Fransız hakem neticeye tesir etmeyecek yerlerde F.Bahçe'nin lehine çaldı. Ama F.Bahçe hücumlarında son 30-35 metreye girildiğinde hep doğru düdükler çaldı. Rövanş maçında F.Bahçe'nin ne oynayacağı kadar hakem faktörü de rol oynayacaktır. Eğer dün gece Caner'in yaptığı gibi her pozisyona el-kol kald-ı rır, antipatik hareketler edersen, özellikle atılıp eksilirsen takımını yakarsın. Çünkü orada bu Braga çok daha sert ve baskılı oynayacak. İşte onun içindir ki hakemin oradaki yorumu F.Bahçe'nin turu geçip geçmeyeceğini belirleyecek. F.Bahçeli oyuncuların en çok dikkat etmesi gereken olay takımlarını eksik bırakmamak olmalıdır. Maçın oyun ve kalitesine göre de F.Bahçe için 1-0 çok güzel bir skor oldu. İnşallah rövanşta bunun kıymetini bilirler. Beraberliğe oynarsan, bitiremezsin. Fenerbahçe seyircisi baskı yaparak rakip takım ve hakemler üzerinde etki yapıyordu. Ama dün akşam bunu yapamadılar. Neden? Çünkü hakem bu tarz baskıyı yemedi.
AHMET ÇAKAR
TEŞEKKÜRLER VOLKAN DEMİREL
Dün geceki maça baktığımızda 1-0 da olsa F.Bahçe'nin gol yemeden kazanması çok iyi sonuçtur. Dikkat edin, 'dün geceki maça baktığımızda' diyorum. F.Bahçe, fazla pozisyon üretemedi, istediği gibi oynayamadı. Üstelik belki de maçın kırılma anı, 75. dakikada Volkan'ın tam köşeden çıkarttığı mucize pozisyondu. Maçın genelinde Braga neredeyse her istediğini yaptı, alanı daralttı, Van Persie stoperler arasında fazla etkili olamadı ve yine aynı Braga, kontradan pozisyonlar bulmaya çalıştı ki, bunlardan biri gol olsa F.Bahçe'nin işi, çok zor olurdu. Gökhan'ın olmayışı, Nani'nin de sonradan oyuna girişi, özellikle sağ kanadın hücum aksiyonunu çok zayıflattı. Sol kanat Caner ve Volkan Şen'le fena çalışmadı. Mesela, F.Bahçe'nin gol dışında bulduğu tek pozisyon olan ilk yarıdaki Volkan'ın ortasına Van Persie'nin iyi vuruşu, golü getirebilirdi ama Braga kalecisi iyi bir refleksle, topu çıkarttı. İlk yarı çok yavan pozisyonu olmayan sıkıcı bir maç oldu. İkinci yarı F.Bahçe, biraz kıpırdadı. Nani oyuna girdi, Fernandao oyuna girdi, biraz daha F.Bahçe rakip alanda oynamaya başlamıştı ki milyonların ağzına geldiği o kritik 75. dakikaya geldik. Eski Bursasporlu Josue driplingini yaptı ve çok iyi vurdu ve iddia ediyorum dünyada pek az kalecinin çıkartacağı topu tam direk dibinden Volkan çıkarttı. Bu dönüm noktası sadece dün geceki maçın değil, belki de turun dönüm noktasıydı. Çünkü futbolda tuhaf bir adalet vardır. Atamayana atarlar... Nitekim öyle oldu. Braga çıkarken kaptırdı, Topal en az 30-35 metre topu sürdü... Ve tıpkı Josue'nin vurduğu gibi yerden köşeye bırakıverdi. İşte kalite farkı. Birbirine benzer iki şut; bir takımın kalesinde Volkan, diğerinde ise sıradan bir kaleci varsa hem golü atıyorsunuz hem maçı kazanıyorsunuz belki de turu geçiyorsunuz. Sonuçta; Fenerbahçe oyun olarak değil ama skor olarak yeterli bir sonuçla Portekiz'e gidecek. Ama şunu da kabul edelim Braga, çok kaliteli oyuncuları olmasa da vasatın üzerinde bir takım. Portekiz'de de dikkat etmek gerek. Allah her takıma deplasmanda Fransız hakem gibi bir hakemle oynamayı nasip etsin. Hem iyi hakem hem otoriter hem de ev sahibi filan dinlemiyor.
