Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören bir gün önce kendi yönetimine ağır salvolar yapmış hızını alamayarak da "Tayfur Havutçu gelince takımın başına geçecek" demişti. Oysa Beşiktaş için dün gece tarihi bir gündü. "Tamam mı devam mı" maçıydı.Yani gerek yoktu bu sözlere.. Tablo böyleyken dün sahada her şeyin üzerine set çeken 11 Kartal vardı. Başlarında da her an gidecekmiş gibi beklemeyen Carvalhal.. Golde yaşadığı sevinç, takımı motive edişi, amatör bir ruhu andırıyordu.
Dengeli bir 11 çıkardı. Bu 11 sabırlıydı gol için!. Trabzon'un bir gün önce yaptığı paniği yapmadı. Gol için sabırla bekledi. 12. adam da takıma büyük destek verince, tarihi dönemeç
3 puanla geçildi. 12'de Hilbert'in nefis ortasında Almeida, golü yapamadı. 34'te Simao'nun soldan ortasında ceza alanı içinde arka direkte topla buluşan Quaresma, kötü bir kafa vuruşu yaptı. Bu yarıda özellikle Kartal, kanatlarda Simao ve Quaresma ile başlattığı organizasyonlarda tehlikeli oldu.
BÖYLE POZİSYON GÖRÜLMEDİ
İkinci yarı baskı sürdü. Kiev'in "Bir puan olsun benim olsun" mantığı Kartal'ın "Hücum, hücum, hücum" felsefesini daha da körükledi. İnönü'nün beklediği gol 68'de geldi. Simao'nun kullandığı kornerde Egemen gerilerde kanatlanarak uçtu. Zirveye ulaştığında kafayı vurdu: 1-0. Uzatma anları müthişti.
Herkes öldü öldü dirildi. 90'da sol kanattan yapılan ortada Yussuf'un kafasını Cenk müthiş çeldi. Sonrasında bir pozisyon daha vardı. Ama öyle böyle değil.. Cenk ve Beşiktaşlı futbolcular 90 dakikayı bir dakikada yaşadı sanki.. Altıpas içerisinde Kievli oyuncuların yaptıkları vuruşları çizgi üzerinde Beşiktaş savunması savurmak için atladı, zıpladı, yattı, hopladı... Kısacası hakemin bitiş düdüğü hayata bir merhabaydı..