RIDVAN DİLMEN: Ak ve kara gibi iki farklı F.Bahçe
Öncelikle Çaykur Rizespor- Fenerbahçe maçında oyunun devamındaki değişiklikler nedeniyle iki takımın antrenörünü de kutlamak lazım. Futbol çok enteresan ve güzel bir oyun. Ancak bazen yaptığınız doğrular size yanlış, bazen de yanlışlar doğru olarak dönebiliyor. Fenerbahçe Teknik Direktörü Pereira bu maçı iki devreye ayırarak çok iyi analiz etmeli. İlk yarıda ev sahibi Çaykur Rizespor maçı hak etti, Fenerbahçe öne geçti. Aslında sarı-lacivertli takım golü yemek için her şeyi yaptı. Ama Van Persie'nin ağları bulan vuruşu Fenerbahçe için büyük ikramiye oldu.
İŞGÜZAR ALPER
İlk 45 dakikada son dönemlerin en kötü Fenerbahçe'sini gördüm. Bu bölümde hep Volkan Demirel'i izledik. Çaykur Rizespor'un kalecisini ise sadece seremonide gördüm. Takım coşku problemi de yaşıyordu. İkinci yarıda işler değişmişti; sahada son dönemlerin en iyi Fenerbahçe'si vardı. Pereira'nın oyuncu değişiklikleri çok doğruydu. Alper girdi oyuna ve Fenerbahçe 4-5-1'e döndü.
Fenerbahçe Pereira geldiğinden bu yana ilk kez bu dizilişle oynadı. Bu değişiklik çok doğruydu. Ancak Alper'in işgüzarlığı Fenerbahçe'nin 2 puanına mal oldu.
RUS RULETİ GİBİ
Dün akşam sahada ak ve kara gibi iki farklı Fenerbahçe vardı. Duraklamalarla birlikte 7 dakikaya çıkan oyunun uzatma dakikaları ise Rus ruleti gibiydi.
Her iki takım da sahadan üç puanla ayrılabilirdi. Top bir Fenerbahçe kalesinde, bir Çaykur Rizespor kalesiydi. İki takım da gol atamayınca maç berabere sonuçlandı. Ancak beraberlik adaletli bir skor oldu.
NANİ ÇOK İYİYDİ
Fenerbahçe'nin yıldız transferlerinden Nani, sarı-lacivertli takıma geldiği günden bu yana en iyi performansını sergiledi. Risk de aldı, sorumluluk da. Onu dün geceki maçta çok beğendim. Kjaer'in ayağını kaldıracak hali yoktu. Herhalde ara vermek ona yaramamış. Fernandao da vasatın altında kaldı. Birkaç hava topu dışında ortalıkta yoktu.
DİEGO BAŞARISIZ!
Diego Ribas'ın hücumdaki performansını, istatistiklere baktığımız zaman beğenmiyorum. Ancak sorumluluk verilince biraz kıpırdanma oldu. Kendisinden her sezon 12-14 gollük performans beklenmeli. Anca o zaman Diego'nun başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Çaykur Rizespor'a gelecek olursak iyi mücadele etti. Sahada en iyi futbolcusu ise Kweuke'ydi. Kweuke gerçekten çok önemli bir futbolcu onlar için.
Sonuç olarak Fenerbahçe sezonun ilk puan kaybını yaşadı. 1-1'lik beraberlik iki takım adına da adaletli bir skordu.
Hakem Cüneyt Çakır da iyi ve hatasız bir yönetim gösterdi.
GÜRKAN KUBİLAY: 2 hafta kredi
İlk yarı bittiğinde kaleci Volkan topla 20 kere buluşurken, Fernandao 14, Robin van Persie 13 kere buluşmuştu!
Diego'nun 45 dakika boyunca Van Persie'ye 1, Fernandao'ya sadece 2 pası vardı!
Bu 2 rakam bile maçın ilk yarısını özetliyordu.
4-1-3-2 ile, Topal ön libero, Nani sol, Josef sağ, Diego hücum arkası çıkmıştı. Ama ne hücuma çıkabilen ne de takım savunması yapabilen takım olmuştu. Zerre kadar koordinasyon yoktu takımda. Hücum da yoktu, savunma da. Souza'yı, Şener önünde kullanma garabeti de ayrıca dertti. İşte kanıtlar:
1) Maç başına, ortalama,45 dakikada 200 civarı topla buluşan F.Bahçe ilk defa sadece 106 defa topla buluşuyordu.
