GÜRCAN BİLGİÇ: Kaçınılmaz patinaj!
Bu maçın "iyi-kötü oynadı"sı yok. Eleme maçında sonuca odaklanırsın. Bir üst tura takımı taşıyacak olan tabeladır. Teknik adamın da, takımın da düşünmesi gereken öncelik bu. Pareira'da bir gün önceki basın toplantısında benzer ifadeler kullandı. Ama...
Bu bağlacı çoğu kimse sevmez. Ben severim. Çünkü dediğin ile yaptığının benzerlik taşıması gerekir. Skorun peşindeyken, takımını Süper Lig için kurguladığın -ki büyük saçmalık -üçlü sistemle sahaya sürersen, düşüncenin de niyetinin de anlamı kalmaz.
Bu adam ya ne yaptığını bilmiyor, ya da ne yapacağını. Kjaer sakatlandığında iki farklı mağlupken bile düzeni, sistemi veya oyuncu kurgusunu değiştirmeyi düşünmedi. Ne zaman ki son 20'ye girildi, klasik "eyyam" taktiği devreye girdi. Defansif çıkar, ofansif sok. Devre bittiğinde Monaco santrforu, Emenike'nin üç katı sayıda topla buluşmuştu. Yani; santrforuna top taşıyamıyorsun, ama sahaya bir sürü forvet atıyorsun. Maçtan sonra da "Ofansif oynadık" dersin... Yersen... Bunlar aslında yarının da konusu olmalı. Günün ismi maçın hakemidir elbette. İlk gol öncesindeki faul, alakasız Monaco penaltısı, sonrasında Fenerbahçe için çalmadığı net penaltı kararı.
Bir hafta önce de birbirine çarpan Monacolular için faul çalıp, golü vermemişlerdi. Eğer bu kadar çok hakem yorumu direkt tabeladan üstünüze gelmişse, teknik-taktik eleştirilerin karşısına bahaneler de dikilir. Haksız da değillerdir. Pas kalitesinin bu kadar düşük olduğu bir takımın, bir de üçlü sistemin ikramı olarak kanatları rakibine hediye etmesi ile gelişmesi veya değişmesi çok mümkün gözükmüyor. Eksik oyuncuların performansına bel bağlanıp, umutlar ertelenmişse, Fenerbahçeliler yine yandı. Sistem değil, performans üstüne kurulu bir düzende istikrarı beklemek hayaldir.
RIDVAN DİLMEN: Kötü değil çok çok kötü!
Klasik olacak ama yine olmadı... Uzun yıllardır Şampiyonlar Ligi'ne gidemiyor Fenerbahçe... Bu yıl da ilk eleme turunda kaybetti. Öncelikle bir Şampiyonlar Ligi ön eleme maçı değil bir hazırlık maçı görüntüsü vardı. Ne sert bir maç, ne mücadeleci kora kor maç oynandı. Sezon başı olmasına rağmen kötü bir zemin ama Fenerbahçe adına baktığımızda hiç hazır olmayan bir takım.
Defansın, kaleci dahil 5 oyuncunun 4'ü ilk kez oynuyor... Defansın 5 oyuncusu diyorum çünkü Fenerbahçe, 3-5-2 filan oynamıyor. 3-5-2'yi sadece ikinci yarının 15 dakikasında gol atana kadar oynadı. Fenerbahçe, 5-3-2 oynuyor. Geçen yılki 4'lü defanstan bir oyuncu var. Yani 5 defanstan 4'ü ilk kez oynuyor. Yine geçen yılki kadrodan sezon başındaki Shakhtar Donetsk maçına baktığımızda hatta sezonun son haftasındaki Başakşehir ve Sivas karşılaşmaları da dahil değişmeyen Josef de Souza, Ozan (çoğu zaman yedekti), Hasan Ali (çoğu zaman yedekti), Fernandao (çoğu zaman yedekti) ve Kjaer. Bir takımın 2.5 ayda bu kadar kadro değişikliği yapması handikaptır. Bir de buna sistem değişikliği ile Pereira katkı sağlayınca savunma organizasyonunda da hücum organizasyonunda da çok ciddi problemler yaşadı.
1- Sistemde arıza var, 2- Çok yeni bir takım, 3- Fizik gücü zayıf... Bu üç faktör başarısızlık için yeterli zaten...
Monaco takımı; sakin, genç, sabırlı bir takım. Onlar da hazır değil ama Fenerbahçe'yi o kadar zayıf yakaladılar ki aslında çok da zorlanmadılar turu getirecek skoru yakalarken.
