Yazarlar G.Saray-Antalya maçını değerlendirdi

Levent TÜZEMEN: Bu kadar zaafiyet olmaz

G.Saraylı futbolcular bu maçı kasetten izlediklerinde kaçırdıkları golleri görünce herhalde şaşıracaklardır. İlk 10 dakikada birisi yan direkte patlayan üç net gol pozisyonu vardı. Türkiye'de iki yıl üst üste gol kralı olan Burak kaçırdığı gollerden ya da gol olabilecek pozisyonlarda boştaki arkadaşlarına vermediği paslardan dolayı utanacaktır. Ben yazmaktan yoruldum, Burak kaçırmaktan yorulmadı. Burak hadi golü atamadı ama kritik dakikalarda çevre kontrolü yapmadığı için Drogba'ya, Umut'a çıkarmadığı toplar yüzde yüz gol pozisyonuydu. Dilerim Burak kaçırdığı golleri Real Madrid'e atar.

Terim'in ba şı ağrıyacak
Galatasaray gibi oyuncularının çoğu Milli Takım'da oynayan bir takım gol yollarında bu kadar zaafiyet yaşamamalı. Beni şaşırtan Milli Takım'da olmayan oyuncuların kötü performansıdır. Galatasaray'ın yabancı sınırlamasından sonra yerli oyuncu yapısını güçlendirmemesi Terim'in başını bir hayli ağrıtacak gibi görünüyor. Engin ve Emre sahada adeta kayboldu. Bu ikilinin "Şans ayağımıza geldi. Fırsatı kaçırmayalım" düşüncesi içinde olmamaları beni çok şaşırttı. Selçuk'un, hatta eleştirdiğimiz Hamit'in top tutuşunun ve kullanışınin eksikliği bile hissedildi. Muslera'nın yokluğu hücum hattının ve özellikle Drogba'nın ayarını bozdu. Muslera topu oyuna çabuk ve etkili sokan bir kaleci. Galatasaray Antalya maçında Muslera'nın atak başlatacak isabetli degajlarını aradı. Eğer yardımcılarından aldığı bilgiye göre hareket ettiyse Terim'in başlangıç kadrosu yanlıştı. Amrabat yalancı bahar gibiydi, adam geçemedi, isabetli pas veremedi ve çok top kaybıyla oynadı. Terim, Umut, Sabri ve Bruma'yı oyuna aldıktan sonra daha baskılı bir G.Saray izledik. Atan ve tutan aksayınca G.Saray da aksadı.
Not: Bu maçın uzatması 4 dakika olmaz. Özkalfa yetersiz hakem olduğunu bir kez daha kanıtladı. Kaleci Hakan'a vakit geçirmesiyle ilgili gösterdiği sarı kartın dakikası komikti. 4. hakem Serkan Gencerler'in onay verdiği rakamsız formayla sahaya giren Vederson'u hakem Özkalfa'nın oynadıktan sonra geri yollaması daha da komikti.

MAÇIN ADAMI: DIDIER DROGBA

Serkan KORKMAZ: Umut Bruma!

Eray, Semih, Engin, Emre, Hakan, Burak... Galatasaray'ın Antalyaspor maçına çıktığı ilk 11'deki yerli futbolcular... Tekrar sayayım mı? Kalede Eray, savunmada Semih ve Hakan, orta sahada Emre ve Engin, forvetteyse Burak... Bunlardan kaçı Milli Takım'da istikrarlı bir şekilde oynar? Yanıt; -maksimum- bir... Peki bunlardan kaç tanesini serbest bıraksanız Şampiyonlar Ligi'nde mücadele eden bir takım ilgilenir? Yanıt; -maksimum- bir... Sneijder ve Muslera'nın yokluğunda yabancı kontenjanından oynayanlar için ikinci soruyu sorduğumuzda nasıl bir yanıt gelir peki? Drogba, biraz Eboue, belki bir de Melo... Bu sorgulama Antalyaspor maçından bağımsız, tribündeki ya da ekran başındakiler de dahil tüm Galatasaraylılar için. Bu kadroyla -ligdeki durum da dikkate alındığında- Şampiyonlar Ligi'nde tatminkar bir başarı çok zor görünüyor. Drogba, Sneijder, Eboue, Muslera, Melo, Selçuk ve Burak'tan biri ya da ikisi sahada olmadığında Galatasaray'ın kazanma ihtimali hayli düşük. Hele hele Şampiyonlar Ligi'nde "yok denecek kadar az".

Sakin ve sabırlı oyun...
İlk yarıda G.Saray, koşanın da coşanın da olmadığı bir takım hüviyetindeydi. İkinci devreyeyse 'Umut'la başladı ama rakip bir Andorra değildi. Aybaba'nın Antalyaspor'u maç boyunca sakin ve sabırlı oyunundan taviz vermedi ki ben'sakin ve sabırlı bir oyun'un esas Galatasaray'ın ihtiyacı olduğu görüşündeyim. Elbetteki tempolu oynanmalı, bunu belirtmek çok yersiz. Eminim ki söylüyordur Terim de futbolcularına; tempolu ve istekli bir oyunla, agresif bir çırpınmanın aynı şey olmadığını. Bruma, ilk önemli transferini yapıp başka bir ülkenin yolunu tutan ve ayağının tozuyla ilk maçına çıkan gencecik bir futbolcu gibi değildi hiç. Şimdilik onun hakkında bu kadarını söyleyerek ona zaman verelim. Ama şunu da vurgulayalım; sadece Real Madrid maçında değil daha uzun bir süre yeni takımının, her maçta, her ekstra performansa çok ihtiyacı var.

