Gera sağ köşeden ağları bulduğunda tüm Portekiz şoka girmişti. Nani hemen beraberlik golünü attı ama sonra sahneye Bursalı Dzsudzsak çıkıyordu. Sonra bir kez daha...
Tam 3 kez geriye düştükleri maçta Portekiz, Macarları 3 kez yakalayarak son 16 biletinin ucunu zar zor tuttuğunda, galibiyet yüzü görememiş bu takımın bırakın kupaya uzanmasını, finale dahi çıkmasını kimse beklemiyordu. Fakat futbol ezberleri bozmayı sever.
Kalede devleşen Patricio, antipatik ve kusursuz stoper Pepe, orta sahanın kilidi William... Ronaldo ile Nani'ye eşlik eden Renato... Hırvatistan, Polonya ve Galler'i geçip finale kadar geldiler ve karşılarında ev sahibini gördüler.
2004'ü hatırladılar. Hücum oynayan, gösterişli ev sahibi kendileri ve kompakt savunma yapan Yunanlar... O gün kazanan gösterişsiz Yunanistan'dı, dün ise aynı mucizeyi 12 yıl sonra tekrarlayan Portekizliler. Koca bir yılı yalnızca 6 golle tamamlamış
Eder, 109'uncu dakikada ekmek yediği Fransa'da 30 metreden sol köşeyi gördüğünde tüm ezberler bozulmuştu. Üstelik bu mucize 25'inci dakikada kaybettikleri Cristiano Ronaldo, bir futbolcu değil, 95 dakikalığına bir yardımcı teknik adama dönüşmüşken gerçekleşti.
İlk 24 takımlı Avrupa Şampiyonası belki çok keyifli, gösterişli bir futbol izlettiremedi bizlere ama gösterişin değil; kan, ter, gözyaşı ve sabrın zaferi olduğuna şüphe yok.
BİR GÖRÜŞ
Murat Özbostan
Benim bir hayalim var!
Stade de France'da dün gece gözyaşı, dram, mutluluk, zafer... Ne arasanız vardı. Dünya için bu maçın açık ara favorisi Fransa'ydı. Ama futbol içerisinde birçok hikayeyi, hayalleri ve dersleri barındıran bir oyun...
Ronaldo'nun sakatlığı ve gözyaşları içerisinde sahayı terk etmesi kader anlarından biriydi. Finalden önce, Martin Luther King'in tarihe geçen,
"Benim bir hayalim var" sözleriyle bu kupayı ne kadar çok istediğini vurgulayan Ronaldo'nun kulübeden takımına verdiği destek, inanç ve motivasyon yıllarca unutulmayacak. Portekiz'in hocası Santos, mükemmel bir savunma stratejisi uyguladı, Ronaldo'ya bağımlı olan futbolcular da daha özgüvenli ve disiplinli oynadı. Patricio harika kurtarışlar ile takımını ayakta tuttu. Ve Eder'in Lloris'i çaresiz bırakan şutu, ağlarla buluştuğunda
"Ronaldo'nun Portekizi" tarihinde ilk kez Avrupa şampiyonu olup hayaline kavuştu...
Basınla, taraftarla, kavga etmediler. Çalıştılar, çabaladılar, ter döktüler, takımdaşlık ruhuyla hayal kurup işlerini yaptılar...
Fransızları yıkan gol
Dk. 109 EDER 0 -1