Hakem, yardımcılarıyla birlikte saçma sapan bir yönetim gösterdi. Verdiği ve vermediği kararlar berbattı.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Pereira'nın yanlışı
Fenerbahçe, maça adeta yenik başladı. Daha ikinci dakikada Ozan'ın çıkışta kaptırdığı topta zaten aralarında uyum olmayan defans bloğu da dengesiz yakalanınca gol geldi. Kısa süre sonra yine bir defans hatasında ilk golü atan Valere Germain, biraz hızlı topa dokunamadı. Sonrasında da bir penaltı ve 18. dakikada iki farklı skor dezavantajı.
Tabii ki bu ikinci gol, Monaco'nun riskli anlayışı terk etmesine neden oldu. Bu durumda Fenerbahçe'nin kontratak planları suya düştü. Bilhassa fizik olarak iyi durumdaki Emenike'nin istediği geniş alan artık yoktu.
İkinci yarıda Fenerbahçe kalabalık rakip savunma üzerinde baskı kurdu. Bu bölümde önemli olan bir gol atarak oyuna ortak olup rakibin de moralini bozmaktı. Bu da oldu. Emenike'nin önce çok güzel bir şutu direkten döndü, sonra da Emenike golü attı.
Artık saha içi dengeleri, Fenerbahçe'ye dönmüş gözüküyordu. Ama yine uyumsuz üçlü defansın yaptığı hatalar yüzünden Monaco üçüncü golü buldu. Ama yine her şey bitmemişti. Fenerbahçe'ye bir gol gerekiyordu. Ama o gol gelmedi ve bu seneki Şampiyonlar Ligi hayali de yine ilk eşleşmede sona erdi.
Pereira, gerçekten zayıf bir teknik direktör. Yeni bir kadro oluşmuş, iki tane de yeni stoper gelmiş. Daha sezon başı birden üçlü defans anlayışına geçiyorsun. Bunun başarılı olması eşyanın tabiatına aykırı bir durum. Bir örnek daha vereyim, bana göre Hasan Ali en kötü maçlarından birini oynadı. Neden? Çünkü 3-5-2 sisteminde kenarda oynayan oyuncuların üstündeki yük iki katına çıkar.
Monaco vasat bir takım. Eğer bu takım en önemli oyuncusu Falcao da sakatlanıp çıkmışken 90 dakikanın genelinde 3 gol atıp, 3 gol de kaçırıyorsa fazla söze gerek kalmıyor.
Pereira'nın en önemli hatası yanlışta ısrar etmesi. Kjaer çıkıp Mehmet Topal girdiğinde artık dörtlü savunma anlayışına dönmesi gerekiyordu. Hiç olmazsa Aatif girdikten sonra öyle yapmalıydı. Onu da yapmadığı gibi bu sefer 10 numara pozisyonunda oynayacak tek oyuncu Salih'i de çıkan Souza'nın yerine çekti.
ERMAN TOROĞLU: Bu fatura başkan ve yönetime kesilir
Üçlü savunma, beşli savunma, dörtlü forvet hepsi hikaye... İyi mücadele edeceksin! Oynadığın takım aman aman değil. Zaafları var. Ama oynadığın takımın oyun şekli var ve oyun şekline uyan futbolcuları var. Ve topu iyi kullanan oyuncuları var. Senin takımında topu iyi kullanan bu kadar iyi oyuncu yok. Sen meşin yuvarlağa daha fazla vuruyorsun, kaldırıyorsun!!! Fernandao sektirecek, Emenike gidecek. Milattan önce yani...
Üçlü savunma oynuyorum diyorsun, üçlünün iki yanında oynattığın adamların ikisi de defans adamları. Yani hücumu seven oyuncular değiller.
Şimdi yine diyeceğiz ki hakemler bizi yaktı. Penaltıydı, değildi, fauldü, değildi tamam. Hakemin verdiği kararlar var. Ama şu net: Birinci golden evvel Ozan'a bir faul yapılıyor, mesafe 50 metre o topta... Bütün defans oyundan düşüyor, gidiyor gol oluyor. Tamam takım hücuma çıkıyor, herkes top almak istiyor ama arka taraftaki oyuncuların da o kadar top almaya gitmek için açılmaya hakları yok.
Dönüyoruz Fenerbahçe'nin attığı gol de net ofsayt. Sarı-lacivertliler, maçta ikinci yarının 15 dakikasında iyi mücadele etti. Onun haricinde beklenen mücadeleyi vermediler. Geçen sene Fernandao, Van Persie oynuyor diye ortalığı yangın yerine çevirdi. Peki aynı Fernandao sezon açılışına kaç kilo fazlayla geldi? Düşünün, Nani ve Van Persie şu takımda forma giyse işin rengi değişir miydi? Kesinlikle değiştirdi.
Monaco da çok hazır değil ancak Fenerbahçe hiç değil. İlk maçta sarı lacivetliler, daha iyi mücadele ettiler. Orada kaçan goller, buradaki sonuca tesir etti bence.
