Federasyonun, 'çirkin ve kötü tezahüratta süreklilik aranması' şartını kaldırması, kulüplerin tepkisini çekti. Bu doğru bir karar mı ve tribünlere nasıl yansır?
Federasyon mu kaldırdı, Ankara'dan emir mi geldi; ben bilmiyorum. Çünkü ben artık, bu federasyona zerre kadar inanmıyorum. Bu federasyon, Spor Bakanı'nın kuklası ve bu yapılan değişiklik, çok yanlış bir değişiklik.
Fenerbahçe'ye, fevkalade haksız bir ceza verildi. Bugün ayarlanmış 20-30 tane adam, bir takımı yakmak için yeterli. Böyle bir şey olmaz.
Mancini'nin, Sabri tercihi ilginçti. Solda oynattı ve Sabri yeni yerinde, oldukça başarılı bir performans sergiledi.
Sabri, bu takımın en yürekten Galatasaraylısı... Galatasaray'ın simgesi olacak adam… Bursa karşısında da gayet iyi oynadı. Sahanın en iyilerinden biriydi.
Kameralar, Brezilya'dan gelen sol beki gösteriyordu zaman zaman; herhalde 'Ben bu takıma nasıl gireceğim' diye düşünüyordu.
Galatasaray, ara transferde kadrosuna önemli takviyeler yaptı.
Galatasaray'a, hazır durumda gelen adam yok. Gelenlerin hiçbiri; Sneijder, Drogba gibi 'gelir ve oynar' denilecek adamlar değil. Bunların hepsi; Bruma gibi 'Oynatır, satar; para kazanırız' diye alınan isimler...
Bursa maçındaki 11 böyle oynadığı zaman da hakikaten Hajrovic dahil, forma kapmaları zor.
Yerli oyuncu eksikliği hissediliyordu; Umut, Salih, Veysel, Koray, Oğuzhan, İbrahim Coşkun gibi genç isimler kadroya katıldı. Bu oyuncularla, açığın kapatıldığını söyleyebilir miyiz?
Bunlara 'kötü' demeye imkân yok. Ama zamanında Alper Potuk'un, Hasan Ali Kaldırım'ın transferlerinin yapılmasını isterdim. Şampiyonluğa oynayan bir takımsan, Avrupa'da iddialı bir takımsan; sadece ileriyi değil, bugünü de düşünmek zorundasın...
2014 FIBA Dünya Kupası'na katılacak son dört takım belli oldu. Yunanistan, Finlandiya ve Brezilya ile birlikte Türkiye; Wild Card alan dört ülkeden biri oldu. 12 Dev Adam, son dönemde bekleneni veremiyor. Bundan sonrası için neler söyleyeceksiniz?
Evvela niye 'Wild Card'ı aldık? Çünkü girmeyi beceremedik.
1 milyon İsviçre Frank'ına mal oldu.
Parayı bastırdık. Bir de en büyük sponsorlarından bir tanesi, Türk Hava Yolları... Türk şirketi... Şimdi önemli olan, 'Wild Card'ı iyi kullanmak.
İyi kullanmak için:
1- İyi bir antrenör seçmek lazım.
2- Amerika'da oynayan oyuncularımızı, kapris falan yapmadan değerlendirebilmemiz lazım...
NBA'yi takip ediyorum; Enes Kanter ile Ersan İlyasova hemen hemen her maçta, sahanın en iyi oyuncuları arasında... Bu iki adamı, kaprislerden dolayı kullanamadık.
Onun için iyi bir hoca bulunmalı. Yerli diyorlarsa; Ergin Ataman olabilir. Yabancı diyorlarsa; Obradovic olabilir ki Fenerbahçe'nin antrenörü olması önemli değil. Tanjevic de Fenerbahçe'nin antrenörüydü. İyi bir hoca ile iyi bir Türk takımı, güzel şeyler yapabilir.
Böylece Turgay Demirel'e, 28.5 milyon dolar daha ikramiye verilir; 'Al bunları canının istediği gibi dağıt' diye... O da canının istediği gibi dağıtır! Kimseye de hiçbir açıklama yapmaz!..
Bunları yeni bakan, yeni (Çağatay) Kılıç için söylüyorum. Bakalım o, öğrenmeyi başarabilecek mi! 'Ya sen 'Wild Card'ı aldın ama geçen Dünya Kupası'ndan kalma vermediğin bir '28.5 milyon dolar hesabı' var. Şunu bir anlat bakalım da bu Hıncal Uluç'un dilinden bir kurtulalım.'
Türkiye'de balık hafızalı ya medya... Herkesi öyle zannediyorlar. Hayır! Benim, o hesabın verileceği güne kadar unutmayacağımı görecekler. Turgay Demirel, o 28.5 milyon doları ıslak imzalı fişleriyle, basın toplantısında medyanın önüne koyacak: 'Şu adama, şu kadar milyonu, şu tarihte verdim. Şu adama, şu kadar milyonu, şu tarihte verdim.'