Yani,F.Bahçe top yapamıyordu.
Bu nedenle topla oynama % 50-50 oluyordu.
2) Geçen hafta kazandığı 34 topun 30'unu 2. Bölgede kazanan ve hücuma hızla çıkan Çaykur Rize'nin bu özelliğinden habersiz Pereira'nın öğrencileri, Diego, Fernandao ve sonunda Nani ile top kaptırıyor ve penaltı da böyle oluyordu.
3) Hücuma hiç gidemeyen takım Van Persie'nin klası sayesinde ilk hücum ve şutta golü buluyordu.
4) Daha sonrasında da hiçbir oyun planı olmayan, sezon başı yeterince çalışmadığı için de henüz kondisyonu yeterince de olmayan, güçsüz F.Bahçe üst üste pozisyon veriyor ama maçın adamı Volkan sayesinde inanılmaz bir ilk yarı galibiyeti alıyordu.
5) İki stoperden özellile Alves'in ağır olması,savunma arkasına adam da kaçırıyordu.Bu da F.Bahçe'ye çabuk stoper transferi ya da Kadlec'in tercihini gündeme getiriyordu.
İlk yarı orta saha yol geçen hanı olunca, Fernandao-Alper değişikliği ile 4-2-3-1'e döndü Pereira.
Mücadele yeterli değildi
Doğrusu, haftalardır birçok yazarın da yazdığı gibi buydu.Takım daha toparladı, topla daha fazla oynadı, organize ataklar az da olsa yapılmaya başlandı. Bunda, ilk yarı tempo yapan Rize'nin yorulmasının da payı vardı.
Van Persie, 60'da Sow ile değişti.
Taktik değil adam değişikliği idi. Ama 71'deki Diego-Ozan değişikliği, savunmaya dönük ve de taktiğe de etkili bir değişiklik idi. Ama çıkarken, o ana kadar iyi oynayan Alper'in kaptırdığı top, Kjaer'in ayağından filelere gitti. Son dakika kaçanları da beceriksizlikti.
Sezonun başı tamam ama bu Rize için de geçerli ve bu bütçeli kadronun maçı domine edememesi ve mücadele azlığının mazereti yok.
Hazır olmak için 2 hafta daha kredileri var.
MERT AYDIN: Bu da ders olsun
Fenerbahçe'nin sıkıntıları var.
Bu sıkıntılar büyük bir kayba neden olmadan önce sarı-lacivertlilerin organizasyonunu sağlaması gerekir.
Oyuncu kalitesinde bir sorun yok. Ama orta sahada nasıl bir diziliş, nasıl bir oyuncu tercihi kullanacağı konusunda Pereira'nın kafası karışık görünüyor. Çaykur Rizespor önünde ilk yarıda neredeyse tek bir etkili geliş gol getirdi. Hadi diyelim ki hücum organizasyonu şimdilik yetersiz. Hadi bir yorgunluk var.
Ama savunmada öyle açıklar verildi ki Volkan olmasa ilk yarıda yenik duruma düşebilirdi Fenerbahçe.
Volkan'ın kurtardığı penaltı, maçın berabere bitmesini sağladı.
Van Persie bambaşka bir dünyadan geldi. Hollandalı futbolcu fiziksel olarak belki en iyi durumunda değil. Yaşı da 20 değil. Ama öyle bir yetenek, öyle bir tecrübe ve öyle bir oyun zekasına sahip ki top ayağına ilk geldiğinde golü atıverdi.
Nani de ilk etkili pasında asist yaptı.
Pereira'ya baskı artar
İkinci yarıya Alper'le başladı Pereira.
Orta sahanın dengesi ideal olmasa da yerine geldi. Böyle olunca oyunun kontrolü Fenerbahçe'ye geçti. Ama bu durumda bile Fenerbahçe için müthiş bir hücum zenginliği ortada yoktu. 1-0 gibi tehlikeli bir skoru devam ettirmek riskliydi. Nitekim bir pas hatası Fenerbahçe için felaketle sonuçlandı.