Takım kadrosuyla, takım tertibiyle çok fazla oynarsanız işte bu duruma gelirsiniz. Son dört sene bakın Fenerbahçe kadrosundaki değişikliklere.. Belli bir iskelet kurarsınız, üzerinde oynama yaparsınız. Aslında maç 3-1 olduktan sonra bile Fenerbahçe'nin daha farklı oynaması gerekirdi. Çünkü artık bomba Monaco'nun kucağındaydı. Atacağın 1 gol turu getirecek. Ama sen halledemiyorsun. Fenerbahçe'de mesela Fernandao... Sorarım size 90 dakikada ne yaptı?
Yedek oyuncular girdikten sonra neyi değiştirdiler? Ama teknik direktör hala diyor ki biz bu maça yeteri kadar hazırlanamadık. Senin elini tutan mı var bu maça hazırlanamamak için. Tabii ki burada tamamen teknik direktöre yüklenmek hata olur. Neden? Bu teknik direktöre yol açan, bu zihniyete yol açan bu takımın bir başkanı, bir yönetimi var. Faturayı da net bir şekilde bu başkan ile bu yönetim kurulu öder. Teknik direktör değil.
Gerisi hikaye...
AHMET ÇAKAR: Mahalle futbolu
Bir takım, üstelik Fenerbahçe gibi bir takım, Şampiyonlar Ligi'nde hayati bir maça çıkıyor. Ama bir tek oyun planları var. Geride 3'lü defans ile kapanacaklar. Emenike'ye şişirecekler, o da yaparsa bir şeyler yapacak. Dün gecenin özeti bu.
Maça Fenerbahçe mağlup başladı. Bu tür maçlara mağlup başlamak hem moral bozuyor hem de oyun stratejisi dağılıveriyor. İlk yarıda ne Ozan ne de Josef top Fenerbahçe'deyken iyi oynamadılar. Oyunu geliştiremediler, öne oynamadılar ve gereksiz toplar kaptırdılar. Özellikle ilk yarıda Fenerbahçe ileride topu tutamadı. Emenike'ye şişirilen toplarda da Monaco zaten önlemini almıştı.
Bir de bunlara Hasan Ali'nin yaptırdığı amatörce penaltı eklenince Fenerbahçe berbat oynadığı ilk yarıyı 2-0 mağlup bitirdi.
İkinci yarı Fenerbahçe ilk 15 dakika kıpırdanır gibi oldu ve turdan ümidini kesmiş herkes 'acaba mı?' dedi. Emenike'nin direkten dönen topu, hemen ardından da atılan Fenerbahçe golü tur için umudu getirdi. Çünkü 2-1'lik skor maçı en azından uzatmaya götürecekti ki yine yerleşim hatasından, markaj eksikliğinden ve kaleci Ertuğrul'un erken yatışından golü yiyiverdiler.
Pereira şunu bilmeli, dünyada üçlü defans oynayan takımların sayısı az, üstelik günden güne de azalıyor. Üçlü defans hedefi yüksek olan takımların mantalitesi olamaz. Fenerbahçe köy takımı değildir. Fenerbahçe'nin Türkiye ve Avrupa'da hedefleri vardır. İşte dün gece gördük. Monaco öyle ahım şahım bir takım değil. Adamlar 3-4 defa geldiler, üç gol atıp hem maçı hem de turu kazandılar.
Salih şartlar ne olursa olsun F.Bahçe'nin en yaratıcı oyuncusu. Eksikleri yok mu? Tabii ki var. Ama ısrar edilmeli.
Sahada utanması gereken futbolcudan çok bir ragbi oyuncusuna benzeyen Fernandao var. Bir insan bu kadar mı çabuk kilo alır, bu kadar mı çok ağırlaşır. İnanılır gibi değil. Ve Fenerbahçe yine bir ön elemeden maalesef boynu bükük ayrıldı.
Maçta hakem hataları çoktu. Monaco'nun ilk golü öncesi Ozan'a bir müdahale var. Faul olmalıydı. Emenike'nin attığı gol ofsayt. Ayrıca yine bence Fenerbahçe'nin Monacolu oyuncunun eliyle temasında verilmeyen bir penaltısı var. Maç kolaydı ama Portekizli hakem çok hata yaptı.
EMRE BOL: Doğrular ve yanlışlar
Ben bir hafta içinde aynı rakiple oynayan ve farkı kaçıran bir takımın bir hafta sonra böylesine düşüş yaşamasını neye bağlamak gerek bilemiyorum! Maçtan bir gün önce yapılan antrenmanda Kjaer'in takımla çalışmayıp, düz koşu yaptığını görünce oynayamaz diye düşünmüştüm.
Sakat olan bir futbolcuyu oynatarak risk almak dünyanın en aptalca hamlesi! Ne gerek var? Hem takımın aksamasına yol açıyorsun hem oyuncu değişikliği hakkını bedavaya harcıyorsun.
