Basın toplantısında, "Aziz Yıldırım ne teslim olur, ne teslim eder. Kellemi isteyenlerin kursağında kalır" dedi. İstifa beklentileri var ancak Yıldırım'ın görevi bırakmayı kesinlikle düşünmediği anlaşılıyor.
Türkiye dağ başı mı? Aziz Yıldırım kendisini Dadaloğlu falan zannediyor herhalde!.. "Ferman padişahın dağlar bizimdir" diyor. Bir yanda uluslararası bir kuruluş var; UEFA... Bir yanda ulusal bir kuruluş var; federasyon... Bir de yargı var. Bunların kararları ne ise uymak zorunda Aziz Yıldırım...
Bu kararlar 'aleyhinde çıktı' diye 'Ben uymuyorum' derse Bağdat Caddesi'nde, vardır ya her mahallenin bir delisi, dolanır tek başına, ona döner.
- Ben seni tanımıyorum!
- 'Ben de seni tanımıyorum. Sen kimsin!' derler adama...
5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin verdiği tedbir kararı nedeniyle şu anda Fenerbahçe Başkanlığı, Fenerbahçe A.Ş Başkanlığı tartışmalı durumda...
Her taraftan boğazına kadar batmış, kendi savunmasını yapacağı yerde; "Ben teslim etmem!" Neyi etmiyorsun! Fenerbahçe babanın malı mı, Fenerbahçe miras mı kaldı sana!
Fenerbahçeliler böyle konuşan bir başkana nasıl tahammül ediyor, anlayamıyorum! 'Fenerbahçe demek ben demek. Ben her türlü rezilliği yaparım. Bunu Fenerbahçe'den ayıramazsınız, benim yaptığım her şey Fenerbahçe yaptı demektir.' Aynen sözleri bunlar...
"Ben Fenerbahçe'yi teslim etmem." Fenerbahçe'yi teslim mi aldın ki teslim etmiyorsun! Fenerbahçe ile yan yana konulduğun zaman sen bir noktasın, plajdaki kum tanesisin Aziz Yıldırım... Sen daha Fenerbahçe'nin büyüklüğünün farkında değilsin. Kaç Aziz Yıldırım gördü bu kulüp... Şimdi isimleri hatırlanmıyor bile...
UEFA verdiği cezaları açıkladı ama şimdi Tahkim Kurulu süreci var. Yıldırım, şike yapmadıklarını ve suçsuzluklarını ispat edeceklerini söyledi. "Bir uçak dolusu insan ile savunmaya gideceğiz" dedi. Bu noktadan sonra savunma ne kadar etkili olur, kararlarda bir değişiklik olur mu?
'Değişiklik olmaz' demek 'Tahkim'e de inanmamak, Yargıtay'a da inanmamak' demek. Bu kurumlar niye var; tarih boyu, değiştirilen binlerce karar var. Yargı kesinleşene kadar, yani bütün hukuk yolları kapanana kadar o dava devam eder. Davanın devam etmesi 'ümidin de devam etmesi' demek. Ama Aziz Yıldırım'ın kendi tavrı, 'ne kadar umutsuz olduğunu' ortaya koydu.
Sen şimdi Yargıçsın ve benim hakkımda karar vereceksin. Ben çıkıp, basın toplantısı yapıyorum. 'Bülent hilebazın biridir, üç kağıtçıdır' diyorum. Sen de bunları gazetede okuyorsun. Bu senin insan olarak, benim hakkında vereceğin kararı etkilemez mi? Bana kızmaz mısın, öfkelenmez misin?