Fenerbahçe'nin bu sezonki tek transferi Diego, sarı-lacivertli takımla bir haftayı geride bıraktı. Peki 10 Numara'nın Topuk Yaylası'nda antrenman dışındaki zamanları nasıl geçti?
Yıllarca Almanya'da futbol oynayan Diego'nun birçok Türk arkadaşı var. Bu nedenle Türk kültürüne aşina. Brezilyalı'nın ilk günlerde dikkatini çeken konu, futbolcular arasındaki iddialı tavla maçlarıydı. Özellikle Emre ve Alper arasındaki maçların sadık bir seyircisi oldu.
KAYBETMEYİ SEVMEM ÖNCE ÖĞRENMELİYİM
İtalyanca
anlaştığı Emre'den tavlanın kurallarıyla ilgili genel bilgiler aldı. Hatta
'tavla hilelerini' kapmaya çalıştı. Emre'nin tavla maçı teklifini ise,
"Kaybetmeyi sevmem. Şu anda öğrenme aşamasındayım. Ama karşılıklı oynayacağımız günler de gelecek" diyerek geri çevirirken
"Kozlarımızı footvolleyde paylaşalım. Orada rakipsizim" sözleriyle kaptanı plaja davet etti.
SADECE YEMİYOR YAPIMINI DA ÖĞRENİYOR
Diego'nun
ilgi alanında olan bir başka konu ise Türk mutfağı... Yine Almanya geçmişi sayesinde bize has lezzetleri tanıyor. Favori yemekleri; karnıyarık ve kurufasulye, tatlılardan; sütlaç ve kazandibi. Ancak Türk lezzetlerini sadece tatmıyor, öğrenmeye de meraklı.
Topuk Yaylası aşçılarıyla sürekli iletişim halinde. Yanına tercümanını alıyor, aşçılardan beğendiği yemeklerin tarifini istiyor.
SAHADA DA BÖYLE OLURSA
Fenerbahçeli futbolcular da bir haftadır birlikte oldukları Diego'ya tam not verdiler. İlk izlenimleri olumlu. Ortak fikirleri, sezonun yıldız transferi olarak gelmesine rağmen mütevazı bir insan olması. İşine ve takım arkadaşlarına saygıyla yaklaştığı ifade ediliyor. Tecrübeli isimler ise temkinli davranıp şu yorumu yapıyor: "Onu bir de sahada görmeliyiz. Saha dışındaki gibi içeride de uyumlu ve yardımsever tavrını sürdürürse, F.Bahçe büyük bir değer kazanır."