Fatih Doğan: Beşiktaş 'Es' verdi
Dem ba Ba'nın ısınırken sakatlanması Liverpool maçında fiziksel olarak hırpalanmış Beşiktaş'ın sinirlerini maç öncesi iyice gerdi. O andan itibaren zor olacağı tahmin edilen maç çıkmaz sokağa girdi. Franco'nun sakatlığı ekseninde Necip, Oğuzhan ve Kerim'le yapılan rotasyon yorgunluğa ve dalgınlığa çare olmadı. Eskişehir zemin, seyirci ve güç avantajını iyi kullandı. Bilic 54'te ezberleri bozan bir hamle yaptı. Serdar'ı çıkarıp Atiba ile Gökhan'ı alarak 3'lü savunma 6'lı orta sahaya döndü. Atiba-Necip-Ersan üçlüsü ile her türlü riski almasına rağmen Beşiktaş üretken bir orta saha oluşturamadı. Sosa yine kayıplardaydı. Mustafa'nın başında sargıyla oynamasına rağmen oyuncuların sürekli havadan oynama isteği anlamsızdı. Birçok oyuncunun "yorgunum, mazeretim var" durumunu anlarım. Ama diğerlerinin bu mazeret arkasına saklanmasına anlam veremedim. Cenk'in 4 mutlak gole izin vermediği maçta Beşiktaş mağlubiyeti hak etti.
Metin Tekin: Töre'siz zor oyun!
Bilic'in dünkü 11'ni nasıl buldunuz?
Bu hafta herkesin kafasındaki soru Liverpool mücadelesinin sonucunun Eskişehirspor maçında sahaya nasıl yansıyacağıydı. Önce Demba Ba sakatlandı.
Bilic bunun sonucunda elindeki tercihlerini kullandı. Neydi bu tercihler; savunmada denge oyuncusu Pedro Franco kadroda yok, hücumda skor üretemese de oyunu çözen Gökhan Töre kenarda ve Veli Kavlak'ın değişmez partneri, orta sahanın dinamik adamı Atiba kenarda... Beşiktaş, dün ideal 11'inden oldukça uzaklaşmış bir şekilde maça çıktı. 0-0 giden maçı Töre gibi bir oyuncu olmadan Frei ile çözmeniz oldukça zordur. Çünkü Kerim Frei, denge oyunlarının değil, kopan oyunların etkili oyuncusudur.
Buna Olcay ve Sosa'nın da düşük performansı eklenince ve Demba Ba'sız santrfor mevkisi çok etkisiz olunca ortaya bu senaryo çıktı.
Bilic bir rotasyon kararı aldı ama Tolgay ve Opare'yi yedek soyundurdu. Neden böyle bir karar aldı?
İlk önce şunu bilmek gerekir.
En gerçekçi hedef lig! Bugün ilk 11'de görev verilmeyen oyuncuların Liverpool maçında fizik olarak nasıl olacağını önceden kestiremezsiniz.
Ama kesin olan şey bu oyuncuların Eskişehir maçında oynamadığıdır.
Yani Bilic'in, "Ben bu oyuncuları Liverpool maçında oynatacağım" taktiği çok doğru değil. Devre arasında yapılan transferlerin mantığı uzun vadede değil, kısa sürede oynatabileceğiniz oyuncuları almaktan geçer. Beşiktaş'ın devre arasında nokta transferleri olmamıştır. Rotasyonda Oğuzhan, Tolgay'dan daha iyi olduğu için bugün kullanıldı. Opare ise tercih edilmedi, demek ki 11 yeterliliği bulunmuyor.
Bilic'in hamleleri ve üçlü savunma tercihi doğru muydu?
Bilic bu zamana kadar kadro yapısında hep muhafazakar bir görüntü verdi. İlk defa radikal bir karar vererek üçlü savunmaya geçti.
Hatta futbolcular ilk 5 dakika saha içinde paylaşım yapamadılar ve bu durumu yadırgadılar. Bunun sonucunda Beşiktaş için evet bir baskı oluştu ama dağınık bir hücum görüntüsü ortaya çıktı. Baskı vardı, topa sahip olma vardı ama yeteri kadar pozisyon üretemediler. Kısacası üçlü savunmanın artısını göremedi. Tam tersine Eskişehirspor, kontralarla oyunu 2-0'a getirip koparma şansını çoğu kez yakaladı.
Ahmet Çakar: Slaven Bilic (?)
Beşiktaş iki ezeli rakibiyle amansız bir şampiyonluk yarışındayken puan kaybına tahammülü yoktu. Bilic, bunu düşünmeliydi. 'Rotasyon' dedi, önemli oyuncularını oynatmadı. Tamam, Demba Ba ısınırken sakatlandı, ama Atiba ve Gökhan ile oyuna başlamamanın hiçbir manası yok. İlk devre Beşiktaş oyuna hakimmiş gibi göründü. Ama rakip Eskişehirspor öyle iyi alan savunması yaptı ki alanı öyle iyi daralttı ki Beşiktaş rakip savunmayı aşmakta ve açmakta çok zorlandı. Hal böyleyken kontrada yakalanıp golü yediler. Aslında bu gol yenir miydi, yenmez miydi çok tartışılır. Beşiktaş'ın en iyisi kalecisi Cenk'ti sadece yediği gol dışında. Açı çok dardı, yerden gelen şut Cenk'in bacak arasından geçti, kale çizgisinde de genç oyuncu Kaan golü yapıverdi.