Mert AYDIN: Selçuk'suz asla

Selçuk İnan öyle bir futbolcu ki sahada olmazsa olmaz. Hatta kötü oynayacağını bilseniz bile... Dün gece işler Galatasaray için kolay geçmediyse maestronun sakatlığı nedeniyle sahada olmamasındandı. Sneijder'in de tribünde oturması Galatasaray adına organizasyon işlerinin fena halde aksamasına neden oldu. Maç öyle bir başladı ki Galatasaray'ın bu sıkıntıyı yaşamadan oyunu koparacağı hissine kapıldık. Klasikleşen iç saha baskısı zaten savunma konusunda sıkıntılı olan Antalyaspor'u zor durumda bıraktı. Peş peşe direkler ve kaçan goller farklı bir galibiyetin habercisi gibiydi. Ne var ki olaylar böyle gelişmedi. Antalyaspor'un ilk atağı gol oldu ve ardından Galatasaray adına anlamsız bir panik başladı. Antalyaspor ileride ısıramıyordu ama Galatasaray da oyun kurucusuz dağınık hücum ediyordu. Amrabat ve Emre'nin seyircinin de olumsuz etkisiyle verimsiz kalması işin üzerine iyice tuz biber ekti.

Bruma umut verdi
Fatih Terim'in değişiklikleri ile biraz olsun tempo arttı. Ancak her geçen dakika bir orta saha aklına ihtiyaç artıyordu. Antalyaspor defansının en iyisi Anton Ferdinand'ın topu ilk sektirişinde golün gelmesi sürpriz değildi. Çünkü Antalyaspor savunmasında her şey pamuk ipliğine bağlıydı. Sonlarda kaçan pozisyonlar da inanılmazdı. Bruma çok genç. İyi şeyler yapmaya çalıştı. Ama ilk maçta harika oynamasını beklemek doğru değil. En azından şimdilik Amrabat ve Emre ile yapılamayan kanat hücumları için umut ışığı veriyor. Galatasaray sezon başı bazıları tarafından peşinen şampiyon ilan edildi. Ancak ligde işler böyle yürümüyor. Şampiyonlar Ligi maçları öncesi ve sonrası sıkıntı yaşamamak için mutlaka rotasyonda kullanılan oyuncuların daha iyi oynaması gerekir. Aksi takdirde Galatasaray'ın işi zor.

Rıdvan DİLMEN: Galatasaray golü yedi şoka girdi

DÖRT orta saha oyuncusunun 3'ü yoktu dün Galatasaray'da... Türk Telekom Arena'da 4 orta sahanın 3'ü olmayınca Fatih Terim 4-4-2'ye döndü. Melo'nun yanına Engin'i çekip önde kenarlarda Emre ve Amrabat değişken oynadı, Burak ve Drogba ise çift santrfor olarak görev aldı. Sarı-kırmızılılar üst üste pozisyonlar buldu 20 dakikada.
Antalyaspor ofansif bir takım... İyi savunma yapan bir takım değil. Galatasaray deplasmanında ilk hücumda golü buldular. Galatasaray, çok uzun süredir yediği golle bu kadar şok olmamış ve bunu oyuna yansıtmamıştı. Devre sonuna kadar bu şoku üzerinden atamadılar. İlk yarının sonunda duran topta Burak, yüzde yüz golü kaçırdı.

İkinci yarıda 4-3-3
İkinci yarı Fatih Terim 4-3-3'e döndü. Sağda Umut, merkezde Drogba solda Burak. Bu da yetmedi 70. dakikada Bruma ile Sabri girdikten sonra her ne kadar diziliş 4-4-2 gözüksede 5 forvetle oynamaya başladı. Özellikle Bruma; çabukluğu ve driplingleriyle Antalya savunmasını zorlamaya başladı. Galatasaray golü de buldu. Golü bulmadan önce Antalya'nın Diarra ile kaçırdığı bir pozisyon vardı. Galatasaray, orta sahayı boşaltmasına rağmen Antalyaspor'un tehlikeli olamaması hem Galatasaray'ın coşkusu hem de Antalya'nın skorun üzerine yatmak istemesindendi.

Hakem penaltıyı kaçırdı
Antalyaspor'da Serkan Balcı'yı çok beğendim. Galatasaray'da hemen hemen bütün maç boyunca yük sadece Melo'ya bindi. Maçın 13. dakikasında Drogba'nın frikiğinde Baros düşerken dirseğiyle dokundu ama hakem penaltıyı kaçırdı. Taraftarlar bu sıra çok sabırsız oldu. Bu sadece Galatasaray için değil tüm takımlar için geçerli. Amrabat çok genç bir oyuncu. Çok çabuk demoralize olabilir dün akşamki Antalyaspor maçında da öyle oldu.

MAÇIN ADAMI: Serkan BALCI