Fenerbahçe derbi galibiyetiyle sadece Şampiyonlar Ligi biletini cebine koymakla kalmadı, düşe kalka gidilen sezonda taraftarına anlamlı bir teselli de hediye etmiş oldu.
Ancak hiçbir 3 puan, bir hiç uğruna katledilen 19 yaşındaki Burak'ı geri getirmeyecek... Hiçbir teselli yüreklere düşen acıya ilaç olmayacak.
PASLANMIŞ İSVEÇ ÇELİĞİ...
* Terim, Elmander'e tercihiyle hem rakibe gözdağı vermeyi hem de kendi ekibinin biliç altına "Kazanmaya geldik" mesajı yerleştirmeyi amaçlıyordu. İleri üçlünün önde basmasıyla Fenerbahçe'yi zayıf karnından vurmayı planlıyordu bir yandan da. Ancak pas tutmuş İsveç çeliği sahada kağıt asker gibi kalıp hatlar arası bağlantıyı kuramayınca plan ters tepti.
* Fenerbahçe, 3 orta sahayla ön alanda Selçuk, Hamit ve Melo'ya basarak başladı. Galatasaray'ın oyun kurmasına fırsat vermedi.
Galatasaray, zaten devşirme olan solbeki Riera'nın önündeki kulvarı da açık bırakınca Kuyt ve Gökhan Gönül'e çok rahat manevra alanı kaldı. Kuyt içeri devrildikçe Riera'yı yerinden sürükledi.
G.SARAY DAR KALDI F.BAHÇE OYUNU YANA YATIRDI
* Fenerbahçe kanatlara "fazla yükleme" yaparak, misafir takımın 'dar' kalmasından yararlandı. 2 bek önlerindeki özgür alanı kullanıp orta alana çıkınca göbekte Fenerbahçe sayısal olarak üstünlük kurdu. Dizginleri ele aldı.
Eski formunda olmasa da Sow'un gezginliğine Webo'nun da etkinliği eklenince Fenerbahçe oyunu Galatasaray sahasına yıktı.
Galatasaray mental olarak hiç hazırlanmadığı maçta, kanatlarda "topal" göbekte ise zayıf kalınca, rakibinin organize ve arzulu oyununa cevap veremedi. Pozisyon olmadan gelen penaltıya rağmen oyunu da tutamadı. Geriye düştükten sonra ise üretkenlik için gerekli tempo ve pas ritminden uzaktı.
Fenerbahçe, 2'nci goldeki faule rağmen, "O olmasa başkası girerdi" dedirtecek şekilde oyunu domine etti. Gafil avlandığı 87'inci dakikaya kadar pozisyon vermedi. Daha çok yaratan ve daha çok ısıran taraf oldu. Orta saha göbeğini sakatlık, kalecisini de kırmızı kart nedeniyle yitirmesine rağmen üstelik de...
G.SARAY BU FIRSATI İLERİDE ÇOK ARAYABİLİR
* Galatasaray 14 senedir süren seriyi kırmak için bu denli baskıdan uzak bir şansı adeta elinin tersiyle itti. İleride, Fenerbahçe'ye psikolojik açıdan ağır darbe vurabilecek böylesi bir fırsatı kaçırdıkları günü çok arayabilirler.
* Fenerbahçe'nin ise bu sezon çıktığı 62'nci maçında, 4 gün evvel 120 dakikalik yarı finalin üzerine sahaya koyduğu enerji ve motivasyon çok önemli elbet. Zaten taraftarın bilhassa ligin ikinci yarısıyla birlikte en büyük tesellisi oyuncu grubunun ortaya koyduğu karakter.
KARAKTERİN YANINA KALİTE DE KOYMAK LAZIM
Ancak bu potansiyele yakışan ve camianın beklediği hedeflere ulaşmak için karakterin yanında kalite de şart.
Aziz Yıldırım daha evvel defalarca yaptığı hatayı tekrarlamayıp, Şampiyonlar Ligi ön elemesini geçmek için gerekli takviyeleri zamanında yapmalı. Bir kez daha Devler Ligi treni kaçarsa, o saatten sonra bir parmak bal çalmak için kim gelirse gelsin Galatasaray'la ekonomik makasın açılmasından başka da bir sonuç da getirmeyecektir.
19 YAŞINDAKİ BURAK'IN SON MAÇI OLDU
Ama Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi oynasa da bunu artık asla göremeyecek biri var. Metrobüs durağında dün maç çıkışı bıçaklanarak öldürülen 19 yaşındaki Burak...
Yine kavga gürültü, tırnaklar, tribünde ırkçı mesaj için tribüne muz getirmiş futbolseverler (!)...
Yine itiş kakışın içinde aynı isimler, sahada aynı olağan şüpheliler...
Yine sahaya yağan şişeler... Kimin şişesi daha büyük davası sanki...
Yine aynı saçma, aynı pis senaryo...
Her 2 taraf da kendiyle yüzleşmeyip, faturayı karşıdakine çıkarmakla yetindiği, camiasına şirin gözükmek adına çirkinliklere ve sunni gerilimlere bel bağladığı müddetçe, tedavi edilemez bu hastalıklı ruh hali.
Amigo yazarlar kaşımaya devam etsin, emellerine ulaşıyorlar belli ki...
Burak bir daha maça gidemeyecek. Asker olamayacak, gelecek Anneler Günü'nde öpemeyecek annesinin elini.
Alamayacak kucağına bebeğini...
Anneler Günü'nde bir ananın yüreğine evlat acısı düşürmek hangi gerekçeyle, hangi tahrikle açıklanabilir peki?
Kaç şampiyonluk eder Burak'ın hayatı?
degerlibulent/twitter.com