Ben haftalardır hep aynı şeyi söyledim. Beşiktaş'ın forvette sıkıntıları var. Mustafa sakat, Almeida formsuz olduğu zamanlarda hep 'Eneramo niye bırakıldı' diye yazı yazdım ve haklılığım da Karabük maçında ortaya çıktı. Beşiktaş'ın Karabük maçı kader maçıydı. Eğer bu maçı kazanmış olsaydı hem şampiyonluk için iddiasını devam ettirecek hem de 2. yolunda avantaj kazanarak Şampiyonlar Ligi'ne direkt gedecekti. Yani bir nevi Bilic ve öğrencileri kendi ayaklarına sıktı. Yazık oldu Beşiktaş'a hem de çok yazık.
ÇOK YAZIK
Maç boyunca kazanmak için biraz Atiba biraz Mustafa biraz da Veli. Gerisini hep at. Bu Dany'i çok mu aradılar. Her oynadığı maçta atom bombası gibi Beşiktaş'ı yaktı. Galatasaray maçından sonra bu maçta da boş yere havaya sıçradı ve Eneramo'ya golü attırdı. Allah aşkına nereden geldiyse oraya göndersinler ve tepe tepe kullansınlar bu adamı. Bilic'e bir soru sormak istiyorum. Hocam bu Karabük maçını kazandığın zaman Beşiktaş'ın neler kazanacağını düşünmedin mi? Şimdi çık bakalım işin içinden. Son sözüm de futbolculara. Eğer marka değerinizi artırmak istiyorsanız ve onurlu futbolcularsanız kalan tüm maçları kazanın şampiyon olmasanız da Şampiyonlar Ligi'ne direkt gidin. Yoksa hiçbir değeriniz olmayacak.
Oktay DERELİOĞLU: Yarım porsiyon bir gol!
Beşiktaş zor bir deplasmana gitmişti. Karabük takımı, çok iyi kapanan ve karşı takımlara az gol pozisyonu veren ama bir o kadar da ofansif anlamda başarısız olan bir takımdı. Bunu da dün gece 90 dakikalık oyun anlayışı içinde sahaya yansıttı. Bilic, Jermaine Jones'a yer açmak adına Atiba'yı sağda başlattı. Tabii bu da işleyen iyi bir makinen dişlisini de bozdu. Dün Jones, Veli'yi de bence bozdu. Oraya başka bir oyuncuyu alternatif olarak monte edebilirdi. Ama maçın hemen başında sakatlanan Oğuzhan, kendini deneme adına çıkana kadar 20 dakika randıman vermeden devam etti. Bu da Beşiktaş'ı bu süre içinde 10 kişi oynattı.
KANATLAR ÇALIŞMAYINCA
Tabii Beşiktaş'ın önemli oyuncusu Oğuzhan. Bu da Beşiktaş'ın dengesini bozdu. Buna Olcay'ın ve Motta'nın etkisizliği de eklenince ileride bir tek Mustafa Pektemek kaldı. Almeida'nın da haftalardan sonra bu kadar uzun süre alması önemliydi. Ama onu fazla göremedik Karabük'te. Beşiktaş sol kanadı etkili olan bir takım. Sol kanat etkisiz olunca sağ kanatta Necip beklendi. Ama o da etkisiz. Etkili bir kanat organizasyonu yok. Motta'nın da etkisizliği eklenince sonuç çıkmadı. Karabük net bile diyemeyeceğimiz pozisyonda golü buldu. Olmayacak gol, gol oldu. 3 puanı yarım gol pozisyonuyla almış oldu Karabük. Karabük'ün şans yanındaydı kısaca. KÖTÜ BİR FUTBOL GECESİ Ne yapıp ne edip Beşiktaş buradan 1 puan almalıydı Beşiktaş. Şimdi bekleyecekler ki Galatasaray'ın puan kaybetmesini. Maçın ilk gol pozisyonu ikinci yarını başında Mustafa Pektemek'in rövaşatasıyla geldi. Kısacası Karabük maçı kitledi. Gol yememe adına. En güzel dakikada golü bularak 3 puanı cebine koydu. Futbol adına keyifsiz bir geceydi.
