Benim için daha çok bir sirki andırıyordu bu maç.. Ya da bir mahalle maçıydı.. Küsüm oynamıyorlar, canım yandı çıkıyorumlar, küfürler, tartışmalar.... Olayları zaten bu sayfalarda okuyacaksınız.. Ben de bir kaç satır kendi fikrimi yazmak istiyorum.. Önce Emenike... Zaten Fenerbahçe taraftarı ile arası limoni, sevilmiyor. Bu çok açık! Bu evlilik, bu birlik çoktan bitmiş, adam ağzıyla kuş tutsa bundan sonra bu taraftara yaranamazdı.. Bunu görmeyen tek isim ise İsmail Kartal.. Bu nasıl bir bağmış ki hem Emenike'yi bitirdi hem de kendisini.. Kendisini diyorum bence çünkü kanımca taraftar gözünde kredisi yok! Emenike için Fenerbahçe defteri kapanmış uzatmanın alemi yok.. Bu işi çözemezsen zararı da Fenerbahçe görür.. Ama siz Emenike'yi dün kulübede oturtsanız.. Bunların hiçbiri yaşanmazdı.. Yazık! Dünya kadar para çöpe gitmiş.. Adamın formanın üzerinde tepinmediği kaldı!
Bilic.. Neyi düşünüyor, neyi hedefliyor merak ediyorum.. Sezon sonu gidecekse, şimdi gitsin! İşin teknik taktik tarafı zaten ofsayt! Kazandığın bir tane derbi yok.. Hadi İsmail Kartal'ı eleştiriyoruz.. Kartal bile bu sezon 3 tane derbi kazandı.. Sen büyük maçları ligde kazanamıyorsan şampiyon mu olacaksın? B planı hiçbir zaman yok. Onun için A sınıf bir teknik adam da hiçbir zaman olamaz.. Daha maça başlarken, Bilic'in kafasındaki düşünce belliydi: "Ben şuradan bir puanı alırsam, bize yeter." Topa sahip olacak bir orta saha düzeniyle sahaya çıktı.. Bir noktaya kadar bu plan tuttu Allah için.. Fenerbahçe'ye çok pozisyon vermediler.. Ama yazdım ya; B Planı hiçbir zaman yok! İşte kupa gitti, Avrupa gitti.. Lig için bunları yazmak henüz erken tabi.. Lakin Beşiktaş'ın bir ışık, bir tat vermediği de gerçek.. Sonuç.. İki takım da galibiyeti hak etmedi.. Ama kader Fenerbahçe'ye güldü..
En yüksek not 7
Sow
En düşük not 3
Emenike
Gürcan Bilgiç: Yanlışın içinde doğruyu bulmak
Kalan maçların hepsi "final" haline gelmişken, ortaya bir plan ve kurgu koymak gerekir. "Bundan sonra böyle!" diyecekseniz, o kararlılığı en azından oyununuzda veya seçimlerinizde göstereceksiniz. Yapacaksınız ki; izleyenler bir "yönetenin" olduğunun farkına varsınlar. Bu tavır yoksa, olaylar sizi "yönetiyor" demektir ki, hiçbir şeyi avucunuzda ve sözlerinizde tutamazsınız. Derbinin aslında yaşadığı paradokslardı bunlar. Fırat Aydınus'un formasını çıkarana, rakibini çekene kart göstermemesi bir tarafa...Emenike'nin seyirciye isyan etmesi, Fenerbahçe taraftarının kendi futbolcusunu ıslıklaması bir tarafa... Daha maç başlamadan Gökhan ile sakatlıkların başlaması, peşine Meireles ile Kuyt'ın takılması... Bilic'in Alves'e "gider" yapması, peşinden Emre'nin o "gideri" alıp, kendisine geri vermesi... Akıl-fikir kopması vardı Kadıköy'de... Emenike'nin ilk 11 başlaması; yöneten-yönetilen ikileminde karar noktasıdır. Aziz Yıldırım'ın geçen hafta "Sahanın en iyisiydi" dediği oyuncuyu, İsmail Kartal oynatmaması çok mümkün değildi. Ama o tavır ve bu karar Fenerbahçe'nin galibiyetine mal oluyordu. Seyirci istedi önce Moussa sonra da Webo aldı formayı. Sonra...
