'Saat 1'de toplantı yapacak da karar verecek' diye anons ediyor! Karar verilmiş maça UEFA bir daha karar verecekmiş! Dünyadan haberleri yok.
Maçın niye ertelendiğinden haberleri yok. En önemli nokta burası... Maç 'sahada çizgiler kayboldu, yerde kar var' diye ertelenmedi. Sürekli başka maçlardan örnekler gösteriyorlar. 'Bu maçlar oynandı' diyorlar.
Hakem bas bas bağırıyor. 'Benim erteleme sebebim; sahanın beyaz olması değil. Kar 'dolu' şeklinde yağıyor. Dolu şeklinde yağan kar sporcuların gözüne çarpabilir. Tatsız kazalara yol açabilir. Gözde hasara sebep olduğu gibi, dolu nedeniyle gözünü açamazsın, açamadığın zaman göremezsin. Göremediğin zaman yanlış müdahale yaparsın, sakatlığa sebep olabilirsin. Her türlü tehlike var' diyor adam.
Ertelendi maç... Ertesi gün manzarayı gördüm; tüylerim ürperdi. Koskoca (!!!) Galatasaray'ın sahanın karını küreyecek kadrosu yok! Beşiktaş Belediyesi'nden, Şişli Belediyesi'nden ekip çağırsan gelecek. Mustafa Sarıgül'ün oğlu Galatasaray'ın yönetim kurulunda...
Traktör soktular sahaya ki saha berbat olsun! Juventus bas bas bağırıyor ki haklı... Ben olsam ben de bağırırım.
İtalyanlar özellikle atak yapacakların alanın kasıtlı olarak bozulduğunu ileri sürdü.
Ben sana söyleyeyim; bildiklerinden değil. Galatasaray yönetiminde öyle bir zeka yok. Beceriksizliklerinden, yeteneksizliklerinden, iş bilmezliklerinden!.. 'Traktör ile daha çabuk temizleriz' demiş birisi; bunlar da 'Ha... Doğru söylüyor' deyip girişmişler!
Böyle bir sahada 30 dakikası oynanmış bir maçın; Galatasaray için en büyük avantajı şu: Golde en çok rolü adam olan kim? Drogba ve Sneijder... Siz bunların 60 dakikadan sonra topa koşabildiklerini gördünüz mü; bugüne kadar! Maç ikiye bölünür; '30+60 dakika' şeklinde oynanırsa bu kimin lehine olur? Sneijder ve Drogba'nın... Yani Galatasaray'ın lehine olur.
Öteki taraftan sen bir gece evvel maçın yarım kaldı ama diğer maç oynandı. Real Madrid kazanmış. Avrupa Ligi'ni cebine koymuşsun. Artık kaybedeceğin hiçbir şey kalmamış. Yenersen Şampiyonlar Ligi'ne gideceksin, 10 sıfır da yenilsen Avrupa Ligi'ne gideceksin. Yani müthiş bir rahatlama içindesin... Sahada da berbat... Futbol oynanmayacak durumda... 'Futbolun oynanmayacak durumda olması' kimin lehinedir; iyi oynayan, favori olan takımın lehine...
Galatasaray, Elazığ maçı dahil son haftalarda berbat top oynarken, Juventus çok kötü başladığı sezonda arka arkaya her hafta kazanarak müthiş bir grafik çiziyor ve Galatasaray'dan çok daha iyi top oynuyordu. Yani sahanın kötü olması Juventus'un aleyhine... Juventus, Arena'da oyun oynayamayacak. Galatasaray da oynayamayacak ama Galatasaray zaten oynayamıyor.
Mancini'nin 'bu koşullar için akıllıca' dediğim taktiği; 'Orta sahayı top oynayarak geçmeyeceğim. Zaten geçemiyoruz da bu sefer geçmeyeceğiz. Drogba'ya uzun top atacağız, Drogba o güçlü fiziği ve yükselme kabiliyetiyle ya kendi vuracak ya da birine indirecek. İndirdiği zaman da civarında Sneijder ve Burak olacak.' İşte taktiği bu. Bu taktik bir kere işledi ve tuttu. Sneijder çok güzel vurdu topa.
Vakti zamanında bu taktiği birebir aynen Werder Bremen'e karşı Mustafa Denizli uygulamıştı. Pırıl pırıl İnönü Stadı varken karlı buzlu berbat Ali Sami Yen'i seçmesinin sebebi oydu. 'Ben bir pozisyon bulurum, o golü atarım' dedi. O pozisyonu buldu. Üstelik Iosif Rotariu, Sneijder'den beş misli daha avantajlıydı. Fakat adam adeta dondu orada, kardan adam oldu vuramadı o topa. 50 santim ötesindeki çizgiye aşıramadı topu! Kendi bile bilmiyor niye vuramadı topa ve Galatasaray elendi. Bu kez Sneijder attı.
Bunun üzerine bizim spor medyamız, destanlar döktürdü. Pardon yanlış kullanıyorum; skor medyamız! Aynı pozisyonu Juventus yakalayıp golü atsaydı; Galatasaray'ın nasıl berbat, nasıl aptalca, nasıl yanlış oynadığını yazarlardı!
'Zaten kaybedecek bir şeyin yokken niye saldırmıyorsun, niye üstüne gitmiyorsun, böyle uzun, doldur boşalt oyun ile gol mü olur!' diye yazacak adamlar; Galatasaray zaferini anlattı! Bu yazılanları okuyorum; 'Herhalde ben başka bir maç seyrettim! Başka bir ülkede yaşıyorum!' dedim.