1930: Avrupalılar gelmedi, ev sahibi şampiyon oldu
Her şey Güney Amerika'da başladı. 1924 Paris ve 1928 Amsterdam Olimpiyatlarında futbolda şampiyon olan Uruguay'ın dünyaya 'Herkes gelsin, bir de evimde şampiyon olmak istiyorum' dercesine yaptığı davete sadece 13 ülke olumlu yanıt vermişti. 1929 yılında New York Borsası'nın çökmesi tüm dünyaya yayılan ekonomik kriz, Güney Amerika'ya ulaşımın aylar sürecek olması katılımın çok olmasını engelledi. Üç hafta sürecek gemi yolculuğunu göze alan 4 Avrupa ülkesi Fransa, Belçika, Romanya ve artık var olmayan Yugoslavya Uruguay'a gelebildiler. Bugün bırakın ünlü olanlarını Avrupa'daki herhangi bir futbolcunun üç aylık bir gemi yolculuğu ifadesini duyduğunda yüzünün alacağı şekli düşünebiliyor musunuz? Amerika kıtasından ise kupaya 9 ülke katıldı. Davet usulü ile düzenlenen elemesiz tek Dünya Kupası'ndaki maçların tamamı başkent Montevideo'da oynandı. Dünyanın en şanslı başkenti, 18 Dünya Kupası maçına ev sahipliği yaptı.
Uruguay'ın kuruluşunun 100. yılı için yeni inşa edilen 90 bin kişilik Centerario Stadı'ndaki finalde Arjantin'i 4-2 yenen Uruguay, o zamanki adıyla 'Jules Rimet Kupası'nı alarak ilk dünya şampiyonu oldu. İlk kupada finale yükselen Arjantin ikinci finali için tam 48 yıl bekledi.
#Sayfa#
1934: Mussolini'yi sevindirdiler
1922 ile 1943 yılları arasında İtalya'da faşizmin rüzgarını estiren Mussolini'nin gölgesi altındaki Dünya Kupası bu kez 8 kente yayıldı. İlkinden farklı olarak bu kez Dünya Kupası'na katılım elemelerle gerçekleşti. Öyle ki ev sahibi İtalya bile turnuvaya katılmak için elemelerde Yunanistan'ı elemek zorunda kalacaktı. Katılım hakkı kazanan 16 ülkeden tam 12'si Avrupa kıtasındandı. İlk şampiyon Uruguay kendi şampiyonasına gelmeyen Avrupa ülkelerini protesto ederek şampiyonaya katılmadı. Tüm dünya kupalarına katılacak olan Brezilya, bu şampiyonaya gelmek için 11 günlük gemi yolculuğundan da çekinmedi. Çeyrek finallerde ev sahibi İtalya, diğer bir Akdeniz ülkesi İspanya ile eşleşti. 1-1 biten maçın uzatılarak 120 dakikası oynansa da eşitlik bozulmadı. O yıllarda penaltı atışı ve kura çekme olmadığı için FIFA tekrar maçı oynanmasına karar verdi. Ertesi gün yeniden oynanan maçı, bugün adı İnter ve Milan'ın kullandığı stadyuma verilen Giuseppe Meazza'nın attığı golle İtalya 1-0 kazanıp yarı finale yükseldi. Finalde Çekoslavakya'yı 2-1 yenen İtalyanlar hem Mussolini'nin hem de tüm İtalya'nın yüzünü güldürdüler. Ancak kadrolarındaki 4 Arjantin asıllı oyuncu kupalarını gölgelemişti. Hele de 1930'da Arjantin milli formasıyla finalde kupayı Uruguay'a kaptıran Luis Monti'nin bu kez 1934'te İtalya ile kupaya uzanması unutulmayacaktı.