Türkiye angajman kurallarını boşuna koymadı. 2012 yılında Türkiye'nin silahsız F-4 keşif uçağı Suriye tarafından düşürüldü. İki pilotumuz şehit oldu.

Akçakale'de Suriye'den gelen top atışı yüzünden 5 vatandaşımız hayatını kaybettiğinde de Türkiye angajman kuralları gereği Suriye'yi vurdu. Bir helikopter ve insansız hava aracı da bu kural çerçevesinde düşürüldü.

O günden bu yana Suriye sınırındaki hassasiyetimiz herkes tarafından biliniyor.

Rus uçağının düşürülmesi olayında da mesele sınır güvenliğimizi korumak.

Sınırımızın dibindeki Türkmendağı'na günlerdir Türkiye'nin gözünün içine baka baka bomba yağdırıyorlar.

Türkmendağı bölgesinde akrabalarımız yaşıyor. Çoğunluk Türkmen ama o bölgede yine Türkiye'de akrabaları olan Kürt ve Araplar da yaşıyor.

Ve günlerdir Rusya havadan, İran ve Esed ise karadan bu bölgeye saldırıyor. Hiçbir DAİŞ teröristinin orada bulunmadığını bilmelerine rağmen.

Ondan sonra da "sırtımızdan vurulduk" edebiyatı yapmak tek kelimeyle ikiyüzlülüktür.

Sanki Rusya'nın kendi toprağı mı Suriye? Önce 'Rusya'nın Suriye'de ne işi var?' sorusu sorulmalı. Bizim Suriye ile 911 km. sınırımız var. Oradaki her ateş dünyada en çok Türkiye'yi yakıyor.

Rusya için Suriye 'Akdeniz'deki istasyonu. Onun dışında Suriye'de oluk oluk akan kana Rusya'nın çok üzüldüğünü mü sanıyorsunuz?

Suriye'de iç savaş başladığı günden bu yana defalarca Türkiye'yi savaşa çekmek istediler. Cilvegözü ve Reyhanlı patlamaları, uçağımızın düşürülmesi, taciz ateşleri hep bunun içindi. Türkiye direndi ve savaşa girmedi. Yine girmez.

Bütün dünya, Türkiye'nin çıkarlarından önce insan hakları temelinde bir dış politika geliştirdiğini biliyor. Dünyanın her yerindeki, mazlum, masum ve mağdur insanların yardımına koşmaya çalışıyor Türkiye.

Tamam çok önemli bir olay. NATO kurulduğu günden beri ilk defa NATO üyesi bir ülke Rus uçağını düşürdü. Pentagon bile ilk açıklamasında "Olay Türkiye ile Rusya arasında bizimle ilgisi yok" dedi.

Ancak ekonomik kriz ve ambargo altındaki Rusya'nın tamamen diplomatik sürecin dışına çıkıp savaş filan ilan edeceğini düşünmüyorum.
Türkiye ile Rusya arasında enerji alışverişi dahil bir çok uluslararası anlaşma var.

Rusya ilişkiler azıcık gerilir ama Rusya Türkiye'yi gözden çıkartamaz. ABD de AB de çıkaramaz. Özellikle bölgemizde Türkiye'siz bir denklem kurulmasının neredeyse imkânsız olduğunu bizim 'muhaliflerden' daha iyi bilirler.


Rus uçağı düşürüldü diye kimse zil takıp oynamadı zaten. 1o kez uyarılmış Rus pilotlar. Ancak ne kendilerini tanıtmışlar ne de yanıt vermişler. Keşke uyarıları ciddiye alsalardı.

Zaten dün Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu hadiseyi tırmandırmak gibi bir düşüncemiz kesinlikle bulunmamaktadır. Sadece kendi güvenliğimizi ve kardeşlerimizin hukukunu savunuyoruz" dedi.

Başbakan Davutoğlu ise "Bu hiçbir şekilde meydana gelmesini arzu etmediğimiz bir olaydır. Bütün uyarılarımıza rağmen kara veya hava sahamızda bir ihlal gerçekleşiyorsa ona karşı her türlü tedbiri almak bizim hakkımız" diye konuştu.

Onun için hamaset değil diplomasi kanallarını genişletme zamanı.

Dolayısıyla kendi ülkesine ve kendi Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'ına inanmak yerine Putin'e inananların Rusya'ya angaje tavırlarını boş verin. Angajman kuralları neyse o.

YENİ KABİNE HAYIRLI OLSUN

Rus uçağının vurulduğu esnada Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 64. Hükümet listesini onaylıyordu. Gazetecilerin, yazarların, siyasi uzmanların günlerce yapacağı analizler, uçak olayından dolayı yeni kabineyi gündemin ikinci sırasına düşürdü.

Yeni kabine, geçmişin birikimi ile bugünün dinamizmini buluşturan dinamik ve icraatçı bir kimliğe sahip. Yeni kabinede, daha 34 yaşında bakan olan Ali Babacan yok ama 37 yaşında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olan Berat Albayrak var. Medya, eğitimi ve iş tecrübesine rağmen Berat Albayrak'ın 'akraba' olmasını diline doladı ama kısa sürede Berat Albayrak'ın icraatları ile gündeme gelen bir siyasi olacağını tahmin ediyorum.

Hayırlı uğurlu olsun yeni kabine. Allah doğru yolundan ayırmasın hiç birini.