GÜRCAN BİLGİÇ
ARTIK LEHİNE
Buraya gelene kadar sadece bir kere yenilmiş iki takım vardı sahada. Yani; savunmayı iyi biliyor, rakibi durdurmayı başarıyorlardı. Aynı karakteri, değişmeden-değiştirmeden bu maçta da sahaya koydular. İki etap varsa, bu stratejileri eleştiremeyiz. Deplasman takımı bir golün pususuna yatar, ev sahibi de yememek üzere diken üstünde top oynar. Fenerbahçe bu yapısını korudu ve Bragalı oyuncuları çok az getirdi kalesine. Ama işin öbür tarafında "avantaj" diyeceği skor için de bir türlü pozisyonlar üretemiyordu. 10 şutundan birini gol yapmış bir takım olarak, yine bilinen sıkıntıları yaşadılar. İlk yarıda denemedikleri yüksek tempoyu, ikinci 45'te Braga'nın da izin vermesi ile elde etmeye başladılar. Soyunma odalarında neler oldu bilemiyoruz ama Braga takımı da, "Hadi bir gol atalım" fikrinde gelmişti sahaya. Bu sızabilecek boş alanlar yarattı Fenerbahçe'ye. Hatta Van Persie'nin ofsayt bayrağına takılan bir de golü vardı. Pereira, "En büyük avantajımız benim... Braga'yı çok iyi biliyorum" dedi. Oyunun bize söylediği aslında Einstein sözüdür; "Bildiğim bir şey varsa, o da hiçbir şey bilmediğimdir." Portekizli "kazanan takımı" bozmadı. Rakibe göre oynamak yerine, bu maçı dört gözle bekleyen Nani ve Fabiano'ya cevap üretti. Braga'yı iyi tanıdığı için bir sürpriz bekledik. Beklemeye de muhtemelen devam edeceğiz. Böyle bir oyunu enerjiyle beraber, tecrübenin de çözebileceğini değişiklikler gösterdi. Meireles'in baskısında, topu kapan Mehmet Topal çeyrek final için gereken biletin ilk taksidini ödedi. Dengesiz yakaladığı defansın arasından, müthiş bir vuruşla golü üretti. Bu sevincin birkaç dakika öncesinde ise Volkan Demirel direk dibinden benzer bir vuruşta, topa elini koyuyordu. Şimdi rövanşın yeni bir hikayesi var artık. Pereira, Braga'yı "tanımamazlıktan" gelirse, bu takım kendi içinde istediği skoru üretecek disiplin ve kaliteye sahip. Portekiz takımının kendi sahasında daha farklı ve cesur olacağının da hesabını yaparsak, Fenerbahçe'nin hızlı hücum stratejilerine şiddetle ihtiyacı var demektir. Artık dengeler de ibre de Fenerbahçe'nin lehine...
Murat Özbostan
AVRUPA TECRÜBE İSTER!
Tamam, Alper Beşiktaş derbisinde iyi maç çıkarmış olabilir ama onun kısa süreli formuna kanıp Nani'yi kesmek bir hataydı kanımca. Bu maça Nani kulübede başlamamalıydı. Siz çok çok önemli bir maça çıkıyorsunuz. Elinizde altın değerinde bir futbolcu, tecrübe, bir yıldız var.. Ve rakibi de çok yakından tanıyor. Geçen sezon Nani, Sporting Lizbon'da oynarken, Braga'ya karşı üç maça çıkmış. Rakip bekleri biliyor, tanıyor. Durum böyleyken Nani'yi 11'e koyacaksınız. Hele ki Diego da cezalıyken.. Avrupa her zaman tecrübe ister.. Aranan tecrübe de Nani'de fazla fazla var. Kariyeri boyunca böylesi maçlarda çok kilit çözmüş Nani yerine birkaç maçlık çıkışına aldanıp Alper'i koymak Pereira için bir hataydı. Rakip Kadıköy'de çok kapalı oynadı ve Fenerbahçe'ye çoğu zaman rahat bir alan bırakmadı. Gafil avlandıkları bir anda Mehmet Topal'ın devreye girmesi büyük şanstı. Ne dedik: Tecrübe... En zor anlarda ayağına gelen fırsatını tepmeyen La Liga görmüş Mehmet, belki de turu kurtardı. Bravo Mehmet...