Turgay DEMİR: Gerçeklere ihanet
Premier Lig tecrübesine sahip bir Kerim Frei varken Atiba'nın huzurunu bozup, sağ kanada çekmek hangi akla hizmet etmektir! Bilic'i sezon başından bu yana hep bu tür tercihleri için eleştirdim. Maalesef bazı şeyler hiç değişmiyor. Yanlış anlamayın bunları şimdi söylemiyorum dün maça 4-5 saat varken, Radyospor'da sevgili Özgür Sancar'ın Spor Kazanı'nda aynı düşüncemi dile getirdim. Ben aklın yolundayım, elimde eğri büğrü bir çatal bile varsa çatal olarak onu kullanırım, kaşıktan çatal yapmaya çalışmam. Bilic tam tersi, seviyor bu tür şeyleri; futbolun gerçeklerine silah çekiyor. Atiba, Veli ve Jones bir arada... Biri yetmez, üçü fazla, ikisi karar tabii anlamak isteyen. Ortaya akıl koyabilen tek kişi olan Oğuzhan sakatlanınca maç kör döğüşüne döndü. Tam siper kapanan bir Karabük, kontrolsüz ve ağır çekim yüklenen bir Beşiktaş. Futbolcu namusu İlk 60 dakika böyle heba edildi ve Kerim ancak ondan sonra geldi Biliç'in aklına. Yazık sezon başından beri, en az 5-6 maç on bir çıkması gereken bir oyuncu bunca sakat arasında en son akla geliyor. Bu ayıp Kerim'den önce Biliç'e aittir benden söylemesi. Kerim girince Beşiktaş hareketlendi çünkü iki kanatla bindirmeler başladı. Pektemek'in röveşatası, diğer pozisyonlar, üst üste kullanılan kornerler derken bir türlü beklenen gol gelmedi! Daha doğrusu Beşiktaş'tan gelmedi. Tam maç böyle bitecek derken" Kiralık katil!" Eneramo Kartal'ı avladı. Futbolcu namusu böyle bir şeydir. Kiralık oynarken de asıl takımına gol atabileceksin. Helal olsun Eneramo'ya, alın terini sonuna kadar akıttığı için. Sonuç olarak Beşiktaş kaybettiği üç puanla şampiyonluğa kesin veda ederken lig ikinciliğini de riske atmış oldu.
Sinan VARDAR: İşte bu olmadı
İlk yarı bittiğinde şöyle bir düşündüm ve ne yazayım diye 45 dakika boyunca futbol adına ne olumlu bir hareket ne de bir pozisyon hatırlayabildim. Karabükspor ligde bulunduğu yeri yeterli görür tarzdabir oyun sergilerken, inanılmaz sakatlıklarla eksik ve defolu bir kadroyla sahaya çıkan Beşiktaş da ilk yarı boyunca hiç umut vermedi. Bir de üstelik Oğuzhan sakatlanınca formsuz forvet Almeida oyuna dahil oldu. Tatsız, tuzsuz bir oyunla ilk yarı sona erdi. İkinci devrede aynı tempo devam ederken Mustafa Pektemek'in röveşatası ve birkaç pozisyonu maça heyecan kazandırdı. Devler Ligi için önemliydi Tolunay Kafkas hocanın takımı hücumu düşünmezken, Türkiye'ye gelmiş yüzlerce yabancının içinde benim en beğendiğim oyuculardan olan ve Beşiktaş'tan Karabükspor'a kiralanan Eneramo yeteneği ve fırsatçılığını gösterip son dakikada takımına 3 puan getiren golü kazandırıyordu. Beşiktaş'a vasatın üstüne çıkan futbolcular olarak Veli, Motta, Pektemek ve Franco'yu söyleyebilirim. Beşiktaş'ın dün gece aldığı sonuçla Şampiyonlar Lig yolunda çok önemli bir 3 puan kaybettiği aşikar. Ayrıca futbol olarak da ileriki haftalar için ümit vermediğini söylesek yersiz olmaz. Mücadelenin hakemi Tolga Özkalfa hatasız bir maç yönetirken; Kartal aleyhine de gereksiz kararlar vermemesini kutlarım. Tabii ki tribünleri de unutmamak gerekiyor... Siyah-beyazlı takımı Karabük deplasmanında yalnız bırakmayan cefakar Beşiktaş taraftarını da alkışlamadan geçemiyorum.
Metin TEKİN: Dramatik
Beşiktaş, Karabük'te çok önemli 3 puanı bıraktı. Ben zaten bu maç öncesinde de Beşiktaş'ın şampiyonluk iddiası olduğunu düşünmüyordum. Hedef tamamen Şampiyonlar Ligi'ne direkt katılabilmek için G.Saray ile yapılan ikincilik mücadelesidir. O anlamda değerlendirdiğimizde gelecek haftalarda çok aranacak 3 puan kaybedildi dün gece. Bu sonuç G.Saray'ı psikolojik olarak da çok olumlu etkileyecek. Daha oynamadıkları halde Beşiktaş'ın aldığı bu yenilgi Galatasaray'ı kafa olarak çok rahatlattı. Oyunun genel bir değerlendirmesini yapacak olursak, kendi sahasında oynamasına rağmen Karabükspor'un 70 dakika topun arkasına geçerek ikinci bölgede beklemesi oyunun akışını çok etkiledi. Beşiktaş bu dar alanda, özellikle de Oğuzhan'ın çıkması sonrası üretkenlik sağlayamadı. Almeida'nın oyuna girmesi de hiçbir fark yaratmadı. Son 20 dakikada Karabük vitesi artırıp daha önde basınca golü buldu. Tabii ki golün de son dakikada olması Karabük adına büyük şanstı. Beşiktaş için dramatik olansa kendi kiraladığı oyuncusunun yani Eneramo'nun golüyle mağlup olmasıydı. Bilic'in tercihleri arasında beni en çok Atiba Hutchinson'un sağ önde oynatılması şaşırttı. O bölgenin oyuncusu normalde Gökhan Töre'dir. Onun olmadığı zamansa Bilic, Holosko'yu kullanıyordu. İkisi de sakat olunca Bilic, Atiba'yı kullandı. Ama Atiba tamamen farklı bir oyun stiline sahip. Atiba'nın o bölgede yapacağı tek şey topa sahip olup pas yapmaktı. Rakibin arkasına hiç geçemedi, hiç etkili orta yapamadı. Atiba çok kullanışlı olabilir ama fark yaratacağı yer kesinlikle orası değil. Bunu da dün net şekilde gösterdi. Bu anlamda Bilic'ten daha yaratıcı bir tercih beklerdim.
