Hepsinin birinci yaptıkları hakemle oynamak. Neden? Bin senedir eskiler söylüyor, 'Balık baştan kokar.' Fatih hakemle oynuyor, Hasan Şaş hakemle oynuyor. Bütün bunlara kulübün başkanının ses çıkardığı yok.
Riera'nın yaptığı pisliği gördün mü televizyonda? Top yokken yanında duran kişiye... Yani yan hakem görse, belki de görmüştür, biraz yürek olsa kırmızı kart. Top 60 metrede dururken yanındaki duran adama vurursan sen, dünyanın her yerinde bunun adı kırmızı kart. Bunu daha evvel de yaptı, daha önce de söyledik.
Ünal Aysal, size soruyorum, Fatih Terim'e değil. "Fatih Terim bu tür hareketleri destekliyor. Kendisi de 'agresif' diye... Ama sen bu adama Galatasaray formasını nasıl giydiriyorsun?
Galatasaray forması bu kadar ucuz mu? Bu kadar sporculuktan uzak, bu kadar sportmenlikten uzak. Utanmıyorlar mı o fair-play yazan, 'respect' yazan, saygı yazan minnacık çocukların ellerinden tutup sahaya çıkmaya Galatasaraylılar!
Sahada tam aksini yaparken o çocuklara 'Biz sizi böyle getiriyoruz ama aldırmayın çocuklar. Siz her türlü pisliği yapın' mı diyorlar! Bu mu Galatasaray forması?
Bak açık söylüyorum; bu Galatasaray şampiyon olmaz, olmamasına da en çok sevinen ben olacağım. Çünkü fair-play'in bütün ruhuna ihanet ederek kazanılan puanların, o puanlarla gelen şampiyonluğun benim açımdan on para değeri yok. On para değeri yok.
Bu çirkef Riera ile ben şampiyon olacaksam olmayayım arkadaş! Bu her dakika hakemle boğuşan takımla ben şampiyon olacaksam, olmayayım arkadaş!
Bütün hakemler Galatasaray'a düşman, Galatasaray'dan nefret ediyor ya! En iyi niyetli hakem 10 dakika, sonra bitti! Daha maçın 10. dakikasında Galatasaray'dan herkes nefret ediyor. Böyle bir şey olur mu!
Bu işi Fatih Terim'in önlemediği, önleyemediği meydanda. Ama bu kulübün yöneticileri var. Ünal Aysal ne iş yapıyor?
Ali Dürüst… Ne yapıyor bunlar ya? Şunları bir topla Florya'da... 'Gelin bakalım arkadaşlar. Bu forma öyle ucuz formalardan değildir. Bu forma Ulus pazarında satılmaz. Bu forma yetenekten önce sportmenlikle giyilir' de bakalım. Bir de ya! En utanç verici hareketleri yapanlar Galatasaraylılar... Uğraşan da yok.
Ordu maçında hakem tarafından tribüne gönderilen Terim, PFDK'dan 3 maç ceza aldı. Tahkim, cezayı çok da doğru bulmasa da onayladı. 3 maçlık ceza ve Tahkim'in gerekçelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Orada Tahkim Kurulu, hukuk adına yüz karası bir karar verdi. Tahkim Kurulu, "3 maç ceza sportmenliğe aykırı hareketten verilmiş. Yanlıştır. Bu 3 maç ceza tribüne gönderildikten sonra oyuna müdahaleden verilmeliydi" diyor.
Tahkim Kurulu, ceza ihdas edemez, kurallarımıza göre... Verilen cezayı ya onaylar ya indirir. Yeni ceza ihdas edemez, cezayı da artıramaz.
Tahkim Kurulu, "Bu ceza sportmenliğe aykırı hareketten verilmiştir, yanlıştır" diyorsa, o 3 maçı bir sil... Sildiğinde ne kalır geriye; Fatih Terim'e ceza yok.
Ama ne yapıyor Tahkim Kurulu; 'Aslında oyuna müdahaleden 3 maç ceza alması gerekiyordu, bunu ona sayarız' diyor! Hukukta böyle bir şey yok. Tahkim Kurulu, ceza verme, ceza ihdas etme hakkı olmadığı halde 'Fatih Terim'e bu ceza olmaz' dediği cezayı başka bir yere taşıyarak suç yarattı, ceza yarattı. Hukuka aykırı, kanunsuz suç ve ceza olmaz.
PFDK'nın kararını, PFDK'nın kararı içinde inceleyeceksin. Ya onaylayacaksın ya kaldıracaksın ya da indireceksin. Bunun dışında başka bir şey yapamazsın. 'Sen 3 maç ceza vermişsin ama yanlış suçtan vermişsin. Şu suçtan vermen lazımdı, bu yüzden bu 3 maçı onaylıyorum!'
Böyle dediğin zaman, "Başkan, merak etme, Tahkim 6'ya 1 bizde" diyen Şekip Mosturoğlu'nun ne kadar haklı olduğunu ortaya koyarsın. Tahkim Kurulu değil, Fenerbahçe kurulu toplanıyor, ona göre Meireles'in görülen tükürüğü sıvıya dönüşüyor, Melo'da görülmeyen sıvı, tükürük olarak geçiyor! Böyle bir Tahkim Kurulu dostlar başına...
O zaman da Fatih Terim, 'Bu disiplin kurulu ile bu Tahkim Kurulu ile ben kendi hakkımı, kendim almak zorundayım' dese kim ne diyecek ki hukuka aykırıdır. Bizzat ihkak-ı hak olamaz. Hukukun temel prensibidir, hakkı hakimler, hakemler verir. Sen hakkını alamazsın, gücü gücüne yetene dünyası, Teksas'a döner ortalık.
Bana, 'Hıncal kardeşim, işte PFDK'yı görüyorsun, işte Tahkim Kurulu'nu görüyorsun, işte hakemleri de görüyorsun, Egemen'e, Emre'ye sarı kartları çıkaramıyorlar, o zaman ben de kendi hakkımı kendim alıyorum' derse ne diyeyim ben!..