ÖMER ÜRÜNDÜL
Derslerine çalışmışlar
Fenerbahçe hırslı, disiplinli ve en önemlisi de kontrollü bir ilk yarı sergiledi. Rakip Braga kadro kapasitesi sınırlı, vasat bir takım. Ama günümüz futbolunun istediği ilkelerden 'basit-doğru oyun' modeline sahipler. Ayağa paslarla sahaya yayılıp, kenarları da yardımlaşmalı kapatarak geride iyi yerleşiyorlar. Fenerbahçe adeta hücumda çok etkisiz, pozisyonsuz bir ilk yarı sergiledi. Bunun Fenerbahçe cephesinden bir önemli nedeni de, her zaman vurguladığım gibi; üç ön libero yapısında oynadığınız zaman, organize olmak ve ileriye servis yapmak yeterli olmuyor. Ayrıca rakip Braga da kenarları iyi kapattığından, geriden Caner Erkin ve Şener Özbayraklı da takıma katkıları çok sınırlandı. Fenerbahçe, bana göre ilk yarıda istenen futbolu sergileyemese de çok takım olarak çok önemli bir doğrusu vardı. Rakibin bir Avrupa takımı olduğunu düşünerek hem riskten kaçındılar hem de fizik açıdan yıpranmadılar. Nitekim ikinci yarıda da ilk yarıya oranla hücumda daha etkili, çok net pozisyon bulmasa da rakibi tehdit eden ataklar yapan bir Fenerbahçe vardı. Sonuçta da bitime kısa süre kala Mehmet Topal gerçekten kendi kaptığı topta kendi beceresi ile çok güzel bir gole imza attı ve maç da bu golle noktalandı. Bu galibiyette en önemli etken bence rakip iyi analiz edilerek uygulanan akılcı taktik plandı. 82. dakikaya kadar skorda denge olmasına rağmen, yenecek bir golün çok ciddi faturası olacağından Fenerbahçe, hiç savunma güvencisini ihmal etmedi. En çok Mehmet Topal ve Simon Kjaer'i beğendim. Bu arada Volkan Demirel de ikinci yarıdaki çok önemli bir kurtarışı belki de turun anahtarı oldu. Yoksa her şey ters düz olurdu. Kendi sahanda gol yemeden tek farklı da olsa kazanmak, ikili maçlarda oldukça önemli bir avantajdır.
RIDVAN DİLMEN
1-0 bu maça temiz skor
Braga'nın 1-2 maçını, kısa görüntülerini izlemek, istatistik bilgileri internetten indirmek... Bunlar üzerine tura net favori göstermenin çok doğru olmadığını dün gördüm. Braga, organizasyonu çok iyi bir takım. Günümüz oyununda 4-4-2 kullanan fazla takım yok. Rövanşlı eşleşmelerde deplasmanda 4-4-2 oynamak hiç de kolay değildir. Braga bunu büyük ölçüde başardı. Hem sağdaki Josue hem de soldaki Rafa Silva o kadar doğru pozisyon alıyorlar ki orta saha ikili değil, dörtlü gibi kalıyor. İki bekleri de çabuk, merkez stoperleri ağır ama pozisyon bilgileri yüksekti. Fenerbahçe, 3 yıl ara verdiği Avrupa kupalarına kaldığı yerden devam ediyor. Kontrollü oyun, rakibe saygı, orta saha biçimi, oyuncu tercihleri Avrupa arenasına uygun... Belki dolu dolu oynamıyor ama az pozisyon veriyor. Başka şansı da yok ama Avrupa için. Şampiyonlar Ligi'nin bir alt turnuvası olmasına rağmen rakipleri laylaylom yaptırmıyorlar. Dün eski maçlara göre Fenerbahçe'nin iki beki etkisizdi ki en önemli silahları Fenerbahçe'nin... Öndeki üçlünün bireysel performansı önceki maçlara göre düşüktü. Orta sahadaki üçlüden zaten çok büyük yaratıcılıklar bekleyemeyiz. Fakat dün sahanın en iyi oyuncusu olan Mehmet Topal, kendisini tanıdığımız gibi pres yaptı, müthiş driplingler, şahane bir plaseyle hem sezon içerisindeki hem de dün geceki performansını golle taçlandırdı. Açıkçası 0-0 bitse şansımız Braga'ya göre düşük olacaktı ancak Mehmet Topal'ın Maradona-Messi golü yüzdemizi arttırdı. Her şeye rağmen Braga deplasmanı zor geçecek. Vitor Pereira 1-0'ı istiyordu, öyle başladı, öyle de bitirdi. Tabii ki Volkan Demirel'e değinmek lazım... Çoğu kalecinin çıkaramayacağı bir topu da çıkardı. Son olarak... Yazımı yazdırırken Fenerbahçelilerin arasında giden bir G.Saraylı arkadaş gördüm. Hiçbir problem yaşamadı. Bu da ayrıca hoşuma gitti.