu soruma da "Haklısınız" dedi. "Bu konuda hazırlığımız var. Bir dönem İstanbul'da bulunan ünlü Akdeniz heykelini buraya getirmeye çalışıyoruz." Bir de enerji projesi var ki, kelimenin tam anlamıyla çok parlak... Başkan, yılın her ayı güneşin yüzünü esirgemediği Antalya'nın ve dolayısıyla Türkiye'nin enerji konusundaki kurtuluşunun güneşten geçtiğine inanıyor. Bunu ispatlamak için güneş enerjisi panellerinin yer alacağı örnek güneş tarlaları oluşturacakmış. Kullandığı enerjinin yüzde 70'ini dışarıdan satın alan ülkemizin ekonomisini kurtaracak şey, tepemizin üzerinde bize bakıp, duruyor yani... Başkan insanları etkilemek için Düden Şelalesi'ni güneş panellerinden elde edilecek elektrikle aydınlatmayı da düşünüyormuş... Kampanya, umut vadedecek kadar parlak. Haydi ismi de benden olsun: Güneş Topla Benim İçin!.. 