Fatih DOĞAN: Al Dany'i ver Eneramo'yu
Beşiktaş'ta bir dönemin vazgeçilmezi Fernandes'in yerini dolduran Gökhan Töre'ydi. Töre, sağ kanattan içeriye bindirmeleri, ortaları, pasları ile Beşiktaş'ın kilit ismiydi. Defans sorununu Veli-Atiba'nın desteğiyle ile mükemmele yakın çözen Bilic, Gökhan olmayınca, Holosko da sakatlanınca 3. bölgede şaşkına döndü. Karabük yenilgisi bu anaforun içinde gelişti. Beşiktaş'ın ne pozisyon üretecek yetenekli ayakları vardı, ne de çalışan kanatları... Oğuzhan da 10. dakikadan itibaren çeken adalesi yüzünden sakatlanıp çıkınca Beşiktaş hücum hattında üretkenliğini kaybetti. Israr edilen temel yanlış şu; elinde formda Uğur Boral, Kerim Frei, Serdar gibi oyuncular varken özellikle sağ kanadı Jones, Necip'le ideal işleyeceğini sanmak Polyannacılıktan öte bir beklenti değil. Tek forvete alışmış bir takımda Mustafa'nın yanına Almeida'yı koymanın sorunu çözmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Defansı ve orta sahayı iyi kapatan Tolunay Kafkas'ın planı tuttu. 3 kez geldiği Beşiktaş kalesinde rakibinden kiraladığı oyuncusu Eneramo ilea altın gol buldu. Beşiktaş'ın şansızlığı şöyle bir şey; G.Saray'dan kiralık Dany eski takımının lehine penaltı yapar, Beşiktaş'tan kiralık giden Eneramo ise 90'da attığı golle takımını (!) yakar...
Rıdvan DİLMEN: Çocukluğumuzdaki maçlar gibi...
Dün sahada olan iki takımın da benzer özellikleri vardı. Beşiktaş da Karabük de top rakipteyken ligin iyi oynayan ekiplerinden. İki takımın da ortak özelliği her maçı coşkulu oynamaları ve zor pozisyon vermeleri. İkisinin de hücum özellikleri benzer. Özellikle ikinci bölgede kazandıkları topu çok çabuk ceza sahasına sokuyor ve pozisyon buluyorlar. Tabii ki Beşiktaş'ın oyuncu kalitesi rakibine göre biraz daha iyi. Büyük takım ve puan olarak çok daha önde. Ama iki takımın da hedefi var. Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'ne direkt gitmek istiyor. Kardemir Karabük de Avrupa Ligi'ni kovalıyor. Maç başladı... Hani çocukluğumuzda oynardık ya "gol atan galip" derdik hava kararınca. Dün de öyle bir mücadele izledik. Daha başından belliydi kısır bir maç izleyeceğimiz. İki takım da beraberliğe razı değil ama pozisyon da fazla yok. O çocukluğumuzdaki maçlar gibi oldu ve dün gol atan kazandı. Beşiktaş'ın kiralık olarak Karabük'e gönderdiği Eneramo 90. dakikada ağları havalandırdı ve siyah-beyazlıları İstanbul'a eli boş gönderdi. Kardemir Karabük'te dün gece özellikle savunmanın merkezinde oynayan Mabiala ve önlerindeki Samba Sow çok etkiliydi. Beşiktaş'ta da Pedro Franco ve Dany ikilisi dikkatli ve çabuktu. Ama genel anlamda pozisyon üretmekten yoksun, bireysel yaratıcılıktan yoksun iki takım izledik. Teknik direktör Slaven Bilic'in Atiba'yı sağ önde başlaması da benim için sürpriz oldu. O da başarılı olmadı zaten. Hakem Tolga Özkalfa çok düdük çaldı ama ciddi hata yapmadı. Sonuç olarak coşkulu ama kalitesi düşük bir maç oldu.
Erman TOROĞLU: Bilic'e ders olsun