Skor dezavantajı zaten rakip kilidi çözmekte zorlanan Beşiktaş'ı daha da panikletti ve Bilic, ikinci yarıda oyuna Gökhan Töre ve Atiba'yı almak zorunda kaldı. Ama dedik ya şampiyonluk yarışında hiçbir takımın puan kaybına tahammülü yok.
İkinci yarıda mağlup Beşiktaş oyun disiplininden iyice koptu. Rakip kontralarda öyle pozisyonlar buldu ki Beşiktaş fark yemediyse kalecisi Cenk'e ve Eskişehirsporlu oyuncuların beceriksizliklerine dua etsin.
Sonuçta Beşiktaş çok kritik bir deplasmanı kaybetti ve yarışta yara aldı. Ama rotasyon denemesinin dün akşam neye mal olduğunu sanırım Bilic de anlamıştır. Zaten Demba Ba yok, klasik kadronla başlarsın, öne geçersen dinlendirmeyi düşündüğün oyuncularını kenara alırsın.
Gelelim hakeme... İyi yönetmiş gibi göründü. Ama Motta ve Tolgay'a verdiği sarı kartlar kesinlikle yanlış. Ayrıca Beşiktaş'ın en az kesin bir penaltısını vermedi. İkinci yarıda hava topunda Mustafa, Sosa'nın üstüne düştü. Düşmeden önce dirseğiyle de baskısı var. Hatta ve hatta son dakikalarda Tolgay'a yapılan açık bir itme var. Çizgi üzerinde veya biraz dışarıda. Eğer alan içindeyse onun da penaltı olması lazım.
Rıdvan Dilmen: Çorba gibi ama ne çorbası?
Bence Eskişehirspor farkı kaçırdı. Maç ilk yarıda biraz Beşiktaş lehine gelişti ama ikinci yarı Eskişehir çok pozisyon buldu. Özellikle ikinci yarıya bakınca maç Eskişehir lehine 5-1 falan bitebilirdi. Çok müsait pozisyonlardan faydalanamadılar. Oyuncuların formsuz günü olabilir, zihinsel problemi olabilir, fiziksel problemi de olabilir fakat büyük takımlarda taktiksel problem olmaz.
Rotasyona saygı duyabilirim ama Beşiktaş'ın en çok dikkat ettiğimiz ve beğendiğimiz özelliği dağınık görüntüsü olmamasıydı. Bilic'in Beşiktaş'ı, dün Mancini'nin Galatasaray'ından bile daha dağınıktı. Çorba gibi ama ne çorbası? Kompakt kelimesi en çok Beşiktaş'la ilgili konuşuldu iki sezondur. Ama dün akşam Eskişehirspor karşısında özellikle ikinci yarıda bunu göremedik.
Gökhan, Kerim, Oğuzhan, Sosa ve Olcay nerede oynadı Beşiktaş'ta? Hiç abartmıyorum, hiç biri nerede oynadığını bilmiyordur. Atiba girdi üçlü defans oynamaya başladılar. Sol tarafı boş bir üçlü defans oynadılar. Ben hayatımda böyle bir üçlü defans görmedim.
Cenk'in golde yaptığı hata konuşabilir ancak maç 3-0, 4-0'a gelmediyse Cenk'in bunda payı büyük.
Şimdiye kadar övgüler yağdırdığım Bilic, Eskişehir deplasmanında beni yanılttı. Şu eleştirdiğim Beşiktaş bana büyük sürpriz oldu. Beşiktaş bu olamaz.
Beşiktaş'ın şu 11'i şampiyon olamaz. Gökhan'sız, Demba Ba'sız hele hele Atiba'sız mümkün değil. Hele böyle disiplinden koptuğunuz zaman hiç değil.
Bence Bilic'in de konsantrasyonunda düşüş var. Yorgun da gördüm biraz açıkçası. Liverpool'dan Eskişehir maçına kadar geçen bölümde bir saat saha içinde Eskişehir pratiği yapmamış. Bence maç önü de yapmamış hatta ve hatta devrede de yapmamış. Takımda bireysel anlamda pozisyon bilgisi zayıf olan futbolcular var. Skibbe ve Eskişehirspor'u tebrik ederim. Haklı bir galibiyet aldılar.
Beşiktaş'ta bir yorgunluk olduğu da çok belli. Sosa 3 haftadır adım atamıyor. Liverpool maçında da çok düşüktü. Diri olduğu bölümlerde iki pozisyon yarattı ama oyundan düşüyor. Karışık bir düzen olduğundan oyuncuların da performansı düştü.