Salih Uçan'ın kumaşı öylesine kaliteli ki çok şık bir takım elbise dikersiniz, sahadaki patronunuz olur. Süpermen kostümü dikersiniz, çıkarır takım elbiseyi, sizi ipten alan süper kahramanınız olur.
Fenerbahçe çok baskı yiyerek ve hiç pas yapamadan başladı dün akşama... İştahla saldıran Ordu, kanatları kullanarak oyunu genişletti ve
Fenerbahçe'yi hapsetti kalesine. Belli ki Fenerbahçe, kendi bünyesine daha uygun bir kontrol futboluyla başlanacağını hesaplamıştı maç öncesinde. Öyle ya, ne kadar puana ihtiyacı olsa da sonuçta karşınızda bir Hector Cuper takımı var.
Ama hesap çarşıya uymadı. Matrix'teki Morpheus gibi, "Gerçek dünyaya hoşgeldin" diyordu ev sahibi...
Volkan performansı ve çizgiden çıkarılan top olmasa lig ikincisi, şampiyonluk planlarına veda etmişti belki şu anda.
SOW-WEBO ORTAKLIĞI BOZULUNCA
* Önde basan takımlara karşı, Emre gibi pres yapmak kadar presi kırmayı da bilen bir kilit adamı olmayınca ciddi sıkıntı yaşanıyor, tıpkı dün akşam gibi...
Ancak son dönemde sağlanan kazanımlar ve galibiyet refleksi sayesinde, bu çeyrek saatlik krizi atlattı Fenerbahçe. Panik olmadı, kompakt kaldı ve Ordu'nun hızı ister istemez kesilince sakin pas oyunuyla kontrolü ele aldı.
* Sow'un yokluğunda hücum gücü çok azalıyor. Aynı şey Webo'nun yokluğunda da geçerli. Ortağı olmadan cinayeti çözemeyen dedektifler gibiler... Yöntemleri, yaşları farklı belki ama birbirlerini çok iyi tamamlıyorlar. Ve birisi olmadığı zaman diğeri sonuca gitmekte zorlanıyor.
EN ETKİLİ SAVUNMA SİLAHI PAS OYUNU
* Hücum opsiyonları kısıtlanan ve üretemez hale gelen Fenerbahçe dün takım savunmasıyla sonuca gitti ağırlıklı olarak. Oyuncuların sezon başıyla mukayese dahi edilemeyecek konsantrasyonu ve arzusu, genç Salih'in ekstra dokunuşlarıyla harmanlandı, kritik bir engel aşıldı.
* Zaten Aykut Kocaman'ın kafasındaki, daha kompakt ve macera aramayan bir takım... Alanları kapatarak rakibe fırsat vermemek... Pas yaparak oyunu elde tutmak. Sabırla da rakibin hatasını kollamak.
* Nitekim dünya futbolunda artık en iyi savunma silahı top hakimiyeti... En kesici stoperlerden, en yırtıcı orta sahalardan bile daha efektif bir yöntem. Son dönemde - geçen seneki Chelsea hariç - kazananlar kulübünün üyeleri çoğunlukla bu stratejinin ekmeğini yiyor.
AVRUPA BAŞARISINI BU STRATEJİ GETİRDİ
* Top kessin diye, fizikli diye Selçuk'la oynandığı zaman yaşanan sıkıntıların bir nedeni de bu aslında. Pas kaliteniz düşünce, sandığınızdan daha çok baskı yiyor, sürekli savuşturmak ve direnmek zorunda kalıyorsunuz.
* Evet skor elde edince fazla gömülmek ve içerideki maçlarda tempo yapamamak gibi eksikleri var hala Fenerbahçe'nin... Ancak yine de Avrupa'da katettikleri yolu da zor deplasmanlardan kazasız çıkmayı da bu stratejiye borçlular.
SALİH'İN GOLÜ BOZUK MORALLERİ BİLE DÜZELTİR
* Salih Uçan'ın ikinci golü ise ilaç gibi... Moraliniz bozukken, canınız sıkıldığında koyup seyredin. İyi gelir ruhunuza.
Bu çocuğun kumaşından herşeyi çıkarabilirsiniz.
CEO'lara yakışır jilet bir takım elbise dikersiniz, sahadaki lideriniz olur. Yönetir, yönlendirir.
Üzerine bir de Süpermen kostümü çıkarırsınız, telefon kulübesinde takım elbiseyi çıkarıp yetişir imdadınıza, başınız sıkıştığında...
Çocukların gönlündeki süper kahraman olur.
Taraftar kazandırır kulübüne.
Çok yönlü bir kabiliyet zira Salih. Yeter ki doğru işlenip yönlendirilsin. Beslenmesinden okuduğu kitaba kadar, yabancı dilden fiziki gelişimine kadar...
İşte o zaman Salih de 'uçar' Fenerbahçe de...
Bu sezonun finali de Salih'in geleceği de terzinin eline bakıyor anlayacağınız.
degerlibulent/twitter.com