İşin rengi Webo ile değişti. Aykut Kocaman'ın, "Bir oyuncu takımı bu kadar mı değiştirir" dediği Webo, bir santrafor nasıl oynar dersi verdi. Golü hazırladı, ver -kaçlarda duvar oldu, rakibe baskı yaptı, yüksek topları zorladı. Sow doğru zamanda, doğru yerde olmayı başardı. Beşiktaş maç boyunca bir pozisyon bulabildi; "vayyy" dedirten. Sezon izlenimlerinde ve maç apoletlerinde yer alan özelliklerini unutmak zorunda kaldılar. Yüzde kırkı olmayan bir Fenerbahçe'ye karşı duramadılar.
Yanlışların içinde doğruyu bulmak... Bir Kadıköy geleneği bu... Başka maçları kazanarak iyi takım olanlar, "büyüklük" sınavını burada veriyorlar. 33 maç oldu galiba, ağabeyin dersinden geçer not alan hala yok.
En yüksek not 8
Mehmet Topuz
En düşük not 5
Emenike
Metin Tekin: Böyle Kadıköy bir daha bulunmaz
Beşiktaş'ın Brugge şoku sonrası derbi planı ve 11'i doğru muydu?
Bence gerek kadro seçimi gerekse oyun anlayışı Bilic'in maç öncesindeki doğrusuydu. Ben Brugge maçındaki iki forvetli sistemi başarılı olmuş olsaydı dahi Biliç'in bu maça yine böyle çıkacağından emindim. Çünkü bu karşılaşmada üstünlüğün Beşiktaş açısından ele alınması, orta saha özellikli oyuncuların fazlalığı ile oluşturulan kadrodan geçiyordu.
Fenerbahçe'nin saha içinde yaşadığı sıkıntılardan Biliç faydalanamaz mıydı?
Emenike problemi hakikaten enteresandı. Ama İsmail Kartal'ın Emenike'yi ısrarla bu kadar oynatması, tercih etmesi açıkçası olaylara çanak tutmak demekti. İsmail Kartal şimdi haftaya da her şeyi yok sayıp Emenike'yi oynatacak mı? İşin ilginci Fenerbahçe'nin kendi içinde oluşturduğu bu olumsuz ortamı bitiren Bilic'in yardımcısı Edin Terzic oldu. Yani ne Emenike, ne Emre ne de taraftar. Terzic olaya müdahil olarak her şeyi bitirdi.
Ayrıca ikinci yarıda ortam Beşiktaş'ın lehineydi. Yani Kadıköy'ün coşkulu, baskılı ortamı yerine rahatça oynayabileceği bir ortam vardı. Beşiktaş bunu oyun olarak kullanabildi ama sonuca yansıtamadı. Siz rakibinize bitirici darbeyi vuramazsanız, o da oyun içinde kalıp, sizin yapamadığını aynı Sow gibi 90 artı da yapar. Yani kısaca Beşiktaş hiç tahmin edilemeyen bu atmosferde golü atamayarak eline gelen fırsatı kaçırdı.
Beşiktaş liderlikle birlikte bu sezon 3. derbisini de kaybetti. Sorumlu kim?
Bu derbinin galibiyeti ve yenilgisi Bilic üzerinden değerlendirilemez. Teknik adam anlardan değil büyük resimden sorumludur. Oğuzhan, Olcay ve Demba ba o golleri atsa başka şeyleri kouşurduk bu anlamda. Bilic'in oyunu kazandıran değil ama topa sahip olarak, doğru oyunu oynattığını söyleyebiliriz. Sadece Sosa tercihi için eleştirebilirim Bilic'i. Bu derbinin kaybına değil neden kaybedildiğine bakmak lazım.
