Cin ya!.. Beşiktaşlılar da kibarlık yapacak ve topu yeniden Galatasaraylılara atacak. Maçın bitmesine zaten saniyeler var. 'Beşiktaşlılar da kibarlık yapacak ve o kibarlık da en az 30 saniye daha kazandıracak.' Bu hesabı yapıyor!
Beşiktaşlı oyuncular da Muslera'nın çirkin niyetini bildiği için çirkinliğe, kibarlık, jest, sportmenlik olmaz, gayet doğru olarak, benim de alkışladığım bir kararla topu oyuna soktu. Tacı attı ve oynamaya başladı.
Fakat Galatasaray'ın bir canlı bombası var! Öteden beri... Etrafında ne olup bittiğinden pek haberdar olmayan!.. Deli danalar gibi her tarafa saldıran!.. Şimdi Melo... Muslera sakatlandı, topu taca attı ya... Sportmenlik yaparak da Beşiktaş'ın topu Galatasaray'a vermesi lazım ya da taçtan auta atması lazım. Topun Galatasaray'da kalması lazım. Bir baktı ki böyle olmamış, Beşiktaşlılar oyun kuruyorlar ve Galatasaray kalesine hücum ediyorlar, çıldırdı, kim varsa bakmadan ayağında top olan adama saldırdı. Kırmızı kart doğru...
Ama Melo ilk defa kendi açısından haklı... Tıpkı Beşiktaş'ın da kendi açısından oyunu kurmaya hakkı olduğu gibi... Ama bunlar yok, kahrolsun Melo, kahrolsun Beşiktaş seyircisi!.. Hayır! Olayları başlatan kişi Muslera'dır. O degajı yapsaydı bunların hiçbiri olmazdı. Maç da biterdi.
Çünkü oyun oynanırken zaten seyircinin herhangi bir şey yapmasına imkan yok. Oyun durduğu anda hareketlenmeler başlıyor. Bu işin özeli...
İşin geneli: Sahaya bir sürü plastik sandalye atıldı. 76 bin kişilik statta sandalyenin ne işi var? 'Güvenlik görevlileri oturup maç seyretsin' diye getirilmiş! Siz herhangi bir Avrupa maçında oturup maç seyreden güvenlik gücü gördünüz mü! Güvenlik gücü yüzü tribüne dönük, bacakları açık, elleri de arkadan bağlı, heybetli bir duruşla, tören rahat duruşta tribüne bakar. Tribündeki adamın gözünün içine bakar hatta... 'Yanlış bir hareket yapan olursa' diye...
Bizimkiler oturmuşlar! Nargileleri de yaksalardı bari!.. Bu güvenlik gücü, seyirciye herhangi bir disiplin, korku hissi verir mi? Üstüne bir de sahaya atılacak malzeme yaratıyorlar orada... Plastik sandalyeleri koyup!.. Bu dangalaklığı yapanların suçu yok mu olayda!.. Açık söylüyorum; dangalaklık... Sen benim oturduğum sandalyeyi, 'sahaya atılmasın' diye yere çakıyorsun; sahanın kenarına kendin sandalye diziyorsun, yüzlerce!..
O insanlar kendilerini sahaya atarken bu işin sonunda Beşiktaş'ın ve bizim başımıza çok ağır şeyler gelebilir' diye düşündüler mi? Hiçbirinin aklına gelmedi, benim de aklıma gelmedi. Çünkü bunun beş beterinin yaşandığı Fenerbahçe stadı ve Bağdat Caddesi'nin yandığı, benzin istasyonundaki arabaların ateşe verildiği, Kadıköy'ün tehlike geçirdiği bir olayda Türkiye'de verilen cezaların ne olduğunu iyi hatırlayın!.. Hatırlayan var mı? Geçiştirildi çünkü!.. Çünkü Türkiye'de geçiştirme metodu var. Bunları da geçiştirecekler! Fenerbahçe'yi nasıl geçiştirdilerse, Beşiktaş'ı da geçiştirecekler.
Bu olayların en korkunçlarının yaşandığı yer İngiltere... Holiganizm İngiltere'de doğdu. Heysel faciasının içinde İngilizler vardı. Ne dedi İngiltere Başbakanı, "İngiliz olduğumdan utanıyorum" ve UEFA'dan evvel İngiliz takımlarının Avrupa kupalarına gitmesini o men etti.