Galatasaray Sneijder transferiyle kesinlikle çok büyük bir iş başardı…
Psikolojik üstünlük bir kenara, Arena'ya dünya çapında bir yıldıza ev sahipliği yapacak.
G.Saray çok daha ürkütücü bir takımdır artık.
Öncelikle Galatasaray'ın kötü oynadığı halde kazandığı maçların sayısı artacaktır.
Saha kenarında Terim'in problem çözme misyonunu sahada da Hollandalı üstlenecektir.
Burak o çok sevdiği "önüne servis"lere doyacaktır.
Taraftar da harika asistlere ve jeneriklik frikik gollerine…
Fakat iki soru var üzerine düşünülmesi gereken.
1) Takım şimdi ne oynayacak?
2) "Aranan çilek bulundu" yaklaşımı ne kadar doğru?
İlk sorudan başlayalım…
EN ETKİLİ OLDUĞU YER, ÖNDEKİ PENCERE
* 4-2-3-1 en akla yatkın formasyon gibi görünüyor. Zira becerikli Hollandalı'nın en etkin ve yetkin olduğu bölge, rakip defansla orta saha arasındaki "pencere". Yani öndeki 3'lünün ortası.
Fakat her ne kadar aksi görüşlerde olsa, postmodern futbolun yükselen yıldızı mevkidaşlarının aksine, 3'lünün sağı ve solunda tempo ve oyun stili olarak verimli olma şansı az.
Hele ki ilk yarı boyunca bir elin parmağı kadar maça çıktığı ve fizik olarak hazır olmadığı düşünülürse...
Bu dizilişte bir başka sorunsal da şu ana kadar sonuç alınan çift forvetten ve Umut'un takım savunmasına katkısından ödün vermek… Ayrıca Burak'ın bu sistem için ciddi ihtiyaç olan sırtı dönük oynama özelliği de yok.
ÇİFT FORVETTEN VAZGEÇMEK…
* Çift forvetle devam derse Fatih Hoca, 4-3-1-2 Sneijder için uygun formasyon ama o vakit de sol iç mevkisi için elde bir Emre Belözoğlu yok mesela kadroda. Sağda Hamit oynarsa Selçuk veya Melo'nun kenarda kalması gerekliliği de ayrı bir sorunsal.
Sneijder'i merkezde kullanma şansınız olmadığına göre klasik 4-4-2 de devre dışı kalıyor… Selçuk-Melo ve önlerinde Snieder ile 4-3-3 denemek ise hem orta sahayı çok riske etmek demek hem de G.Saray'ın elinde o sistemi işletecek sol ve sağ açık yok.
İşin özü G.Saray için en akılcı hatta tek akla yatkın çözüm tek forvet arkasında üçlü sistem. Yani Umut'tan vazgeçmek ve Sneider'i Alex gibi kullanmak. Fakat Hamit'in bir türlü ritim bulamaması ve Amrabat'ın defansif zaafları, "3 amigo" formülünde can sıkabilecek diğer ayrıntılar…
STOPER VE SOL BEK OLMADAN ÇİLEK DE OLMAZ
Gelelim ikinci soruya:
Sneijder'in "çilek" olabilmesi için mükemmel işleyen bir sistemin parçası olup onu modifiye etmek için getirilmiş olması gerekir. Sürekli olarak 4-2-3-1 oynaya gelmiş bir takımın 10 numarası gibi mesela.
Fakat Şampiyonlar Ligi'nde görkemli bir geri dönüşle ikinci tura kalan bir takımın, ligde 18 maçta 21 puan kaybetmesi ve yüzde 50 galibiyet oranı "pastanın kıvamı" konusunda önemli ipuçları veriyor.
G.Saray'ın öncelikle, hangi formasyonla oynasın, oyunu geriden kurabilen ve defansif açıdan da gerekli standartlara sahip bir stopere ihtiyacı var…
Riera, akıllı, deneyimli ve teknik bir oyuncu. Ama "devşirme" bir sol bek ve en temel defansif konularda hataya düşüyor. Sol önde ise eksik kalıyor. Schalke gibi bir rakibe karşı fazla yumuşak kalma riskini öngörmek de karamsarlık olmasa gerek.
Melo'daki düşüş ve bundan etkilenen Selçuk'un da geçen seneki üretkenliği yakalayamayışı, "ısırganlığı" ve takımın oyunu domine etme becerisini gölgeliyor.
Dolayısıyla çileğe gelene kadar daha öncelikli eksikler var G.Saray'da. Ve sistemin geçen seneki kadar dahi işlediğini söylemek mümkün değil. Muhtemel sistem değişikliğine takımın ne kadar çabuk adapte olacağı, Hollandalı'nın fizik olarak ne zaman fit hale geleceği de ayrıca soru işaretleri.
"Sneiper" kesinlikle sansasyonel bir transfer… Büyük bir yetenek. Hollanda 3 yıl önce Dünya Kupası'nda finale kalırken, takımın en iyisi olan bir isimden bahsediyoruz.
Ama transferin heyecanına kapılıp tüm dişlilerin sorunsuz işlediğini varsayıp akıl oyunlarını ihmal etmek, pastanın tadını kaçırabilir.
Degerlibulent/twitter.com