SONUÇ: Maçın anahtarı Beşiktaş'ın orta sahada pas yaparak topa sahip olmasıydı ki, bunu ikinci yarı kesinlikle doğru yaptılar. 90'daki gol hariç tek pozisyon vermediler. Günay'ın kaleci performansını anlayamadık bile. Ama siz golü yapamazsınız o zaman derbinin hikayesi başka türlü anlatılır.
Rıdvan Dilmen: Fenerbahçe taraftarı takımıyla gurur duysun
Öncelikle izlediğim en tuhaf maçlardan biriydi. Aklıma bir çırpıda gelen tuhaflıkları sayıyorum.
1- Gökhan'ın sakatlığı, 2- Emenike'nin çıkardığı olay, 3- Emre'nin Bilic'e çıkışması, 4- Kuyt'ın sakatlığı, 5- Tolga'nın ve Tolgay'ın sakatlığı…
Tüm bu garipliklere rağmen bu durum Fenerbahçe'yi ideal hücum hattına doğru götürdü. Doğru santrfor Webo, son vuruşçu Sow ve topla giden Alper... Webo, Galatasaray maçında da bu maçta da rakip stoperlere üstünlük kurdu. Webo'nun Atiba'ya kurduğu üstünlükten geldi gol. Eğrisi doğrusuna geldi ilginç bir şekilde. Bu takımın tek santrforu var: Webo. Bugün şahane oynadı. 40-50 metreden gelen topu indirip Sow'a müthiş bir servis yaptı ve gol geldi. Webo oynadığı bölümde iki kişilik oynadı.
Beşiktaş usta bir takım gibi oynadı ama Beşiktaş'ın ısıran, orta sahayı çok çabuk geçen halini sadece ikinci yarının ortalarında gördük. Daha çabuk çıkabilseler daha da çok pozisyon bulurlardı. Sosa ilk yarı kötüydü ama ikinci yarı biraz kıpırdadı. Demba Ba 1,5 aydır kötü, bugün de kötüydü. Beşiktaş, aslında ikinci yarıda Fenerbahçe'yi psikolojik olarak zorladı. Beşiktaş biraz pas yapıp 3 pozisyon bulunca Fenerbahçelileri biraz ümitsizliğe itti. Demba Ba'nın, Oğuzhan'ın, Olcay'ın pozisyonları çok netti. Beşiktaş 70'ten sonra ikili orta saha önüne Oğuzhan, Olcay'ı koyup ideal dizilişine ve bildiğimiz durumuna döndü. Pozisyon buldular, aslında daha agresif de oynayabilirlerdi ama buna rağmen akıllarda beraberliğin olduğu hissedilebiliyordu.
İki takım da 0-0'a razı duruma doğru gidiyordu. 2 puanlık sistemde 0-0'a, 1-1'e bağlanan 80'lerdeki maçlara benzemişti biraz ama Webo farkı yarattı. Bazı Fenerbahçelilerin maçın içinde 0-0'a razı olduğu hissediliyordu. Maç öyle bir gelişti ki Emenike'nin olayı, sakatlıklar derken Fenerbahçeliler "Acaba beraberlik bize de mi iyi acaba" dediler. Yalnız şu var, Fenerbahçe ile Galatasaray'ın reaksiyonları kaos olduğu zaman mücadele güçleri bir tık artıyor. Hakikaten bu maç için taraftarların Fenerbahçe'yle gurur duyması lazım. Sahada arzulu, tecrübeli bir Fenerbahçe vardı.
Bilic'in hanesine derbiler eksi yazıyor. 2-0, 2-0, 1-0… Ben Bilic'in yerinde olsam kazanmaya gelirdim bu maça. Yorgun olabilir, ekonomik oynamayı düşünebilir ama Beşiktaş sağ eliyle yemek yemeye alışmış bir takım. Oyunu tutmak adına sol elle yemeye çalışırsanız üzerine döküyorsunuz işte. Alışılageldik düzenin dışına çıkmak oyunu bozuyor.