Sonrası eldeki 3 santrfordan ikisi kenardayken gol atması gereken Fenerbahçe'nin çırpınışları.
Fenerbahçe bir an evvel oyununu daha etkili hale getirmek zorunda.
Önde pres yapmaya çalışırken arkadaki grup boyu kısaltmazsa sarı-lacivertliler adına işler iyi gitmez. Bu da haftalar ilerledikçe Vitor Pereira'nın üzerindeki kamuoyu baskısını arttırır. Hikmet Karaman ve öğrencileri belki de beraberliğe bile üzülecektir.
Maçı kazanabilecek fırsatlar ellerine geldi.
EMRE BOL: F.Bahçe hâlâ takım olamadı
Bir kere şunu söyleyelim; çok hücum oyuncusuyla oynamak çok gol pozisyonuna gireceğin anlamına gelmiyor.
Vitor Pereira'nın hücum ağırlıklı kadrosu ilk yarıda sadece 1 kez gol pozisyonuna girebildi.
O da net bir pozisyon değildi ve Van Persie dışında herhangi bir oyuncunun atamayacağı bir goldü.
Pereira maça takımının alışık olmadığı 4-1-3-2 sistemiyle başladı.
Benim anlayamadığım birçok sistemi oynayabilecek kalitede bir takımın hâlâ akıllı bir hücum sisteminin olmayışı...
Maceraya ne gerek var
2. ve 3. bölge arasındaki mesafe artınca Çaykur Rizespor oyunun hakimiyetini ele geçirdi.
Hep savunma yönünün zayıflığını eleştirdiğimiz Diego'nun bu kez savunma yapmaya kalkınca daha da saçmaladığını gördük!
Savunma yapmayı bilmediği için rakiplerine öyle garip müdahaleler yaptı ki "iyi tarafından kalkmış" Cüneyt Çakır'a dua etsin.
İkinci yarı hatasını "fark eden" Pereira, 4-2-3-1'e dönünce Fenerbahçe takım savunması anlamında rahatladı.
Zaten ne gerek var maceraya?
Özellikle de önemli bir deplasman maçında...
Bir sistem ya da oyuncu deneyeceksen bunun yeri Kadıköy olmalı.
Fenerbahçe hâlâ takım olamadı.
Bir ay kadar zamana ihtiyacı var.
Nani biraz hareketlendi
Ama bu kadar kaliteli ayaklara halen istediği sistemi ezberletememek teknik bir problemin olduğunu gösteriyor.
Bu arada kötü oynarken golü atmak iyi oynarken ise yemek maçın olayıydı.
Nani'yi dün gece biraz hareketlenmiş gördüm.
Fenerbahçe camiası ondan çok şey bekliyor. Hep söylüyorum; bu takımın bir aya ihtiyacı var.
Eleştirilerimizi ondan sonraya saklayalım.
AHMET ÇAKAR: Fenerbahçe şükretsin
Dün gece Fenerbahçe beni hem şaşırttı hem de çok korkuttu. Şartlar ne olursa olsun yıldızlar topluluğu bir takım bu kadar kötü futbol oynayamaz ve oynamamalı. Eğer Fenerbahçe dün gece Rize'de kaybetmediyse önce şansına şükretsin, sonra da aldığı bir puana 'Allah razı olsun' desin. Son 10 dakikalık baskı dışında Fenerbahçe'yi tanımayan bir takım sahada hangi takımın Fenerbahçe olduğunu anlayamazdı. Tempo çok düşük, orta saha oyuncuları ne hücumda ne de defansta etkililer.
Rakip Rize orta sahayı çok rahat geçiyor ve Fenerbahçe defansının arkasında çok rahat pozisyon buluyordu. Tam bu dakikalarda Fenerbahçe orta sahada top yapamazken Nani kişisel becerisiyle soldan çok iyi geldi, sıfıra yakın yerden ortasını yaptı ve Van Persie kalitesiyle golü kaydetti. Kalite demek şu; top soldan ortalandığında rakibine ileri hamle yapıp adeta daha çalımı top kendisiyle buluşmadan yapıyor, topu istop edip sağına çekiyor ve gol vuruşunu yapıyor. Bu tür pozisyonları dünyada 100 santrfor yakalasa ancak birkaçı gol yapar.
