Sporun birleştirici gücü ve spor odaklı pazarlama iletişiminin konuşulduğu, Sportsnet'in 'Sport & Impact' oturumuna katılan Şenol Güneş, gündem yaratan açıklamalarda bulundu. Sözlerine, "Çok övgü aldık, iltifatlar güzel. Ancak taşıyamayacağım yükü almak istemem" diyerek başlayan Güneş, şöyle devam etti: "Çocuklarımıza sporu ve sanatı sevdirmeliyiz. Futbolun serserilik olarak görüldüğü zamanlarda bu spora başladım. Futbolcuyum diye eşimi bana vermek istemedikleri zamanlardan, şimdi kızların futbolculara verilmeye çalışıldığı dönemlere geldik. Yoklukların, tesislerin olmadığı zamanlardan, binaların az arsaların çok olduğu zamanlardan; binaların çok, arsaların az olduğu dönemlere geçtik. Ben futbol yüzünden okulumdan 1 sene kaybettim."
ŞİMDİ ELBİSELERİM ÖVÜLÜYOR
"Trabzonspor'un başarısı sadece futbol değil, düşünce devrimiydi. Parayı fazla harcamadan karakterli oyuncularla başarıyı yakalamıştık. Trabzonlu olmakla iftihar ediyorum. Şimdi Beşiktaş'ta çalışıyorum ve bununla da gurur duyuyorum. Türkiye'de hangi taraftar olursa olsun 'Seni seviyorum" dediğinde çok hoşuma gidiyor. Londra'da Bilic'in maçını seyretmeye gitmiştim. Maçtan sonra restoranda yemek yerken, 4-5 Koreli 'Mr. Güneş' diye yanıma geldi. Sevindim, Kore'de iz bırakmışım demek ki… Ben Dünya Kupası'na giderken, elbiselerim yüzünden çok eleştirildim. Şimdi elbiselerim yüzünden övülüyorum. Elbiseler değişebilir, karakter sağlam olsun yeter."
HEYKELTRAŞ GİBİYİM...
"Benim de oyuncuların da sorumlulukları var. Seyirciye en iyisini sunmak zorundayız. Sevmeye, sevilmeye gelsin seyircimiz, ölmeye değil. Oyunculara her zaman şunu söylerim; 'Maçta yenmenin de yenilmenin de garantisi yok. Ancak mücadele etmenin garantisi var. Mücadele edersek bir maç sonra kazanabiliriz. 'Futbolculara nasıl katkı yapıyorsun' diyorlar bana. Ben bir şey yapmıyorum, Sadece fazlalıklarını atıyorum. Tıpkı heykeltıraşlar gibi."
ÇOCUK EĞİTİMİ GİBİ
Tesislerden içeri girdiğinde oynayan, oynamayan benim için fark etmez. Hepsine de eşit mesafedeyim. Futbolcuyu eğitmek, çocuk eğitimi gibidir. Takıma koyulan prensipler de. Ben bunu iyi yaptığımı düşünüyorum. Geçen sene Quaresma bana gelip 'Niye beni hep dışarı alıyorsun?' diye sormuştu. Ben de 'İlk 11'de başlamazsan seni dışarı almam' karşılığını vermiştim. Futbol ciddi bir iş değildir, ciddi bir oyundur. Amaç ile araç karıştırılıyor. Para çok önemli ama amaç olmamalı."
SORUN ÇOK BÜYÜK
"Futbolun bu kadar zenginleştiği bir dönemde bir teknik adam rakip sahada maç izleyemiyorsa sorun çok büyük demektir. Taraftarı da yan yana getirmeliyiz. Dünya Kupası'ndan dönerken havalimanından Taksim'e gelene kadar her çeşit insan; bizi kucaklamaya gelmişti. İnanın insanların spor sayesinde bir arada olması çok güzeldi."
SAKLAMAK ANLAMSIZ
"Beni bilen biliyor. Çok gürültü çıkarmam ama etki yaparım. Bir yanlış varsa bunu gizlemenin anlamı yok. Yanlışsa düzeltirim, çıkar işimi yaparım. Quaresma'nın Trabzon maçındaki pozisyonu, benim gördüğüm kırmızı kart. Yarın 'Ne yalan söyleyeceğim' diye düşünmektense, çıkar doğru olanı söylerim. Bu kadar basit. Trabzon maçında çok iyi oynadığımızı düşünmüyorum. Ama adalete inanıyorum. O yüzden iki kızımı da hukukçulara verdim."
OGÜN ŞAHİNOĞLU