Emre Belözoğlu'nun değişikliğe katkısı bence maça damga vurdu. Otorite boşluğu mudur? Tartışılır. Kaptana danışmak başka bir şey ama futbolcuna "Ahmet'i mi sokayım, Mehmet'i mi sokayım" demek olmaz. Böyle olursa oyuncular formalarını çıkarıp gider. Oyuncu değişikliğini Emre Belözoğlu yaptıysa kesinlikle doğru değildir ama teknik olarak Diego'nun girişi doğru bir müdahaleydi.
Sakatlık var mıydı vardı, Emenike gitti mi gitti, bir ton iş başına geldi. Tüm bunlara rağmen Fenerbahçe sezonun 90 dakikasını kazandı.
EMENİKE'NİN İŞİ ZOR
Emenike'nin işi Fenerbahçe'de artık çok zor. Taraftar da sildi, kazanılacak denirken kaybedildi. Bu saatten sonra üzerine düşmek zor... Emenike'ye kesinlikle kart da verilmesi gerekiyordu. Bu ciddi bir hakem hatasıdır. Ayrıca Emenike stattan ayrıldıysa doping kontrolü olduğu için ceza alır.
Ahmet Çakar: Maçta kural hatası var
Türk hakemlerini anlayabilmek mümkün değil. Tıpkı dün akşam Fırat Aydınus'u anlayamadığımız gibi. Hakemliğe yeni girmiş ve amatör maçları henüz yönetmeye başlamış bir hakeme ilk ders olarak şunu söylerler: "Gol sevinci ya da protesto için formasını çıkartan oyuncu sarı kart görür." Daha sonra da şu kuralı öğretirler: "Bir oyuncu hakemden izinsiz sahadan çıkamaz." Daha sonra da şu kuralla devam ederler: "Bir oyuncu sebebi ne olursa olsun saha dışındaysa hakemin izni olmaksızın sahaya giremez."
Şimdi ben Fırat'a soruyorum! Seyirciyi protesto etmek amacıyla formasını çıkartan Emenike'ye kart verdin mi? İkinci soruyla devam ediyorum…Hakemden izinsiz sahadan çıkan Emenike'ye başka bir sarı kart verdin mi? Üçüncü sorumu da yönelteyim. İsmail Kartal'ın kenarda ikna ettiği Emenike kafasına göre sahaya girdiğinde bu izinsiz girişten sarı kart gösterdin mi?
Bütün bu olaylar 1-2 dakika içinde gerçekleşti ama Fırat'tan 'tık' yok. Sarının S'si kartın K'si yok!
Bu kartların hiçbirisi yoruma açık değil. Oyun kuralları kitabında 10 yıllardır bulunan emirler ve amatör hakemlere bile ilk olarak öğretilen bu kurallar dün akşam Fırat tarafından uygulanmadı. Bu açık bir kural hatasıdır. Şayet kural uygulanmış olsaydı Fenerbahçe daha ilk yarıda 10 kişi kalacaktı. Pek tabii ki bu kural hatası da maçın tekrarını gerektirir.
Aslında dün gece için söylenecek çok şey var. İsmail Kartal'ın disiplin zafiyeti kabak gibi ortaya çıktı. Son oyuncuyu Kartal değil Emre Belözoğlu değiştirdi. Bekir soyunuyordu; Kartal Bekir'i düşünürken Emre ve Kartal ağızlarını kapatıp konuşarak karar değiştirdiler.
Ve gelelim Demba Ba'ya… Bu işler secdeye varmakla olmuyor. Secdeyle Türk halkının kalbini kazandın ama dün akşam ellerinle derbiyi
Fenerbahçe'ye verdin.
Son sorum Bilic'e… Sen hoca mısın? Bir Liverpool maçı kazandın ama Türkiye'de bulunduğun sürede derbi zaferin yok. Demba Ba'ya 90 dakika katlanmanın hangi mantıksal açıklaması olur? Tolgay sakatlanmasa oyundan alacağın yoktu. Yazık hakemi, antrenörü, futbolcusu ve seyircisiyle dün gece Türk futbolunda EL REZİLLİKO seyrettik.