Pereira ilk yarıda oyunu kendi sahasında kabul edip yeni sistemin 5-3-2 bölümünü kullanınca Monaco baskıyı kurabildi. İlk maçı kazanan ve beraberlik halinde dahi turu geçecek takımın teknik direktörünün farklı bir oyun kurgusuyla sahada olması gerekiyordu.
Öndeki 2'li Fernandao ve Emenike birbirlerine o kadar yakın oynuyorlar ki; saha içinde çarpışıyorlar adeta! Hoca çift forvet devam edecekse eğer 3. bölgede daha tamamlayıcı isimleri bulması gerekiyor.
Pereira kovulmalıydı!
İki kanat Hasan Ali ve Van der Wiel çıkarken sürekli top kaptırıp, savunurken de etkisiz olunca sarı-lacivertliler topu ileriye taşımakta zorlandı.
Fenerbahçe, Emenike'nin golü sonrası kısa süreli bir tepki verdi ama geçen seneden kalma kondisyon sorunu yine ortaya çıkıverdi!
En kötüsü de ne biliyor musunuz;
Fenerbahçe yine ne yapacağı belli olmayan bir takım haline dönüşüyor.
Yeni sezonda da yine, "Fenerbahçe bu maçı kesin kazanır" diyemeyeceğiz!
Bunun başlıca sorumlusu ise "Pereira'nın kötü teknik direktör olduğu gerçeğini" tek göremeyen Aziz Yıldırım'dır.
Oysa milyonlarca euro harcayıp Şampiyonlar Ligi'nden eleneceğine, 3 milyon euro verip Pereira'yı kovmak en doğru hamle olacaktı.
DR. GÜRKAN KUBİLAY: Yüzde 30'a 15!
Fransızlar'la oynadığı 8 deplasmanın, sadece son Marsilya olanında gol yememişti F.Bahçe. Daha ilk 2 dakikada 2 kez çıkarken yapılan top kaybının verdiği uyarı, 3'te Ozan'ın çıkış kaybını, Germain'in gole çevirmesiyle şoka dönüşüyordu.
Önde Fernandao'nun yerine bir orta saha daha kullanır diye düşünmüştüm Pereira ama aynı kadro çıkınca, orta alanı da kalabalık tutamıyorduk. Buna rağmen 10. dakika sonrası oyunu dengeler ve topu tutar gibi olduk. Ancak göstere göstere savunma arkasına atılan pasta Hasan'ın (bence kesinlikle penaltı değil) yaptırdığı penaltı daha 18'de F.Bahçe'yi pek de alışmadığı bir dakikada 2-0'lık skorla karşı karşıya bıraktı. Gol atmamız gerekmesine rağmen Salih ve Ozan'ın hücumda etkisizliği ile rakip kaleye gidemiyorduk.
Kaleyi tutan ilk şutu 26'da atabildik. Sözde 3'lü savunmanın önündeki kanatlar Wiel ve Hasan ilk 30 dakikada iki çok kötü orta zor yapabildiler, ona da bizden vuran olmadı. Hücuma hızlı çıkmak adına oynattığın Emenike'yi ilk 30 dakikada 3 kez topla buluşturuyorsun.
Buna karşın Kjaer 27 kez topla buluşuyor. Topla buluşanda değil de buluşturanda sorun aramalıydın.
Hakem bizi katletti
35'ten sonra Salih oyuna girmeye başlayınca 3 pozisyon şansı yakaladık.
Kjaer bizden, Falcao da onlardan sakatlık nedeni ile çıktı. Onlar Falcao'suz hücuma gidemediler ama biz Topal ile 3'lü savunmaya 'devam' dedik. Bu savunma kenarları kevgire döndüren savunmadır, döndük de. Yine de, çıkarken kaybedilen top, bir de inanmadığım penaltı dışında bir şey yapmayan bu Monaco'ya ilk yarının 2-0 bitmesi hak değildi.
2. yarının ilk 5 dakikasından sonra öne gittik, kalabalıklaştık.Topla buluşmaları 3 kat artan Emenike sonunda attı. Sonrasında üstündük, hakem 2 penaltımızı vermeyerek bizi katletti. Duran top hariç tek pozisyondan rakip golü attı. Souza- Aatif değişikliği ile sistemi öne taşımaya karar verdik. H.Ali-Stoch değişikliğiyle iyice riske girdik. Rakip üzerimize geldi.
Fernandao maçın başından itibaren kötüydü.
Sonradan girenler de katkı vermeyince pozisyon bulamıyorduk.
2 maçta gol pozisyonlarının biz yüzde 15'ini , onlar yüzde 30'unu atınca; hakemlerden iki maçta kazık yiyince, tempo artıracak kadar hazır olmayınca, kulüben katkı verecek kalite bulunmayınca, bizden kesinlikle iyi takım olmayan Monaco'ya elendik.