Bu dakikadan sonra Fenerbahçe acınacak ve üzücü bir futbol ortaya koymaya devam etti. Çaykur Rizespor geldikçe geldi, sağdan geldi, soldan geldi. Hasan Ali ve Şener öylesine yalnız kaldılar ki onlara da kızamıyorum hiç yardım gelmedi. Bu arada Fenerbahçe takımının arkasına atılan her top pozisyon oldu. İşte bunlardan birinde de Volkan'ın penaltısı geldi.
Fakat Volkan penaltıyı kurtarmasına rağmen Fenerbahçe ateşlenmedi. Yine futbol oynuyormuş gibi yapıp zamanı doldurmaya çalıştılar. Ama bu güneşe kar dayanmaz diye bir deyim vardır. Bu kötü oyun her ne kadar Çaykur Rizespor'un ikinci yarıdaki oyunu ilk yarıdaki gibi etkili olmasa da Alper'in hatası golü getiriverdi.
Alper Potuk ceza alanına yakın bir yerde topu rakibe verdi, Rizeli Sylvestre çaprazdan girdi, yerden sert kesti, Simon Kjaer de kendi kalesine golü atıverdi. Bence dün akşam Rize'de Fenerbahçe takımı iki puan kaybetmedi, 1 puan kazandı.
Hakem Cüneyt Çakır'a Türkiye'de büyük bir güven ve saygı var. Ama bence verdiği penaltı kararı yanlış. Çaykur Rizesporlu Ahmet İlhan topu tıklıyor, kaleci Volkan ayağını koyup yere basıyor, Ahmet İlhan da o anda kendini yere atıp havadayken de ayağını Volkan'ın dizine temas ettirip düşüyor. Karar yanlış.
OKTAY DERELİOĞLU: Yazık bu futbola
Dün geceki Rize-Fenerbahçe maçında 90 dakikayı acı çekerek izledim. Rizespor takımına birşey deme lüksü bulmuyorum kendimde. Nedeni ise bu işin mali açıdan değerlendirmesine girdiğimde Fenerbahçe'nin çok çok gerisinde olmasından dolayı. Evet uyum sorunu yaşayan bir Fenerbahçe...
Çok fazla yeni oyuncunun olması bahane olabilir ama. Bu futbolcuların böyle kötü oynamaya hakkı yok. En ucuz oyuncunun 2 milyon Euro'ya oynadığı bu takımda doğru düzgün atak organizasyonu yapmayan bir takımın hakkı yok.
Hiçbir futbolcunun form grafiği vasatın üstünde değil. Koca 90 dakika boyunca gol pozisyon hariç pozisyonları yok. O da Rizespor'un bir ikramı bence.
Sahadaki en iyi oyuncu kaleci Volkan'dı.
Eğer 1 puan alındıysa Volkan sayesinde oldu.
Orta sahanın en etkili Diego'yu oyundan çıkaran Pereira'yı da tebrik ediyorum.
100 MİLYON EUROLUK TAKIM
Nani hangi pozisyondan oynadığını Fenerbahçe'ye nasıl katkı yaptığını ben anlayamadım. Sezonun ikinci haftası geldi geçti. Fernandao'yu çıkarması Pereira'nın büyük hatasıydı. Fernandao fizik olarak takımın en etkili oyuncusu durumunda. Rakip Rizespor ile kıyaslama yapıldığı zaman fark yoktu sahada. 100 milon Euro'nun üzerinde bir takım böyle oynayamaz. Rize Fenerbahçe'yi yenebilirdi. Ben Fenerbahçe adına yazık diyorum.
Şu futbolu şu görüntüyü Büyük Fenerbahçe taraftarına izlettirdikleri için. Yenmek yenilmek sorun değil. Ne yaptığını bilmeyen bir Fenerbahçe izledim dün gece.
MAÇIN EN iYiSi DİEGO-VOLKAN
Volkan sayesinde 1 puan kazandı F.Bahçe.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ KJAER
Volkan ve Diego hariç bütün takım kötüydü.