'FORMAYI ÇIKARAN FUTBOLCU İSTEMİYORUZ'
Maçın 19. dakikasında kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda gol fırsatını değerlendiremeyen Emenike, 30. dakikada da üzerine gelen topu kaptırınca taraftarlardan büyük tepki aldı. Fenerbahçeli taraftarlar, sahaya döndükten sonra da formasını çıkardığı için, "Formayı çıkaran futbolcu istemiyoruz" tezahüratlarıyla tepki vermeyi sürdürdüler.
Erman Toroğlu: Aydınus eyyam yaptı
İki takımın da oynadığı futbol, futbol değil. Top oynuyorlar! Ama Türkiye'nin gerçeği bu. Sahanın içinde saçma sapan tartışmalar, saçma sapan hareketler, saçma sapan pozisyonlar.
İlk 45 dakikaya bir göz atalım; Beşiktaş daha iyi pas yap-ı yor, top gezdiriyor, peki neticeye giden hareket var mı? Yok. F.Bahçe bir şey oynamıyor ama iki gol pozisyonu var.
Beşiktaş'ın yediği golde kalecinin duruş hatası var ama o topa direk vuran Sow'un Motta tarafından rahatsız edilmeyişi de var.
Beşiktaş'ın sahada yer aldığı kadarıyla en iyi futbolcusu Tolgay ve Atiba. Gökhan Töre takımdan ayrı tek başına oynuyor. Teknik direktörü ona "Kafana göre takıl" demiş herhalde. Bilic bu Demba Ba'ya nasıl tahammül ediyor inanılır gibi değil. Demba Ba geldiğinde böyle değildi. Günahını almayalım ama İstanbul onu da mı bozdu? Fenerbahçe'nin sorunları var tamam. Ama görünen çok net bir şey var; Emre, F.Bahçe'de kulüp başkanı! Emre F.Bahçe'de teknik direktör! Emre, F.Bahçe'nin takım kaptanı. Emre, Saracoğlu'ndan sorumlu direktör! Bunun için de hiçbir hakem özellikle Saracoğlu'nda Emre'ye kart gösteremez. Onun ayrıcalığı vardır. Ama rakip futbolcu olarak siz Emre'ye en ufak hareket yaparsanız ve hakeme de tepki gösterirseniz sarıyı yersiniz.
Emre özellikle Saracoğlu'nda her şeyi yapar. Mesela rakip takımın teknik direktörüne gider ağız okumasından görüldüğü kadarıyla benim bu sütunlardan yazamayacağım küfürleri yüzüne karşı söyler. Ama bu küfürleri ne oradaki 4. hakem ne orta hakem duymazlar. Aslında o küfürlerle Emre'nin atılması gerekir. Ama bu eyyamcı hakem sarı kart dahi gösteremez!
Şimdi çok konuşulacak Emenike'nin forma çıkarma olayına gelelim. Futbolcular gol attıktan sonra aşırı sevinçten forma çıkarıyorlar ya! Hakemler de burada 'aşırı sevinç'ten dolayı sarı kart veriyorlar ya! Aşırı sevinç tepkisinden dolayı!
Peki aşırı tepkiden dolayı forma çıkaran oyuncuya ne vereceksiniz? Buna kılıf bulacaklar; "Kural böyle yazıyor" diyecekler. Peki şimdi size ikinci soruyu yöneltiyorum: Emenike kimseden izin almadan oyun sahasını terk ediyor. Bu bir sarı karttır. Yani olay açık seçik "Ben sahayı terk ettim" diyor. Hakem pozisyonu uzaktan görüyor, takip ediyor. Ama bu hakem de eyyama başlamış, Allah'ına kadar! Peki Emenike çıktı, izinsiz oyun alanını terk etti. Yani tam bir rezalet. Peki bu rezalete çanak tutan kim? Fırat Aydınus. İşte size Türk futbolu! Hepinize hayırlı işler.