CAS kararı, Fenerbahçe için hatta Türk futbolu için yeni bir devrin başlangıcıdır.
Aziz Yıldırım, kulübü bir dünya markası yapma amacına ulaştı en sonunda. Sahadaki sonuçlarla değil belki ama olsun…
100 küsur yıllık kulübü bu noktaya getiren sürecin kilometre taşlarına bakmak lazım kısaca.
• Fenerbahçe'nin tüm savunma reflekslerini tüketen, bilhassa 3 Temmuz sonrası camiada baş gösteren, her olumsuzluğa kulp takma, komplo teorisi üretme refleksidir. İdari, teknik-taktik, hukuki her başarısızlığı, her aleyhte gelişmeyi dış mihraklara bağlayıp, gerçeklerle asla yüzleşmeyen bir refleks bu...
• Bu refleksin sahiplerine de son dönemde verilen isim: "İyi Fenerbahçeli". İyi Fenerli, makbul Fenerli, sorgulamaz, eleştirmez, faturayı hep başkalarına keser. Kendine verilenle yetinir.
Onlara göre herkes suçlu olabilir ama Başkan asla…
Zaten Başkan da buna inanıyor. Herkes hatalı ama kendisi asla…
• Herşey için de bir açıklaması (!) hazırdı iyi Fenerlilerin. Galatasaray arayı açınca, devlet takımı, torpilli. Ersun Hoca hata yapınca, onu eleştirenler yüzünden baskı altında kaldı. En son da dün akşam Arsenal elini kolunu sallayarak yenince, maçı anlatan spiker art niyetli oldu mesela.
Allah'tan başka derdi, eksiği yok takımın.
• Ve bu komplo bağımlısı zihniyet, 2 yıldır atılması gereken adımların önündeki en büyük engel oldu.
Kongre üyelerinin gereğini yapması mümkün olmadı. Camiaya gerçekler yerine masallar anlatıldı.
Başkansa bu süreçte sadece "Bir konuşsam sürekli yer yerinden oynar" dedi.
Oynadı da ve Başkan hala konuşacak.
• Dış mihrak savunması popüler deyimle sahaya da yansıdı. 'İyi Fenerli'lerin oluşturduğu kamuoyu ve ruh hali oyuncuların belli bir kısmı için (altını çiziyorum bazıları, hepsi değil) hep bir kalkan vazifesi gördü. "Nasılsa bize sıra gelene kadar bir gerekçe bulunur" zihniyeti kimi isimler için bir alışkanlık haline geldi. İdare ettiler, sorumluluk almadılar, şakacıktan mücadele ettiler.
• Sadece bu değil elbet. Her türlü akılcı eleştiriyi dahi hiçe sayan bu anlayış, doğruyu bulmak, sorunları çözmek için fikir jimnastiğini de engelledi. Camia kısır döngüye girdi. Sportif, psikolojik ve ekonomik olarak ağır kayıp verildi. Transfer hatalarıyla kulüp parasından oldu.
Ve son CAS kararıyla beraber bu kayba 10 milyonlarca euro daha eklendi.
• Fenerbahçe yakın geçmişte 2 kere Avrupa refleksi-kimliği kazanmanın eşiğine geldi. Önce Zico ile ardından da geçen sezon. Ve her 2 defasında da kırılma noktası, Aziz Yıldırım'ın akabinde gelen teknik direktör seçimleri oldu.
• Haklı ya da haksız… Komplo ya da değil… Artık bu hesaplar için çok geç. Leke çalınmış, karar verilmiştir artık. Bu saatten sonra başkan ve yönetime düşen çekilmektir. Yolu açmaktır. İstifa onurlu bir müessesedir.
• Futbolda ve kulüp yönetiminde yeni bir yapılanma şarttır. Daha vizyoner isimler, ayağı yere basan çağı yakalayan bir bakış açısı şarttır.
Göstermelik CEO'lar, çıtı çıkmayan yöneticiler devri kapanmıştır.
Fenerbahçe'nin futbol aklına ihtiyacı vardır.
Tek kişinin aklıyla buraya kadar…
degerlibulent/twitter.com